Kısa karar ile gerekçeli kararın çelişik bulunmasının bozma nedeni sayılacağı-
Hükümle gerekçe arasında açık bir çelişki bulunduğundan, önceki kısa kararla bağlı olmaksızın; kısa karara uygun olarak gerekçesini yeniden düzenleneceği veya gerekçeye uygun nitelikte yeni bir kısa karar oluşturulacağı ve bu şekilde kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiyi gidermek gerektiği-
Gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı, esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanağın olmadığı, kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olmasının yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK.nun buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratacağı-
Mahkemece karar gerekçesinde dosyaya ibraz edilen ibranamede belirtilen rakamların ödendiğine dair bir kayıt ibraz edilmediği gibi, boşluk doldurma yöntemi ile düzenlenmesi ve tarihsiz olması nedeniyle alacağı sonlandıracak veya makbuz niteliğinde kabul edilerek mahsubu gerektirecek nitelikte bir belge olarak kabul edilmediği açıklanmasına karşın, ibranamenin makbuz niteliğinde olduğunun kabulü halinde yapılan ödemelerin mahsup edilerek bakiye alacakların belirtildiği bilirkişi raporu esas alınarak talep konusu kıdem tazminatı ve ihbar tazminatının ibranamede belirtilen bedellerin mahsubu ile hüküm altına alınması suretiyle gerekçe-hüküm çelişkisine neden olunduğu, hüküm ile gerekçeli karar arasındaki çelişki YİBK. ve HMK’nun 298/2. maddesine aykırı olup, kararın bozulması gerektiği-
Gerekçeli karar ile kısa kararın uyumlu olması gerektiği-
Hem hükmüne uyulan bozma ilamının gereği yerine getirilmemiş, hem de gerekçe hüküm çelişkisi yaratılmış olması nedeniyle hükmün tekrar bozulması gerektiği-
Şikayet davasında kararın gerekçesindeki anlatımların, somut olay ile ilgisi olmayıp, tamamen farklı bir durum ile ilgisi olduğu anlaşıldığından hükmün bozulması gerektiği-
Kıdem tazminatı ile ilave tediye, yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine ilişkin davada, kıdem suresinin farklı olduğu gerekçeli karar yazım aşamasında farkedilerek "gerekçeli karar ile kısa karar çelişmeyeceğinden kısa karar aynen korunmuştur..” denilmişse de, gerekçede davacının çalıştığı süre bakımından çelişki oluşturulduğu anlaşıldığından, kararın bozulması gerektiği-
Tapu iptali ile tescile ilişkin kısa kararda kurulan hükümdeki pay ve dağılım durumunun gerekçeli kararda farklı olduğu ve kısa karar ile gerekçeli kararın farklı ve çelişkili olduğu görülmüş olup, bu durum kararın gerekçesinde de belirtildiğinden 10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme kararı çerçevesinde mahkemece, kısa karar ile bağlı kalınmadan, yeni bir kısa ve buna uygun gerekçeli karar verilmek üzere hükmün bozulması gerektiği-
Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratıldığının görüldüğü, bu durumun, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 298. maddesine aykırılık teşkil ettiği-