Tefhim edilen hüküm sonucu yanlış da olsa, gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna uygun düzenlenmesi gerektiğinden, tefhim edilen ve duruşma tutanağına geçirilen hüküm sonucu ile gerekçeli karar arasındaki aykırılık bulunduğundan diğer yönler incelenmeden tek başına kararın bozulması gerektiği-
Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı, kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da bulunmadığı, kısa karar ile gerekçeli kararın birbirinden farklı olması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK mad. 297 ve 298 buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratığı, bu hususun kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görev olduğu-
Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması bozma nedeni olup, bu durumda mahkemece, anılan İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği üzere, bozmadan önce verilen kararla bağlı olmaksızın aradaki çelişkiyi giderecek şekilde yeniden karar verilebilmesi için hükmün bozulması gerekeceği-
Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olmasının bozma nedeni olduğu, bu durumda, mahkemece yapılacak işin, tefhim edilen kısa karara uygun gerekçeli karar ve buna uygun hüküm oluşturmaktan ibaret olduğu-
Mahkemece kısa kararda erkeğin usulüne uygun, harcı yatırılmış maddi tazminata ilişkin bir davasının olmadığından bahisle maddi tazminat talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği halde, gerekçeli kararın hüküm fıkrasında erkeğin maddi tazminat talebinin reddine hükmedilerek kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki yaratıldığından; mahkemenin, 10304.1992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararını gözeterek yeniden karar oluşturması gerektiği-
Mahkemece son celse duruşmada verilen kısa kararda "ıslah edilen davanın kabulüne, karar ve tahsilat kesinleştiğinde davacı üzerindeki tapunun iptali ile davalı adına tesciline" yazılmasına rağmen, hükümde karar ve tahsilat kesinleştiğinde davacı üzerindeki tapunun iptali ile davalı adına tesciline ilişkin hükmün kurulmadığı, bunun bir çelişki olduğu, kısa karar ile hüküm fıkrası arasında çelişki yaratılmasının hatalı olduğu-
Mahkemenin; önceki kısa kararla bağlı olmaksızın; kısa karara uygun olarak gerekçesini yeniden düzenleyeceği veya gerekçeye uygun nitelikte yeni bir kısa karar oluşturup, bu şekilde kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiyi gidereceği-
Faiz başlangıç tarihleri yönünden kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki oluştuğu, önceki kısa kararla bağlı olmaksızın, kısa karara uygun olarak gerekçesini yeniden düzenlemek veya gerekçeye uygun nitelikte yeni bir kısa karar oluşturmak ve bu şekilde kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkinin giderileceği-
Kısa karar ve gerekçe arasında çelişki oluşması halinde bozma nedeni oluşturacağından, bozmadan sonra mahkemenin önceki kısa kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi giderme koşuluyla vicdani kanaatine göre karar verebileceği-
Hükmün gerekçesi ile sonuç kısmı arasındaki çelişki, yanında hükmün kendi içerisinde dahi çelişki yaratır şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden, tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilmek ve Yargıtay denetimine elverişli ve infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde gerekçeli bir karar verilmek üzere hükmün re’sen bozulmasının gerektiği-