Davalı borçlunun icra takibine süresinde yapmış olduğu bir itiraz bulunmadığından takibin kesinleştiği, bu durumda kesinleşen takipten dolayı itirazın iptali davası açmakta davacının hukuki yararının olmadığı, hukuki yarar, dava şartlarından olup, davacının dava açmakta hukuken korunmaya değer bir yararının bulunması gerekeceği, davada davacının hukuki yararının bulunup bulunmadığının, mahkemece, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılacak hususlardan olduğu, dava şartlarının kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasında re'sen gözetileceği, mahkemece, dava şartı noksanlığı tespit edilirse davanın usulden reddine karar verileceği-
Davacılardan biri yargılama sırasında ölmüş olup, ölen davacının terekesinin elbirliği (iştirak) halinde mülkiyete tabi olduğu ancak mirasçılardan birinin davaya onay vermediğini bildirdiği, o hâlde, ölen davacının miras şirketine TMK'nın 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekeceği- Asıl davada 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 326. maddesi uyarınca, davada haksız çıkan ve aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunan davalıların adlarına kayıtlı taşınmazlar bakımından davacıların miras paylarına isabet eden dava değeri üzerinden, harç, yargılama giderleri ve yargılama giderlerinden sayılan avukatlık ücretinden ayrı ayrı sorumlu tutulmaları gerekirken, mecburi dava arkadaşlığı olmadığı halde birlikte sorumlu tutulmaları doğru olmadığı gibi; ölen davacının miras payı yönünden 6100 Sayılı HMK 297/2. maddesi ve hakimin doğru sicil oluşturma ilkesine aykırı olarak infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulmasının ve davaya muvafakat vermeyen mirasçının gerekçeli karar başlığında davalı olarak gösterilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece, duruşmada dinlenen davalı tasfiye memuru da, söz konusu aracın noter satış işlemleri yapılmadan şirketin terkin edildiğini ancak davacıya haricen araç satışının yapıldığını beyan ettiğinden, davacının dava konusu şirketin ihyasında hukuki yararının olduğu kabul edilerek davanın kabulüne karar vermek gerekeceği-
Dava, kira bedelinin istirdatı istemine ilişkin olup, uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklandığı, dava, 16/03/2015 tarihinde 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girmesinden sonra açıldığına göre görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu, mahkemece; uyuşmazlığın çözümünde Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik nedeniyle HMK'nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Kayyımlık sadece taşınmazın yönetimine ilişkin olup, yönetim kayyımlığının amacının TMK'nin 427. maddesi gereği gerekli olan yönetimden yoksun kalan ve yönetimi başkaca yollarla sağlanamayan malvarlığının yönetilmesi olduğu, dolayısı ile kayyımın atandığı malvarlığını yönetme dışında bir görevinin de bulunmadığı, İstanbul Defterdarlığı'nın açılan tespit davasında hak ve menfaatini ilgilendiren bir durum mevcut olmadığı halde mahkemece davaya dahil edilmesinin "taraf" sıfatı kazandırmayacağı- Nüfus müdürlüğü temsilcisinin yargılamanın ......... tarihli oturumuna katıldığı, mahkemenin ara karar ile Nüfus Müdürlüğü'nün davada taraf olmadığı gerekçesi ile temsilcinin oturumdan çıkartıldığı, son oturuma da nüfus temsilcisi katılmadan davaya bakılıp işin esası hakkında hüküm kurulduğu, mahkemenin oluşumuna ilişkin kanun hükmü dikkate alınmadan, nüfus idaresi temsilcisi yokluğunda yargılama yapılarak hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Borçlu şirketin dava tarihi itibariyle muamele merkezinin bulunduğu yer Beyoğlu ilçesi olduğundan yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu-
Davalıya atfedilen kusurun hizmet kusuru teşkil eden eyleme dayandığı görüldüğünden, mahkemece, davanın HMK 114/1-b.maddesi gereğince yargı yolu caiz olmadığından HMK 115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu yapılan haciz sırasında yetkili olduğunu beyan ederek 3. kişi şirket yararına istihkak iddiasında bulunan kişinin üçüncü kişi şirketin ortağı ya da yetkili temsilcisi olmadığının sabit olduğu, davalı üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren İİK’nin 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiasının da bulunmadığı, o halde davacı alacaklının İİK 99. maddesi hükümlerine göre istihkak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından, 6100 sayılı HMK'nin 114/ h ve 115/2 maddeleri uyarınca, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Şirket, ticaret sicilinden terkin edilmekle taraf ehliyeti son bulacağından, davacı vekiline terkin edilen davalı şirket yönünden, eldeki davaya hasren şirketin ihyası için dava açması hususunda mehil verilerek, şirketin ihyası sağlanıp taraf teşkili tamamlandıktan sonra işin esasına girilerek karar verilmesi gerekeceği-