22. HD. 28.02.2019 T. E: 2018/16622, K: 4713-
Davanın Jandarma Genel Komutanlığı'na karşı görülmesi gerekirken Milli Savunma Bakanlığı'na karşı sonuçlandırılması hatalı olduğu, temsilcide yanılma nedeniyle, davanın Jandarma Genel Komutanlığı 'na yöneltilmesi için davacı tarafa mehil verilmesi gerektiği-
Zorunlu arabulucuya başvurulmadan açılan itirazın iptali davasının dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunan kişinin üçüncü kişinin çalışanı olduğu ve üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığının anlaşıldığından, davalı üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren İİK. mad. 96/3 uyarınca 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiasının da bulunmadığı ve bu durumda, davacı alacaklının İİK. mad. 99 uyarınca istihkak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı, istihkak davasının HMK. mad. 114/ h ve 115/2 uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiği- Davanın usulden reddi halinde davalı yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 7/2. maddesi gereğince maktu vekalet ücreti takdiri gerektiği-
Kambiyo senedinde yapılan hukuka ve yasalara aykırı işlemlerden ve tahrifatlar nedeniyle açılan menfi tespit davasının da arabuluculuk kapsamında kabul edilmesi gerektiği, davacı-borçlu tarafça açılan davanın arabuluculuk dava şartının yokluğu nedeniyle reddi gerektiği-
Fuarda yer tahsisiyle birlikte tanıtım, danışma hizmetleri, fuar alanında güvenlik ve temizlik hizmetlerini de kapsayan sözleşmenin "hizmet alım" sözleşmesi niteliğinde olduğu, kira sözleşmesi olarak nitelendirilemeyeceği- TTK. mad. 4 uyarınca tacir olan her iki yanın ticari işletmeleriyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaların ticari dava sayılacağı-
Dava belirsiz alacak davası olarak açılmış ve kıdem tazminatı ve yıllık izin alacağı yönünden kısmi dava olduğu belirtilerek ıslah yapılmışsa da kısmi ıslah yoluyla dava türü değiştirilemeyeceğinden, kıdem tazminatı yönünden belirsiz alacak davası açmakta hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle talebin usulden reddine dair verilen hüküm isabetli ise de yıllık izin yönünden de belirsiz alacak davası açılamayacağı açık olduğundan bu talebin de usulden reddi gerekeceği-
TTK.'nun 5/a maddesinin dava açılmadan önce arabulucuya başvurma şartını düzenlediği- Arabulucuya başvurmadan açılan alacak davasının usulden reddi gerektiği-
TTK.'nun 5/a madddesinin dava açılmadan önce arabulucuya başvurma şartını düzenlediği- Arabulucuya başvurmadan açılan menfi tespit davasının usulden reddi gerektiği-
Dava konusu kıdem tazminatı alacağı bakımından davacının; çalışma süresini, kendisine en son ödenen aylık ücret miktarını, tazminat hesaplamasına esas alınacak aylık ücrete ek para veya parayla ölçülebilen sosyal menfaatleri belirleyebilecek durumda olduğu, bu halde, dava konusu kıdem tazminatı alacağının gerçekte belirlenebilir bir alacak olduğu ve dolayısıyla belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği nazara alındığında, bu alacak bakımından hukuki yararın bulunmadığının anlaşıldığı-