Dava dilekçesinde davalı olarak kayyıma yer verilmiş olup, davanın hasımsız açıldığından söz edilemeyeceği, o halde, işin esasının incelenmesi gerekeceği-
Alacaklı tarafça borçlu aleyhine başlatılan takip esnasında, alacaklı vekilinin 05.12.2014 tarihli dilekçesi ile gerçekte borçluya ait olmakla birlikte üçüncü kişi kardeşi .... adına kayıtlı dava dışı şirket nezdinde kayıtlı şirket hisselerinin İİK'nin 99. maddesi uyarınca haczini talep ettiği, bunun üzerine İcra Müdürlüğünce dava dışı şirkete yazı yazılarak üçüncü kişi adına kayıtlı hisselerin İİK'nin 99. maddesi uyarınca kayden haczine karar verildiğinin bildirildiği, anılan hacze ilişkin olarak üçüncü kişi veya İİK'nin 96/1 maddesi uyarınca borçlu tarafından üçüncü kişi lehine istihkak iddiası öne sürülmeden eldeki davanın alacaklı tarafça açıldığı ve haczedilen şirket hisselerinin borçluya ait olduğuna karar verilmesinin talep edildiği anlaşıldığından, davacı alacaklının İİK'nin 99. maddesi hükümlerine göre istihkak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından, 6100 sayılı HMK'nin 114/ h ve 115/2 maddeleri uyarınca, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekeceği- Mahkemece alacaklı tarafça açılan davanın reddine karar verilmesine rağmen kendisini vekil ile temsil ettiren davalı üçüncü kişi yararına vekalet ücretine hükmedilmemesinin doğru olmadığı- Mahkemece üçüncü kişinin şikayet başvurusunun kabulüne karar verilmesine rağmen şikayete konu işlemin niteliğine göre alacaklının yapılan işlemin gerçekleşmesinde kusurunun olduğu nazara alınmaksızın yargılama giderlerinin üçüncü kişi üzerinde bırakılmasının ve lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin doğru olmadığı-
Ruhsal rahatsızlık ileri sürülmüş olup; iddianın dosya arasındaki delille doğrulanması sebebiyle; mahkemece yapılacak iş; tarafın, vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması ve bu hususun ön sorun sayılarak sonucuna kadar yargılamanın bekletilmesinin gerektiği-
Davacı vekilinin kaza sebebi ile hayatını kaybedenin desteğinden yoksun kalan müvekkiller için destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak taraflarına ödenmesini talep ettiği davada, arabuluculuğa başvurunun dava şartı olduğu, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmek zorunda olduğu-
Davacı, davalı şirketin işçisi olup, anılan şirket hisselerinin özelleştirme uygulaması kapsamında başka bir şirkete satılarak devredildiği, şirketin tüzel kişiliğini devirden sonra koruduğu, davacının devirden sonra da yine aynı şirkette çalışmaya devam ettiği ve feshin anılan şirketçe gerçekleştirildiği sabit olduğundan, davalı şirketin, onu satın alan şirket ile aynı gruba dahil olmakla birlikte farklı bir tüzel kişiliği haiz şirket olup, davada taraf sıfatının bulunmadığı, anılan nedenle bu şirket hakkında açılan davanın taraf sıfatı yokluğundan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Alacaklı şirketin ticaret siciline terkiniyle tüzel kişiliği sona ermiş olmasına karşın; vekil, karar tarihine kadar vekillik görevini sürdürmüş olup halen şirketin ihya olunmadığı anlaşıldığından, TBK. mad. gereğince, öncelikle borçluya, alacaklı şirketin yeniden “ihyası” için görevli ve yetkili mahkemede dava açabilmesi için yeterli ve kesin süre verilmesi; borçlunun “ihya davasını” açmaması ya da açmak istememesinin saptanması durumunda ise; HMK. mad. 54 ve 55 uyarınca işlem yapılması, ihya davası açılmasını sağlamak amacıyla kayyım atanmasına karar verilmesi, alacaklı şirketin ihyasıyla yeniden tüzel kişilik kazanması durumunda da gerekli tebliğ işlemlerinin yapılması, ve taraf teşkili sağlandıktan sonra uyuşmazlığın hükme bağlanması gerektiği-
Birleşme nedeniyle eldeki davada davalı şirketin tüzel kişiliği sona ereceği ve terkin edileceğinden, şirket davalı olamayacağı gibi, aleyhine hüküm de tesis edilemeyeceği- Y.i incelme yapılmadan usulsüz haciz nedeniyle tazminata hükmedilemeyeceği-
Dava dilekçesinde dava türü her ne kadar çek iptali (hasımsız) olarak gösterilmiş ise de; hakim Türk Hukukunu resen uygulayacağından ve hukuki vasıflandırma da hakime ait olacağından davanın esasında menfi tespit davası olduğu, dava şartı olarak arabuluculuğa başvurulmadığından davanın usulden reddi gerektiği- Arabulucuya başvurulmuş olmasının kanunla dava şartı olarak düzenlendiği durumlarda, davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda "anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın" aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu- 
Tapu iptali ve tescil isteği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin bir tarafı arsa sahibi, diğer tarafı yüklenici olduğundan, bu sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yerinin de asliye hukuk mahkemesi olduğu-