Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerine ilişkin uyuşmazlığın çözümünde, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu-
Vekalet ilişkisinin kötüye kullanılması sebebi ile dürüstlük ve iyiniyet ilkelerine aykırılık nedenlerine dayanmak suretiyle tapu iptali ve tescil esaslı terditli talepte bulunmuş olup, davalılardan avukat ile davacı taraf arasındaki ihtilafın aralarındaki vekalet akdinden kaynaklandığı düşünülecek ise de; davacı, dava dilekçesi ile birden fazla davalı göstermek suretiyle ve farklı sebeple talepte bulunmuş olup davanın 6502 sayılı yasada düzenlenen vekalet akdi hususunda Tüketici Mahkemesinin görevli olacağı kuralı kapsamında değerlendirmesinin hatalı olduğu-
İşyeri sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu ileri sürülen davalıdan rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemi-
İşyeri sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu ileri sürülen davalıdan rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemi-
Davacı tarafa verilen 1 haftalık kesin süre içerisinde ayrı kalemlerle hesaplanmış konkordato gider avansı ve iflas avansının ikmal edilmemiş olduğundan, HMK. mad. 120, 114/2 ve 115/2  gereğince davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği-
Öncelikle yetki itirazı hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, yetki ilk itirazı hakkında herhangi bir karar verilmeksizin işin esasının incelenip karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
İstisnalar dışında dava açıldıktan sonra dahili dava yoluyla bir kişinin davada taraf haline getirilmesi ve hakkında hüküm kurulması olanağının bulunmadığı-
Boşanma davasına konu olayda davacının davadan feragat etmesi hâlinde, davalı tarafından süresinde yapılan yetki ilk itirazının incelenmesinin gerekmediği- "Feragat nedeniyle davanın reddine" ilişkin direnme kararının usul ve yasaya uygun olduğu- "Feragat sebebiyle davanın ancak yetkili mahkemece karara bağlanabileceği"nin kabul edilemeyeceği-
Dava dilekçesinde iddiaların ileri sürülüş biçimi itibariyle davacı, TMK. mad. 185/3 fıkrasında belirtilen "sadakat yükümlülüğüne" aykırı davranmaktan dolayı, kişilik haklarının saldırıya uğradığı iddiasıyla davalı eşinden manevi tazminat isteminde bulunmuş olduğundan, davanın yasal dayanağının, bu hâliyle dava aile hukukundan kaynaklandığı ve davaya bakmakla aile mahkemesinin görevli olduğu- "Davanın hukuki dayanağının Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiile ilişkin hükümleri olduğu, boşanmaya sebep olan olay nedeniyle kişilik hakları zedelenen tarafın manevi tazminatı boşanma davasıyla birlikte isteyebileceği gibi, boşanmaya bağlı olmaksızın 'hakların yarışması' çerçevesinde genel hükümlere dayanarak da isteyebileceği, bir kişinin sorumluluğu birden çok sebebe dayandırılabiliyorsa, hâkimin zarar gören aksini istemiş olmadıkça veya kanunda aksi öngörülmedikçe, zarar görene en iyi giderim imkânı sağlayan sorumluluk sebebine göre karar vereceği, somut davada davacının manevi tazminat talebi boşanmadan bağımsız olarak haksız fiile ilişkin hükümlerden kaynaklandığından asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu, bu nedenle direnme kararının bozulması gerektiği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Davacılar davalı kooperatiften taşınmaz satın aldıklarını ileri sürmekte olup kooperatif ile ortaklık ilişkileri olmadığından, TTK. mad. 4 uyarınca, davalı kooperatifin tacir olmadığı ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın tarafların ticari işletmelerinden doğmadığı dikkate alınarak asliye hukuk mahkemesince davanın esasına girilmesi gerektiği-