İcra müdürlüğünün ret işleminin kaldırılmasının talep edilmesi üzerine, ilk derece mahkemesince "1- Şikayetin kabulü ile: " şeklinde karar verildiği, ancak hangi icra müdürlüğünün, hangi tarihli işlemine yönelik karar verildiği ve icra müdürlüğü işleminin kaldırılıp, kaldırılmadığı açıklanmamış, hüküm muğlak bırakılmış olduğundan, Mahkemece salt " Şikayetin kabulü ile: " şeklinde hüküm kurulmasının " yargılama sonunda açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde " hüküm kurulmasını emreden HMK. nın 297/2. maddesine açıkça aykırı olduğu, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerektiği- Davalının harçtan muaf oluşu karşısında davacının yatırdığı tüm harçların davacıya iadesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesinin hatalı olduğu-
Alacaklılar tarafından başlatılan icra takibinin konusunun belirli bir alacağın tahsili olmayıp, taşınmaz teslimine ilişkin olduğu, icra müdürlüğünce yapılacak işin, müdahalenin men’i işlemini ilama uygun bir şekilde infaz etmek olduğu, takip dosyasının incelenmesinde, icra takibine dayanak ilamın 6 numaralı bendinde yazılı olan meblağın tahsili yönünde borçlunun herhangi bir alacak talebinin olmadığı, söz konusu meblağın tahsili ve buna yönelik bir icra müdürlüğü eyleminin de bulunmadığı görülmekle, icra müdürlüğünce bu miktar üzerinden tahsil harcı ve cezaevi harcı tahsil edilmesinin doğru olmadığı-
İcra takibi 2.886.022,05 TL.sı alacak üzerinden yapılmış olup dava kabul edildiğine göre bu tutar esas alınarak harca hükmedilmek gerekirken sadece 1/4 oranında harca hükmedilmesi yasaya aykırı olup harç kamu düzenine ilişkin olduğundan istinaf edenin sıfatına bakılmaksızın re'sen dikkate alınması gerektiği, bu nedenlerle davalı vekilinin yerinde görülen istinaf isteminin kabulü ile yapılan yanlışlık yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HMK.nun 353/1-b-2. maddesi uyarınca başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
492 sayılı Harçlar Kanunu'na ekli I sayılı tarifenin icra iflas harçları B bölümünün I-3. maddesindeki tahsil harcının, ancak ödeme emri veya icra emri tebliğinden sonraki işlemler nedeniyle alınacağının öngörüldüğü, somut olayda ödeme emrinin tebliğinden sonra ancak hacizden önceki dönemde alacaklı tarafından vazgeçme beyanında bulunulduğu görülmekle, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 23. maddesinde yazılı; "Her ne sebep ve suretle olursa olsun, icra takibinden vazgeçildiğinin zabıtnamaye yazılması için vazgeçilen miktara ait tahsil harcının yarısı alınır. Ancak haczedilen mal satılıp paraya çevrildikten sonra vazgeçilirse tahsil harcı tam olarak alınır" hüküm gereğince, alacaklıdan tahsil harcının yarısı olan % 2,27 oranında harcın tahsili gerekirken, % 4,55 oranında tahsil harcı alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
İhalenin feshi talebinde bulunan şikayetçinin, satış isteyen alacaklı ya da borçlu olmayıp, pey sürmek suretiyle de ihaleye iştirak etmediği, o halde şikayetçiden ihale bedeli üzerinden nispi harç alınması ve şikayetçinin ihale bedelinin yüzde beşi oranında teminat göstermesi gerekeceği- Her ne kadar mahkemece, 02.06.2022 tarihli tensip tutanağının 11. ve 12. bentlerinde nispi harç ile ilgili olarak 2 haftalık kesin süre verilmiş ve nispi harç ile teminat yatırılmamış ise de; Harçlar Kanunu'nun 30. maddesi gereğince harcın tamamlanmasına ilişkin verilecek sürenin "...takip eden celseye kadar.." olması gerektiği, yasaya uygun olmayan sürenin hukuki sonuç doğurmayacağı, harç yatırılmadıkça müteakip işlemlerin yapılamayacağı, harcın yatırılması sağlanmadığından teminatın yatırılıp yatırılmamasının hukuki sonucu olmayacağı, o halde, Bölge Adliye Mahkemesince, Harçlar Kanunu'nun 30. maddesi gereğince harcın tamamlanması için "...takip eden celseye kadar.." süre verilmesi yönünde usulüne uygun ihtar yapılması hususunda ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerekeceği-
Mahkemece, kanunda belirtilen istisnai taraflar dışında kaldığı anlaşılan davacıya nispi harç ve akabinde ihale bedelinin %5'i oranında teminat yatırtılmadan yargılama yapılması ve bu hususun Bölge Adliye Mahkemesince gözden kaçırılması hatalı olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerektiği, mahkemece yapılacak işin öncelikle davacıya nispi harcı tamamlaması için Harçlar Kanununun 30. maddesi uyarınca işlem yapmak ve akabinde teminatı yatırtıp sonuca gitmek olduğu-
İstihkak davalarında davanın esasına yönelik karar verildiği hallerde karar tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hacizli malların değeri ile alacak miktarından hangisi az ise onun üzerinden hesaplanacak nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekeceği- Dava değeri, harçlandırılan değer olup, vekalet ücretinin harcının tamamlanan bu değer üzerinden hesaplanması gerekeceği, kararın verildiği tarih itibariyle geçerli Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre dava değeri üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı- Mahkemece asıl davanın reddine karar verildiği halde nispi harca hükmedildiği, dava reddedildiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereği 59.30 TL maktu karar harcının davacıdan tahsili gerekirken yazılı şekilde harca hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından İlk Derece Mahkemesinin kararı kaldırılarak hüküm kurulurken 6001 sayılı Yasa’nın 12. maddesi uyarınca harçtan muaf olan davacı T.C. Karayolları Genel Müdürlüğü'ne davalı tarafın yatırdığı istinaf başvuru harcının yargılama giderlerine katılarak harç yükletilmesi hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği-
İlk Derece Mahkemesince davalı SGK'nın harçtan muaf oluşu karşısında, davacının yatırdığı tüm harçların iadesine karar verilmesi gerekirken davacı tarafın yatırdığı harçların yargılama giderlerine katılarak harç yükletilmesi ve Bölge Adliye Mahkemesince bu hususun gözden kaçırılması hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği-
Kararında SGK'nın harçtan muaf olduğuna hükmeden Bölge Adliye Mahkemesince bu hususların gözden kaçırılması hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu hususların düzeltilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği-