12. HD. 19.12.2024 T. E: 5173, K: 10823
HMK'nın 332. maddesi uyarınca yargılama giderlerine, bu kapsamda harca ilişkin hususlarda mahkemece re'sen karar verileceği- Karar-ilam harcı, harçtan muaf olmamak koşulu ile davayı kaybeden tarafa yükletilmesi gereken bir harç türü olup, diğer yargılama giderlerine katılarak kabul/redde göre oranlanamayacağı- Davanın kısmen kabulü halinde dahi davacıya harç yükletilemeyeceği-
HMK. nın 332. maddesi uyarınca yargılama giderlerine, bu kapsamda harca ilişkin hususlarda mahkemece re' sen karar verileceği- Karar-ilam harcı harçtan muaf olmamak koşulu ile davayı kaybeden tarafa yükletilmesi gereken bir harç türü olup, diğer yargılama giderlerine katılarak kabul/redde göre oranlanamayacağı- Davacının harçtan muaf olması ve davanın reddi ya da kısmen kabulü halinde dahi davacıya harç yükletilemeyeceği- Harç masrafları yargılama giderlerine katılarak harçtan muaf olan davalı/davalılara yükletilemeyeceği-
Yeniden yapılandırma sözleşmesi şikayet eden borçlulardan A.Ş.'nin aralarında bulunduğu kuruluşlar ile karşı taraf alacaklı bankanın aralarında bulunduğu bankalar arasında belirtilen yasal düzenlemeye istinaden düzenlenmiş olup, şikayete konu taşınmazın sözleşme kapsamında yer aldığı, sözleşme gereğince bu taşınmazın davalı bankaya davalı banka lehine tesis edilen ipotekten başka takyidattan ari olarak devredilmesi gerektiği, bu taşınmazın davalı bankaya borçlu tarafından satış suretiyle devredildiği, bu durumda taşınmaz üzerindeki İİK’nın 150/c maddesi uyarınca konulan şerhin kaldırılması işleminin, sözleşme uyarınca yapılacak işlem niteliğinde olduğun ve bu şerhin tahsil harcı alınmaksızın kaldırılması gerektiği-  Finansal yeniden yapılandırma sözleşmesinin tarafı olmayan şirketin ise 5441 sayılı Bankacılık Kanunu’nun geçici 32. maddesinden faydalanamayacağı-
5411 sayılı Kanunun Geçici 32. maddesinde belirtilen muafiyetin, 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun tahsil harcına ilişkin 28. maddesini kapsamadığı- Somut olayda, harcın talep edildiği dosya, icra takip dosyası olup, tahsil harcı istisna kapsamında olmadığı ve ayrıca taraflar arasındaki finansal yeniden yapılandırma sözleşmesinin 22. maddesinde de harçlardan borçluların sorumlu olduğu belirtilmiş olup şikayetin reddi gerektiği-
Her ne kadar alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılmamış ise de elde edilen para Devletin cebri icra organları vasıtasıyla yapılan satıştan elde edilmiş olduğundan, 492 sayılı Harçlar Kanunu ekli 1 sayılı tarifenin B.I/3-c bendine göre %11,38 oranında tahsil harcına tabii olduğu-
"İcra emri tebliğ edildiğinden alacaklı tarafından takipten feragat edilmesi halinde harç alınması gerekmekte olup icra müdürlüğünün harçsız vazgeçme talebinin reddi kararının yerinde olduğu" gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği, iş bu karar dolayısıyla da takip ayakta olup, ilk icra dosyasının kapatılmadığı, mevcut durumda her iki takip derdest olmakla, ikinci takibin "tahsilde tekerrür etmeme kaydıyla" başlatılmasının da sonuca etkili olmadığı-
5230 sayılı Yasa'nın 11. maddesinde; "4603 sayılı Kanuna tabi bankalarca yeniden yapılandırma sürecinde açılmış veya açılacak dava ve takipler sonuçlandırılıncaya kadar ...2548 sayılı Cezaevleri ile Mahkeme Binaları İnşası Karşılığı Olarak Alınacak Harçlar ve Mahkumlara Ödettirilecek Yiyecek Bedelleri Hakkında Kanun'un 1. maddesi hükmü uygulanmaz" şeklinde düzenleme bulunduğundan, 4603 sayılı Kanuna tâbi olan alacaklı bankanın cezaevi harcından muaf bulunduğu, o halde mahkemece, alacaklı bankanın cezaevi harcına yönelik şikayetinin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Tahsil harcının, 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (1) sayılı tarife uyarınca %11,38 oranında uygulanması için tüm taşınmazların değil taşınmazlardan birinin satılması yeterli olduğundan, İcra Müdürlüğünün %11,38 oranında harç alınması yönündeki şikayete konu kararı harç oranı yönünden yerinde olup mahkemenin %2,27 oranında harç alınması gerektiğine dair kararının doğru bulunmadığı- Alacaklının ipoteğe konu taşınmazlardan birinin üzerine İİK'nın 150/c maddesi gereğince konulan şerhin kaldırılmasına yönelik talebi, Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre alacağın tamamının haricen tahsil edildiğine karine teşkil edeceği ve TMK'nın 851. ve 881. maddelerinde ifadesini bulan muhtemel bir alacağın teminatı olarak tesis edilen üst sınır (limit) ipoteğinde borcun ulaşacağı miktar belirsiz olduğundan taşınmazın ne miktar için teminat teşkil edeceğinin ipotek akit tablosundaki limitle sınırlandırıldığı, bu durumda alacaklıya limit miktarı kadar ödeme yapılabileceğinden tahsil harcının da limit miktarı üzerinden alınması gerektiği tabi olup, İcra Müdürlüğü'nün 150/c şerhinin kaldırılması için takip çıkışı üzerinden tahsil harcı alınmasına yönelik işlemi yerinde değil ise de; şikayete konu taşınmazların toplam ipotek limitinin 15.190.000,00 TL, takip çıkışının ise 13.703.177,79 TL olduğu nazara alındığında mahkemece, şikayete konu müdürlük kararının bu kısmının yerinde olduğu gerekçesiyle şikayetin harca esas alınan değer yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, ipotek limiti üzerinden alınması gerektiğine yönelik gerekçesinin, şikayetçi borçlunun hukuki yararı bulunmadığından hatalı olduğu-
Takibin hangi tarihte düştüğü tespit edilerek, şayet takip düşmeden önce alacaklı tarafından taşınmazlardan sadece birisi bakımından İİK.nun 150/c maddesi gereğince konulan şerhin kaldırılmasının talep edilmesi halinde alacağın tamamen tahsil edildiği karine olarak kabul edilip tahsil harcının alınması gerekeceği- Fakat, takip düştükten sonra 150/c şerhinin kaldırılmasının talep edilmesi halinde tahsil harcı alınmaması gerektiği-