"İcra emri tebliğ edildiğinden alacaklı tarafından takipten feragat edilmesi halinde harç alınması gerekmekte olup icra müdürlüğünün harçsız vazgeçme talebinin reddi kararının yerinde olduğu" gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği, iş bu karar dolayısıyla da takip ayakta olup, ilk icra dosyasının kapatılmadığı, mevcut durumda her iki takip derdest olmakla, ikinci takibin "tahsilde tekerrür etmeme kaydıyla" başlatılmasının da sonuca etkili olmadığı-
5230 sayılı Yasa'nın 11. maddesinde; "4603 sayılı Kanuna tabi bankalarca yeniden yapılandırma sürecinde açılmış veya açılacak dava ve takipler sonuçlandırılıncaya kadar ...2548 sayılı Cezaevleri ile Mahkeme Binaları İnşası Karşılığı Olarak Alınacak Harçlar ve Mahkumlara Ödettirilecek Yiyecek Bedelleri Hakkında Kanun'un 1. maddesi hükmü uygulanmaz" şeklinde düzenleme bulunduğundan, 4603 sayılı Kanuna tâbi olan alacaklı bankanın cezaevi harcından muaf bulunduğu, o halde mahkemece, alacaklı bankanın cezaevi harcına yönelik şikayetinin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Tahsil harcının, 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (1) sayılı tarife uyarınca %11,38 oranında uygulanması için tüm taşınmazların değil taşınmazlardan birinin satılması yeterli olduğundan, İcra Müdürlüğünün %11,38 oranında harç alınması yönündeki şikayete konu kararı harç oranı yönünden yerinde olup mahkemenin %2,27 oranında harç alınması gerektiğine dair kararının doğru bulunmadığı- Alacaklının ipoteğe konu taşınmazlardan birinin üzerine İİK'nın 150/c maddesi gereğince konulan şerhin kaldırılmasına yönelik talebi, Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre alacağın tamamının haricen tahsil edildiğine karine teşkil edeceği ve TMK'nın 851. ve 881. maddelerinde ifadesini bulan muhtemel bir alacağın teminatı olarak tesis edilen üst sınır (limit) ipoteğinde borcun ulaşacağı miktar belirsiz olduğundan taşınmazın ne miktar için teminat teşkil edeceğinin ipotek akit tablosundaki limitle sınırlandırıldığı, bu durumda alacaklıya limit miktarı kadar ödeme yapılabileceğinden tahsil harcının da limit miktarı üzerinden alınması gerektiği tabi olup, İcra Müdürlüğü'nün 150/c şerhinin kaldırılması için takip çıkışı üzerinden tahsil harcı alınmasına yönelik işlemi yerinde değil ise de; şikayete konu taşınmazların toplam ipotek limitinin 15.190.000,00 TL, takip çıkışının ise 13.703.177,79 TL olduğu nazara alındığında mahkemece, şikayete konu müdürlük kararının bu kısmının yerinde olduğu gerekçesiyle şikayetin harca esas alınan değer yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, ipotek limiti üzerinden alınması gerektiğine yönelik gerekçesinin, şikayetçi borçlunun hukuki yararı bulunmadığından hatalı olduğu-
Takibin hangi tarihte düştüğü tespit edilerek, şayet takip düşmeden önce alacaklı tarafından taşınmazlardan sadece birisi bakımından İİK.nun 150/c maddesi gereğince konulan şerhin kaldırılmasının talep edilmesi halinde alacağın tamamen tahsil edildiği karine olarak kabul edilip tahsil harcının alınması gerekeceği- Fakat, takip düştükten sonra 150/c şerhinin kaldırılmasının talep edilmesi halinde tahsil harcı alınmaması gerektiği-
İcra müdürlüğünün ret işleminin kaldırılmasının talep edilmesi üzerine, ilk derece mahkemesince "1- Şikayetin kabulü ile: " şeklinde karar verildiği, ancak hangi icra müdürlüğünün, hangi tarihli işlemine yönelik karar verildiği ve icra müdürlüğü işleminin kaldırılıp, kaldırılmadığı açıklanmamış, hüküm muğlak bırakılmış olduğundan, Mahkemece salt " Şikayetin kabulü ile: " şeklinde hüküm kurulmasının " yargılama sonunda açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde " hüküm kurulmasını emreden HMK. nın 297/2. maddesine açıkça aykırı olduğu, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerektiği- Davalının harçtan muaf oluşu karşısında davacının yatırdığı tüm harçların davacıya iadesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesinin hatalı olduğu-
Alacaklılar tarafından başlatılan icra takibinin konusunun belirli bir alacağın tahsili olmayıp, taşınmaz teslimine ilişkin olduğu, icra müdürlüğünce yapılacak işin, müdahalenin men’i işlemini ilama uygun bir şekilde infaz etmek olduğu, takip dosyasının incelenmesinde, icra takibine dayanak ilamın 6 numaralı bendinde yazılı olan meblağın tahsili yönünde borçlunun herhangi bir alacak talebinin olmadığı, söz konusu meblağın tahsili ve buna yönelik bir icra müdürlüğü eyleminin de bulunmadığı görülmekle, icra müdürlüğünce bu miktar üzerinden tahsil harcı ve cezaevi harcı tahsil edilmesinin doğru olmadığı-
492 sayılı Harçlar Kanunu'na ekli I sayılı tarifenin icra iflas harçları B bölümünün I-3. maddesindeki tahsil harcının, ancak ödeme emri veya icra emri tebliğinden sonraki işlemler nedeniyle alınacağının öngörüldüğü, somut olayda ödeme emrinin tebliğinden sonra ancak hacizden önceki dönemde alacaklı tarafından vazgeçme beyanında bulunulduğu görülmekle, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 23. maddesinde yazılı; "Her ne sebep ve suretle olursa olsun, icra takibinden vazgeçildiğinin zabıtnamaye yazılması için vazgeçilen miktara ait tahsil harcının yarısı alınır. Ancak haczedilen mal satılıp paraya çevrildikten sonra vazgeçilirse tahsil harcı tam olarak alınır" hüküm gereğince, alacaklıdan tahsil harcının yarısı olan % 2,27 oranında harcın tahsili gerekirken, % 4,55 oranında tahsil harcı alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
İhalenin feshi talebinde bulunan şikayetçinin, satış isteyen alacaklı ya da borçlu olmayıp, pey sürmek suretiyle de ihaleye iştirak etmediği, o halde şikayetçiden ihale bedeli üzerinden nispi harç alınması ve şikayetçinin ihale bedelinin yüzde beşi oranında teminat göstermesi gerekeceği- Her ne kadar mahkemece, 02.06.2022 tarihli tensip tutanağının 11. ve 12. bentlerinde nispi harç ile ilgili olarak 2 haftalık kesin süre verilmiş ve nispi harç ile teminat yatırılmamış ise de; Harçlar Kanunu'nun 30. maddesi gereğince harcın tamamlanmasına ilişkin verilecek sürenin "...takip eden celseye kadar.." olması gerektiği, yasaya uygun olmayan sürenin hukuki sonuç doğurmayacağı, harç yatırılmadıkça müteakip işlemlerin yapılamayacağı, harcın yatırılması sağlanmadığından teminatın yatırılıp yatırılmamasının hukuki sonucu olmayacağı, o halde, Bölge Adliye Mahkemesince, Harçlar Kanunu'nun 30. maddesi gereğince harcın tamamlanması için "...takip eden celseye kadar.." süre verilmesi yönünde usulüne uygun ihtar yapılması hususunda ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerekeceği-
Mahkemece, kanunda belirtilen istisnai taraflar dışında kaldığı anlaşılan davacıya nispi harç ve akabinde ihale bedelinin %5'i oranında teminat yatırtılmadan yargılama yapılması ve bu hususun Bölge Adliye Mahkemesince gözden kaçırılması hatalı olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerektiği, mahkemece yapılacak işin öncelikle davacıya nispi harcı tamamlaması için Harçlar Kanununun 30. maddesi uyarınca işlem yapmak ve akabinde teminatı yatırtıp sonuca gitmek olduğu-
İstihkak davalarında davanın esasına yönelik karar verildiği hallerde karar tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hacizli malların değeri ile alacak miktarından hangisi az ise onun üzerinden hesaplanacak nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekeceği- Dava değeri, harçlandırılan değer olup, vekalet ücretinin harcının tamamlanan bu değer üzerinden hesaplanması gerekeceği, kararın verildiği tarih itibariyle geçerli Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre dava değeri üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı- Mahkemece asıl davanın reddine karar verildiği halde nispi harca hükmedildiği, dava reddedildiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereği 59.30 TL maktu karar harcının davacıdan tahsili gerekirken yazılı şekilde harca hükmedilmesinin doğru olmadığı-