696 sayılı KHK'nin 11. maddesi ile 6219 sayılı kanuna eklenen geçici 5. madde uyarınca, "sermayesindeki kamu payı %50’nin altına düşünceye kadar, kredi alacaklarının tahsili amacıyla banka tarafından açılmış veya açılacak dava veya takiplerde 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 2 nci, 23 üncü ve 29 uncu maddeleri ile 30/6/1934 tarihli ve 2548 sayılı Cezaevleri ile Mahkeme Binaları İnşası Karşılığı Olarak Alınacak Harçlar ve Mahkûmlara Ödettirilecek Yiyecek Bedelleri Hakkında Kanunun 1 inci maddesi banka hakkında uygulanmaz. Bankanın her türlü ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinde teminat şartı aranmaz.” şeklinde düzenleme getirilmiş ise de sözü geçen yasa maddesinde öngörülen muafiyetin 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun tahsil harcına ilişkin 28. maddesini kapsamayacağı-
Davalı vekili mahkemece verilen ilk karardan sonra yapılan icra takibi neticesinde ödeme yaptıklarını iddia etmiş ise de bu husus İİK’nın 40/2. maddesi kapsamında değerlendirildiğinden bozma nedeni yapılmayacağı- Mahkemece, davalı üniversite 2547 sayılı Yasa'nın 56. maddesi uyarınca harçtan muaf olduğu halde davalıdan nispi karar ve ilam harcı alınmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davalı-alacaklı SGK. harçtan muaf olduğundan harca hükmedilmesine yer olmadığı-
Davalı Karayolları Genel Müdürlüğü harçtan muaf olduğundan harca hükmedilmesine yer olmadığı-
Şikayet konusu kararın verilmesinde ve dava açılmasına sebebiyet vermesi konusunda borçluya atfedilebilecek bir kusur bulunmadığının anlaşıldığı, hal böyle olunca; Bölge Adliye Mahkemesi’nce şikayetin kabulü ile müdürlük kararının iptaline hükmedilmesinde, davada davalı olarak gösterilen ................. aleyhine vekalet ücreti ve yargılama gideri takdiri isabetsiz olmakla, anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
1983 yılından sonraki el koymaya ilişkin kamulaştırmasız elatma bedellerine ilişkin dava ve takiplerde mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretlerinin maktu hesaplanması söz konusu olmayıp nispi olarak belirlenmesi gerekeceği, borçlu tarafından icra dairesine yapılan ödeme tarihi olan 28.4.2011’de nispi uygulama yürürlükte olduğundan, bu ödeme ile dosyanın infaz edilip edilmediğinin tespiti için nispi icra vekalet ücreti ve nispi harç üzerinden hesaplama yaptırılmak üzere bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
KDV ile ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, şikâyetçi taraf bozma kararına uyulmasını talep etse bile, yerel mahkemece kamu düzenine ilişkin konularda taraf iradelerinden bağımsız şekilde direnme kararı verilmesinin mümkün olduğu- İhale alıcısı ihale şartlarını ve icra dairesince KDV oranının %18 olarak belirlendiğini bilerek ihaleye katılmış ve pey sürmüş olduğundan, herkes için kesinleşmiş olan “ihale şartları” çerçevesinde yapılan ihalenin kesinleşmesinden sonra KDV oranının düzeltilmesi isteminin icra mahkemesinde şikâyet yoluyla ileri sürülemeyeceği- "Alıcının KDV ödeme yükümlülüğü ihalenin kesinleşmesi ile doğacağından, icra mahkemesince ihalenin yapıldığı tarih itibariyle alıcıdan alınması gereken KDV oranı araştırılarak ihalenin feshi istemiyle ilgili karar verilmesi gerektiğinin" kabul edilemeyeceği-
Borçlunun ödeme emrinin tebliğinden önce, feragat beyanında bulunması halinde borçludan tahsil harcı alınması usul ve yasaya aykırı olduğu-
Somut olayda; borçlunun adına kayıtlı taşınmazlardan sadece ikisi üzerindeki haczin kaldırılmasına yönelik alacaklı vekilinin talebi, Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre, alacağın haricen tahsil edildiğine karine teşkil edeceğinden, haczin kaldırılması için anılan yasa hükmüne uygun olarak harç ödenmesi zorunlu olduğundan, icra müdürlüğünce harç alınmasına yönelik işlemde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Borçlunun adına kayıtlı taşınmazlardan sadece biri üzerindeki haczin kaldırılmasına yönelik alacaklı vekilinin talebi, alacağın haricen tahsil edildiğine karine teşkil edeceğinden, haczin kaldırılması için Harçlar Kanunu'nun 23. maddesine uygun olarak harç ödenmesi zorunlu olduğu-