Alacaklı durumundaki Sosyal Sigortalar Kurumu’nca, 506 sayılı Kanun’un 81. maddesine göre kurumca idari para cezaları yönünden düzenlenen belgelerin, İİK.nun 68. maddesinde yazılı belgelerden olmadığı ve ilamsız takip konusu yapılamayacağı-
Müflisin haczi kabil bütün mallarının, üzerinde rehin bulunanlar da dahil, iflas masasına gireceği, 3. kişilere ait rehinli malların iflas masasına girmeyeceği, bu nedenle asıl borçlunun iflası halinde rehin veren 3. şahısları alacaklının takip yetkisinin olduğu, müflise izafetle takibe iflas idaresinin de dahil edilebileceği, asıl borçlunun iflası halinde rehin veren 3. şahısların alacakları takip yetkisinin olduğu-
«İcra emrinin iptaline» karar verilmesinden sonra, borçluya gönderilecek «ödeme emri»nin, icra emrinin iptali için icra mahkemesine başvuruda bulunmuş olan borçlu vekiline tebliğ edilebileceği—
İhtiyati haciz kararının, verildiği tarihten itibaren 10 gün içinde ve kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinde infazının gerekeceği-
İtiraz hakkında, İİK.nun 169/a maddesi nazara alınmadan, evrak üzerinde karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Davalının alacağı bonoya müstenit olduğuna göre, davacının söz konusu bono ile borçlu olmadığı iddiasını ancak yazılı delile isbatının gerekeceği-
Kira borçları ilke olarak düzenli aralarla ödenen borçlardan olup, önceki devreye taalluk eden borç ödenmeden sonraki devrenin ödenmemesinin ve alacaklı yönünden de önceki devreye ilişkin borç ödenmeden sonraki döneme ilişkin makbuz verilememesinin hayatın olağan akışına uygun düşen bir davranış olduğu, yine belirtmek gerekir ki kiranın ödendiği Banka’nın, alacaklı olmadığı gibi alacaklının temsilcisi de olmadığı, bu itibarla tevdi yerine veya bir banka hesabına yapılan kira parası ödemelerinde alınan belgenin tediyenin vuku bulunduğunu gösterir bir delil sayılırsa da, bu belgenin alacaklının iradesi yerine geçerek BK.nun 88. maddesi açısından borçlu yararına hukuki sonuçlar doğuramayacağı, alacaklının tevdi yerinden veya bankadan parayı alırken ihtirazi kayıt dermeyan etmemiş bulunmaması halinde dahi sonucun değişmeyeceği-
Olayda tanzim tarihi hululü vade tarihi yanında ayrıca yer alan vade sütununda gösterilmiş olması mükerrer vade tarihi değil, senet tanzim tarihinin tekrarı olarak anlaşıldığından senedin bono vasfında sayılacağı-
İcra tutanakları aksi sabit oluncaya kadar geçerli olduğundan, icra memuru huzurunda yapılan ve tutanakla tesit edilen tebligatın geçerli olduğu, icra mahkemesinde (tetkik merciinde), «tutanaktaki imzanın borçluya ait olup olmadığı» konusunda inceleme yapılamayacağı–
Borçlu senet lehtarına ait olduğu öne sürülen ilk ciro imzasının bu kişinin imzası olmadığını, takip yapanın bu imzayı taklit ettiğini öne sürmesi karşısında bu iddianın gerçek olup olmadığının usulüne uygun şekilde araştırılması gerekirken inceleme yapılmaksızın ret kararı verilmesinin isabetsiz olduğu-