İki taraflı sözleşmelerden olan kira sözleşmesi, kira süresi dolmadan kiracı tarafından tek taraflı olarak fesih edilebilir mi? Fesih halinde kiracı "dönem sonuna kadar işleyecek kira parası"ndan sorumlu olur mu?
Belgedeki imza ve yazının aidiyeti hususundaki bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca teknik donanıma sahip laboratuar ortamında, optik araçlar ile binoküler mikroskopla kıyaslama, ultraviyole lambası, ınfraded ışınları altında tahrifat, belgelerin arka yüzündeki yatık ışık verilerek fülaj izi görüntüsü, alttan aydınlatmalı lambalarla imza kopyacılığı, grafolojik, grafoloyik, grafometrik esaslar içerisinde milimetrik mukayeseli ölçümler ve belge niteliğine göre gerekli değişik fenni metotlarla yapılması; bu yöntemlerle incelemeye konu ve karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; tüm bunların dayanakları gösterilmiş denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması; gerektiğinde imza veya yazının hangi nedenle farklı/aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf ya da sair uygun görüntü teknikleriyle de desteklenmesinin gerekeceği-
Elbirliği mülkiyetine konu taşınmaz mal hakkında, mirasçılardan birisinin, alacağının tahsiline yönelik olarak icra hakimliğinden -İİK 121'e göre- alacağı yetki belgesine dayanarak da "ortaklığın giderilmesi davası" açabileceği (bu davanın mutlaka sulh hakiminin atadığı) kayyım tarafından açılmasının zorunlu olmadığı)–
Tasarrufun iptali davalarında, dava konusu taşınmazın/taşınır "keşif tarihindeki" değil,"tasarruf tarihindeki" gerçek değerinin bilirkişi vasıtasıyla saptanması gerekeceği–
Anonim şirketin borca batıklık nedeniyle iflasına karar verilebilmesi için öncelikle borca batık durumda olduğunun saptanması gerekip, erteleme talebi üzerine alınan bilirkişi raporunda şirketin borca batık durumda olmadığı, ancak likidite sıkıntısı yaşadığı­ belirtilmiş olduğundan bu durumda mahkemece kayyumun ertelemenin devamında yarar bulunmadığına ilişkin raporu üzerine Mahkemece Anonim şirketin borca batık durumda olup olmadığı konusunda bilirkişi kurulundan rapor alınarak varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesinin gerekeceği-
30.11.2002 tarihli serbest meslek makbuzundan daha sonra, 25.12.2002 günlü para alma makbuzunun düzenlenmiş olması karşısında, davacı tarafından ileri sürüldüğü şekilde, davalının ücret ödemelerini aylık olarak düzenli bir şekilde yapmadığı, davacıya para makbuzu karşılığı ödeme yapıldığı, davacının anılan serbest meslek makbuzunu yıllık ücret alacağına karşılık olarak ve mevzuat öyle gerektirdiği için düzenlediği; bu makbuzun düzenlenmiş olmasının, makbuza konu alacağın bütünüyle ödendiğinin kabulüne yeterli bulunmadığı; dolayısıyla, davalının dava konusu döneme ait ücret borcunun tamamını ödediğine ilişkin savunmasını, tıpkı, 22.11.2002 ve 25.12.2002 günlü para makbuzları gibi, aynı nitelikteki başka para alma makbuzlarını sunmak suretiyle kanıtlamasının gerekeceği-
Mahkemece iki adet kart borcunun 17.1.2003 temerrüt tarihinden davacının başvuru tarihine kadar geçecek süreye 4822 sayılı Kanunun geçici 1.maddesi gereğince yıllık %50 faiz uygulanması ve başvuru tarihindeki ödenmesi gereken miktarın belirlenmesi bu dönem içerisindeki ödemelerde B.K.nun 84 maddesinin de hesaplamada değerlendirmeye alınması gerekli olup bundan sonra davalı tarafından yapılan icra takip harç ve giderleriyle buna ilişkin vekalet ücreti ve Banka Sigorta Muamele Vergisi de ilave edildikten sonra bulunacak kart miktarlarının toplamı 12’ye bölünerek aylık ödeme tutarlarının belirlenmesinden sonra davacının borcunun varlığı saptanıp sonucuna uygun karar verilmesinin gerekeceği-
Davacı alım satım akdine dayanarak ödenmeyen satım bedelinin tahsili için davalı aleyhine icra takibine girişmiş, davalı belediye de borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş, dava dilekçesinin tebliği üzerine de davaya cevap vermediği gibi, duruşmalara da katılmadığından dava bir miktar para alacağına ilişkin olmasına göre B.K.nun 73. maddesi ve HUMK. nun 10. maddesine göre Konya İcra Daireleri ve mahkemeleri yetkili olduğundan, mahkemenin takibin yetkili icra dairesinde yapılmamış olması nedeniyle davanın reddedilemeyeceği-
Aynı ilam aleyhine bir defadan fazla karar düzeltme yoluna gidilemeyeceği gibi, karar düzeltme isteminin kabulü ve reddi kararlarına karşı da karar düzeltme yoluna başvurulamayacağı- Karar düzeltme talebinin reddine ilişkin karara karşı maddi hata istemiyle dahi olsa yeniden karar düzeltme yoluna gidilmesi olanağı bulunmadığı-