Yargıtay’ın vakıf şerhleri ile ilgili olarak kararlılık kazanmış uygulamasında, 5304 Sayılı Kanun’un geçmişe yürürlülük konusunda açık bir hüküm taşımaması ve istisnalardan her hangi birinin de söz konusu olmaması karşısında, 5304 sayılı Kanunun 11. maddesinin geçmişe etkili olmayacağı-
Borçlu yerine imza atan şahsın bono düzenlemeye yetkili vekil olup olmadığını araştırmadan senedi kabul edip, bu senede dayalı olarak takip başlatan alacaklının ağır kusurlu sayılamayacağından İİK. m. 169/a-6 uyarınca inkar tazminatı ile sorumlu tutulması gerekmeyeceği-
Davacının, tapu kaydındaki hacizlerin kaldırılmasını istediğine göre kooperatif yanında haciz koyduranlara karşı da dava açması gerekeceği; mahkemece, dava konusu tapu kaydı üzerine haciz koyduranlara karşı dava açılabilmesi için süre verilerek, dava açılması halinde her iki dava birleştirilerek sonucuna göre karar vermek gerekeceği-
Yerel Mahkemenin oturumda taraf vekillerinin bozmaya karşı beyanlarını alıp ara karar verdikten sonra, Gayrimenkul Satış İcra Müdürünce düzenlenen raporlardaki açıklama ve değerlendirmeleri de benimsemek suretiyle karar vermesi halinde yeni bir hükmün varlığı kabul edilerek özel dairesince incelenmesi gerektiği-
Süresinde ibraz edilmeyen bir çekin varlığı halinde, hamilin müracaat hakkını kaybedeceği, muhatap bankanın ibraz süresi geçen çeki karşılığı olsa bile ödemek zorunda olmadığı; ibraz tarihine kadar cironun mümkün olduğu, ibraz tarihinden sonra yapılan cironun alacağın temliki hükümlerine tabi olduğu, zamanaşımının ibraz tarihinden itibaren başlayacağı-
Tavzih yoluna başvurabilmek için hükmün kesinleşmesini beklemeye gerek olmadığı, kesinleşmemiş olan kararlar hakkında da hükmün icrasına (yerine getirilmesine) kadar tavzih istenebileceği; fakat tavzih talebinde bulunulmakla temyiz süresi durdurulamayacağı, ilamın icraya konmasından sonra da, ilam tamamen icra edilinceye kadar hükmün tavzihinin istenilmesi mümkün olduğu - İcra Müdürünün hükmü yorumlamak (tavzih etmek) yetkisinin olmadığı, ancak o hükmü vermiş olan mahkemece tavzih edilebileceği - Hakimin tavzih yolu ile hükümde unutmuş olduğu talepler hakkında karar verip bunu hükmüne ekleyemeyeceği - Tavzih yolu ile kesinleşmiş olan hükmün sınırlandırılamayacağı, genişletilemeyeceği ve değiştirilemeyeceği-
5464 Sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinin ardından emredici hükümler içeren bu kanun hükümleri karşısında taraflar arasında düzenlenen sözleşmelerdeki akdi ve temerrüt faiz oranlarının uygulama kabiliyetini yitirdiği – Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun yürürlük tarihine kadar akdi, yürürlük tarihinden itibaren Merkez Bankasınca belirlenen faiz oranlarının uygulanacağı-
Haciz isteminin icra memurluğunca yerine getirilmesinin zorunlu olduğu icra memuruna, “haczedilecek taşınır, taşınmaz ya da hakların niteliği esas alınarak bunun haczinin mümkün bulunup bulunmadığı” konusunda bir takdir yetkisi tanınmamış olduğu–
Çekin yazıldığı, keşide edildiği yerin çekin ön yüzünde gösterilmesinin zorunlu olduğu, bu zorunlu unsurun eksikliğinin kural olarak çekin çek olma vasfını ortadan kaldıracağı - Okunduğunda hiçbir duraksama olmadan anlamları belirlenebilen kısaltmaların keşide yeri olarak yazılması çeki sadece bu kısaltma nedeniyle geçersiz hale getirmeyeceği, ‘K.Paşa’ şeklinde yer alan keşide yerinin herhangi bir idari birimi çağrıştırmadığı; çekin ön yüzünde keşide tarihi yanında keşide yeri “K.Paşa” olarak gösterilmiş olması; keşidecinin çekin alt sol köşesinde bulunan kaşesinde ise açıkça” K.paşa-İZMİR” yazılması halinde keşide yerinin çek kapsamından hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde anlaşılacağı-