Bir ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamının veya önemli bir kısmının -örneğin; borçlu şirketin tek malvarlığı olan taşınmazının ya da borçlu şirket adına kayıtlı iki kamyonun veya borçluya ait bir otobüsün devir veya satışı halinde davalı satın alanların, borçlunun ızrar kastını bildiklerinin karine olarak kabul edileceği, alacaklı lehine olan bu karinenin aksinin borçlu tarafından kanıtlanması gerekeceği-
İcra dairelerinin icra işlerinde birinci derecede sorumlu oldukları yaptıkları işlemlerin bazılarında hiç takdir yetkisi bulunmadığı, takdir yetkisi tanınan hallerde takdir yetkisini kullanırken, ilgililerin menfaatlerini en iyi şekilde gözetmek zorunda oldukları ve yaptıkları işlemlerin yerin deliğinin denetiminin ancak şikayet yolu ile icra hakimliklerine ait yetki olduğu, icra müdürlüklerinin verdikleri karardan kendiliğinden dönerek yeni bir karar vermelerinin mümkün olmadığı–
Takip konusu Mart ayı kirasının peşin olarak kira akdine göre Mart ayının üçü akşamına kadar ödenmesi gerektiği, bu koşula uyulmayarak müteakip ayların kirasının istenebilir hale geldiği-
Ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak 6183 sayılı Kanunun 55. maddesine dayalı açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup, “böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeninin ileri sürülemeyeceği - Tahsil edilmesi istenen alacak, kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsili sağlanmak istenmekte olup 6183 sayılı Kanunda, İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir hükme yer verilmemiş bulunması karşısında, Yasada öngörülen 7 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusunun, aynı konuda yeni bir menfi tespit, istirdat davası açamayacağı-
İİK.nun 97/a. Maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin aksinin her türlü delille kanıtlanabileceği, davacının bir kısım mallara ilişkin fatura ibraz ettiği, bu faturaların hacizli mallara uygunluğu ve gerçekliği saptandığı takdirde karine aksinin ispatlandığı kabul edileceği; mahkemece yapılacak işin; hacizli mallardan anlayan bilirkişi aracılığı ile gerektiğinde mahallinde keşif yapılarak faturaların mallara uygunluğu saptanarak tacir olan davacı 3.kişinin tutmakla zorunlu olduğu ticari defterlerinde faturaların, envanterinde hacizli malların kayıtlı olup olmadığı yine uzman bilirkişi aracılığıyla saptanarak oluşacak sonuca göre karar vermek olduğu-
İİK. nun 89/4. maddesince üçüncü şahsın cezalandırılması için ve tazminata hükmedilmesi için tarafların her türlü delil ve belgelerinin sorulup toplandıktan sonra genel hükümler çerçevesinde yapılacak yargılama ile sonuca gidilmesinin gerektiği-
Alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmadığı bir evrede, borçlunun itiraza konu borcu kısmen veya tamamen ödemesinin mümkün olduğu ve bunu engelleyen herhangi bir yasa hükmünün olmadığı; borçlu, itirazın iptali davası açılmamış iken itirazına konu borcu tamamen öderse, alacaklının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararının bulunmayacağı-
Yerel Mahkemece, itirazın iptali davasının kabulüne dair mahkeme kararının kesinleştiği 17.10.2005 ile davacı tarafından icra takip dosyasına borcun tamamen ödendiği 05.01.2006 tarihleri arasındaki dönemde, takip konusu alacak kalemleri için tahakkuk ettirilip davacıdan tahsil edilen faiz tutarından davalının sorumlu tutulamayacağı, bunun dışında kalan zarar tutarının davalı tarafından tazmini gerektiği benimsenmek suretiyle, bu benimseme çerçevesinde belirlenecek zarar miktarı üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 363/son maddesi uyarınca İcra Mahkemesi kararlarına karşı temyiz süresinin on gün olduğu; bu sürenin kararın taraflara tefhim edildiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağı, İcra Mahkemesi’nin kararı taraflardan birinin yokluğunda vermiş (tefhim edilmiş) olması halinde on günlük temyiz süresinin yokluğunda karar verilmiş olan taraf için icra mahkemesi kararının kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağı-