Farklı isimle hakkında takip yapılarak ödeme emrinin tebliğ edilmesi buna karşılık borçlunun itiraz ya da şikayetinin bulunmaması halinde söz konusu maddi hatanın her zaman düzeltilebileceği; aksinin kabulünde şahısların hak kaybına neden olabileceği-
Sadece müsadere edilen malın bedeli istenmiş ise de malın halen mevcut olmadığı varsayılarak bu şekilde talepte bulunulmuş olup çoğun içinde az da bulunur ilkesi gereği, eğer yapılan inceleme sonucu müsadere edilen malın aynen muhafaza edildiği sonucuna varılır ise yedi emin ücreti de gözetilerek malın aynen iadesine, aksi halde bozma ilamında belirtildiği şekilde bedele karar verilmesi gerekeceği-
Bankanın rehin, hapis, takas-mahsup haklarından sonra gelmek üzere tezkerede belirtilen miktar kadar haciz işlendiğini belirtmiş olduğu, bu cevabın itiraz niteliğinde olduğu, bu sebepten bankaca tahsil olunan paranın icra müdürlüğüne gönderilmesinin istenemeyeceği; şikayet başvurusunun inceleneceği-Yargıtay Daireleri ya da Hukuk Genel Kurulu'nca verilen kararlara karşı karar düzeltme yoluna gidilmesinin mümkün olup olmadığı belirlenirken; temyiz ya da karar düzeltme istemi hangi karara yönelik ise, o kararın tarihinde yürürlükte bulunan Kanun hükmünün esas alınacağı-
Davacı RCT Varlık Yönetim AŞ’nin 2005 yılında 5411 sayılı Bankacılık Kanununa göre kurulmuş ve faaliyetini sürdüren bir şirket olduğu, açıklanan yasal mevzuat karşısında kuruldukları takvim yılı ve bunu izleyen beş yıl boyunca yaptıkları işlemler yargı harcı da dahil 492 sayılı Harçlar Kanununda düzenlenen her türlü harçtan istisna olduğundan, kendisinden harç tahsil edilmesi gerektiği yolundaki icra müdürünün yaptığı işlemde kanuna uygunluk bulunmadığı-
Aynı takiple ilgili itirazın iptali davasının açılmış olmasının ve şikayete konu ödemelerin yargılamaya konu edilmesi durumunda şikayetin karara bağlanmasının beklenmesi gerekeceği-
04.05.2002 tarihinden sonra çiftçilere doğrudan gelir desteğinin haczine engel oluşturacak herhangi bir düzenleme yapılmadığı, bu gelirlerin haczinin olanaklı olduğu-
Belediyelerin alacakları vergi, resim, harç ve benzerlerinin Anayasa'nın 73. maddesinde öngörülen esaslar dairesinde kanunla konulması zorunlu olduğu; belediyelere, mücavir alan sınırları içerisinde yer altı sularından elde edilen kullanma ve sanayi sularından ücret alma yetkisini veren Kanun hükmü iptal edilmiş ve onun yerine, aynı yetkiyi içeren herhangi bir kanun hükmü konulmamış bulunduğuna; mevzuatımızda bu yönde başkaca bir kanuni düzenleme de mevcut olmadığına göre; davadaki menfi tespit isteminin konusunu oluşturan bedeli tahakkuk ettirmesinin, hukuki dayanaktan yoksun bulunduğu-
Lojman komisyon kararı ile tahsis edilen konut için davalıdan lojman kirasının alınamayacağı-
Türk Eczacılar Birliği ile Kurum arasındaki sözleşmenin iltihakı sözleşme niteliğinde olduğu, bu sözleşmenin gereklerine uymadığı gerekçesi ile gerçekleşen fesih işlemiyle ortaya çıkan muarazanın giderilmesine yönelik açılan davada eczacının dava açmakta hukuki yararı bulunduğu, eczanenin kapanmış olmasının dava ehliyetine etkili olmadığı-
Menfi tespit davasından feragat edildiği davanın feragat nedeniyle reddine dair hükmün de kesinleştiği belirtildikten sonra, söz konusu feragat beyanının HUMK.nun 95.maddesi gereğince kesin bir hükmün hukuki neticelerini doğuracağı ve maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceği, davalının artık davacıya bu çekten dolayı borcu bulunduğunun kabulü gerekeceği; temyize konu kararın gerekçesinde ise, bu kez, menfi tespit davasındaki anılan feragatin ve kesinleşen ret kararının, eldeki dava yönünden kesin ve güçlü delil oluşturacağı belirtildiği, bu durumda, temyize konu kararın gerçekte bir direnme kararı değil; bozulan önceki karardaki gerekçeden tamamen farklı bir gerekçeyle oluşturulduğu, yeni bir hüküm niteliğinde bulunduğu bu nedenle dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerektiği-