TÜRK BORÇLAR KANUNU > - Genel Hükümler > - Borçların ve Borç İlişkilerinin Sona Ermesi, Zamanaşımı > - Zamanaşımı > - A. Süreler > Madde 146 - I. On yıllık zamanaşımı
Kira tazminatında zamanaşımı süresinin bağımsız bölümün teslim edilmesi gereken tarihten itibaren başlayacağı ve arsa sahibi geciken her ay için zararını davayla isteyebileceğine göre her geçen ay zararın o ayın sona ermesiyle istenebileceği-
Müteselsil sorumluların birbirlerine karşı açacakları rücu davalarında 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanacağı- Sorumlu olanlardan birinin borcun tamamını ödemesi halinde, kendi hissesine düşen miktar mahsup edildikten sonra diğerlerinin bakiye kalan miktardan hisseleri oranında sorumlu tutulmaları gerekirken, davalıların borcun tamamından müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmalarının isabetsiz olduğu-
Davacı ile davalı arasında davalıya ait tapuya kayıtlı taşınmazın satışının vaadine yönelik sözleşmenin noterde ve usulünce düzenlenmekle başlangıçta geçerli olarak kurulduğu ancak daha sonra vaade konu taşınmazla ilgili davaların olumsuz sonuçlanması nedeniyle taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin imkansız hale geldiği anlaşıldığından davacı alıcının sebepsiz zenginleşme kurallarına göre müspet zararını(BK. 96) isteyebileceğinin kabulü gerekeceği-
Dava konusu taşınmazlardaki paylar mirasçılar tarafından daha miras bırakan sağ iken devrolunduklarından miras payı devir sözleşmeleri geçersiz olup bu sözleşmelere dayanarak tapu iptal ve tescil istenemeyeceğinden bu taşınmazlar yönünden istemin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Takibe konu çekin keşide tarihi 25.02.2009 olup, aynı tarihte bankaya ibraz edildiği bankaya ibraz edilen çekin keşide edildiği tarihteki mevzuata göre 6 ay içinde zamanaşımına uğrayacağı- Sebepsiz iktisap talebinin, çekin keşide edildiği tarihten itibaren 6 ay+1 yıl içinde takip veya dava yolu ile ileri sürülmesi gerektiği- Davacı alacaklı, çeke dayanarak 27.04.2010 tarihinde takibe geçerek zamanaşımı süresini kesmiş olup, davacı bu talebini 6762 sayılı TTK. nun 644. maddesinde öngörülen sürede ileri sürdüğünden, mahkemece talebin süresinde olduğu gözetilerek, işin esasına girilip bir karar verilmesi gerekirken, davacının dava dilekçesinde “sebepsiz zenginleşmeye dayandığı halde itirazın iptali davasında sebepsiz zenginleşmeye dayanılmadığı” gerekçesiyle “davanın reddine” karar verilmesinin bozmayı gerektireceği-
Muris muvazaasına ilişkin açılan tapu iptal ve tescil davalarının herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye bağlı olmaksızın her zaman açılabileceğinin gerek Yargıtay ve gerekse doktrince kabul edilen yerleşik içtihatlardan olduğu, bu isteğe bağlı açılan tazminat davalarında zamanaşımı süresinin başlama tarihinin ise iptal ve tescil isteme hakkının ortadan kalkacağı tarih olacağının da sabit olduğu-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde uygulanacak zamanaşımı BK’nun 128. maddesine göre tespit edilecek muacceliyet tarihinden itibaren aynı kanununun 126/4 maddesinde ifade edilen 5 yıllık süre olup,davalı yanca ileri sürülen zamanaşımı definin belirtilen bu süreye göre değerlendirilerek bir sonuca varılması gerekirken, somut olayda uygulama yeri olmayan BK’nun 125. maddesi gereğince 10 yıllık zamanaşımı süresinin kabul edilip sonuca varılmasının doğru olmadığı-