Borçlar Kanunu'nun 125. maddesi hükmünce inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalara da 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekeceği- Borçlar Kanunu'nun 128. maddesi uyarınca zamanaşımı alacağın muaccel olacağı zamandan başlar ve alacağın muacceliyeti bir ihbar vukuuna tabi ise zamanaşımının bu haberin verildiği günden başlaması gerektiği-
Yüklenicinin kasıt veya ağır kusuru ile akdi hiç veya gereği gibi yerine getirmediği ve ayıplı malzeme kullanmış veya ayıplı iş meydana getirmiş olduğu hallerde, 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması gerekeceği ve kusurun bilirkirişi incelemesi ile tespit edilmesi gerektiği- Zamanaşımı nedeniyle ret halinde farklı bir ücret düzenlemesi yapılmadığından, değeri para ile ölçülebilen uyuşmazlıklarda karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre nispi avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Takip dayanağı belgenin «çek» sayılmaması halinde, Ticaret Kanunundaki çeklere ait zamanaşımı hükümlerinin değil, BK. mad. 125’deki (şimdi; TBK. mad. 146) on yıllık zamanaşımının uygulanacağı–
Taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan taahhüdün ifa edileceği hususunda alacaklıda haklı bir güven duygusu yaratan fiil ve davranışlarda bulunarak onu oyalıyarak dava açmaktan alıkoyan ve özellikle taşınmazı alacaklıya teslim eden borçlunun, açılan davaya karşı zamanaşımı def’inde bulunmasının “dürüstlük kuralı” na (MK.2) aykırı olacağı-