Davalıların davacıya yönelttiği eylemler ceza yasasında suç olarak düzenlemiş bulunduğundan, zamanaşımı süresinin de (uzamış) ceza zamanaşımına göre belirlenmesi gerekeceği-
Kişilik haklarının diğer bir anlatımla şahsiyet haklarının nelerden ibaret olduğunun belirlenmesinin ve sınırının çizilmesinin uygulamaya yani yargıya bırakıldığı, gerek öğretide gerekse yargısal kararlarda kişisel değerlerin; fiziki, duygusal ve sosyal kişilik değerleri olarak belirlendiği, kişinin toplum içindeki mesleki kimliği şeref ve haysiyeti, özgürlüğü, vücut ve ruh bütünlüğü ve sağlığı, ırk, din ve vatandaşlık gibi bağları kapsadığının kabul edildiği-
Yayının yapıldığı günde ortaya çıkan duruma, diğer bir anlatımla görünür gerçeğe uygun yayın yapılmış olduğundan yayının hukuka uygunluk sınırları içinde kaldığı-
Somut olayda, davalı H. A. Ö.'ün eylemi, 765 sayılı TCK'nın 285/1 maddesinde düzenlenen iftira suçunu oluşturduğundan uygulanacak ceza zamanaşımı süresinin TCK'nun 102/4. maddesi uyarınca 5 yıl olacağı-
Şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığı şikayet hakkının kullanımı için yeterli olup, şikayet dilekçesinde olayın akış şekline uygun düşmeyen veya kişinin kişiliğine yönelen aşağılayıcı bir anlatım biçimi mevcut olmayan durumlarda, şikayet hakkının yasal sınırlar içinde kullanıldığının kabul edilmesinin gerekeceği-
Polis tarafından evin içinde araştırma yapılmış ve sonucunda düzenlenen olay yeri inceleme tutanağında; evde sayısı oldukça fazla bayan peruğu, bayan elbiseleri, bayan iç çamaşırları, pornografik fotoğraflar ve kasetler, cinsel amaçla kullanılan metal aletler ve bol miktarda yabancı metal para bulunduğu belirtilmiş olup, dava konusu haberin de bu olay yeri inceleme tutanağına göre yapıldığının anlaşıldığı-
Davalıya ait kangal cinsi köpeğin, davacıların misafirlik için geldikleri binanın girişindeki pencere demirine zincirle bağlandığı, uyarıcı önlemlerin alınmadığı, davacıların 9 yaşındaki müşterek çocuğun, demir çubukla köpekle oynamak istemesi üzerine köpeğin saldırısına uğrayarak, yüzünde sabit eser oluşacak biçimde yaralandığından manevi tazminat istemi koşulları oluşan davacı baba ve anne yararına uygun bir manevi tazminat takdir edilmesi gerekeceği-
Yayının hukuka aykırılığının belirlenmesi karşısında internet ortamında yayınlanmaya devam edilmesi davacının kişilik haklarına saldırının da devam etmesi sonucunu doğuracağından, internet ortamındaki yayının da durdurulmasına karar verilmesinin gerekeceği-
Daha önce saldırı oluşturmayacağı ve hukuki sınırlar içinde olduğu kabul edilen ifade ve iddiaların tekrarlanmasının davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu kabul etmenin yerinde olmayacağı-
Küçüğün yaralanma derecesi ve tedavi süresi gözetildiğinde, davacı anne ve babanın da çocukları ile ilgili endişe duymaları doğal olduğundan, bu durumun sosyal kişilik değerlerine saldırı oluşturduğunun kabulü gerekeceği-