Gerçekliği kanıtlanmamış bir olayın daha önce başka yayınlarda anlatılmış olması haklılığını göstermeyeceğinden, davacıların kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu-
Yayın, görünür gerçeğe uygun olup basının haber verme hakkı kapsamında kaldığı ve dava sonucunda verilecek kararın da, görünürdeki gerçekliği ortadan kaldırmayacağı ve davalının da haber nedeniyle sorumlu tutulmasını gerektirmeyeceği-
Şikâyetin az da olsa hukuken korunması gereken emarelere dayandığı ve davalının şikâyet hakkını yasal sınırlar içinde kalarak kullandığı sonucuna varılarak manevi tazminat isteminin tümden reddedilmesi gerekeceği-
Gelişen olayların haberin verildiği gündeki görünen gerçekliğe uygun olduğu, eleştiri sınırının aşılmadığı ve böylece davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulmadığı-
Şikâyet için yeterli emare bulunduğunda, davalının şikâyet hakkını kullandığı benimsenerek istemin tümden reddedilmesi gerekeceği-
Tarafların bekar oldukları gözetildiğinde, davacının, davalı tarafından evlenme vaadi ile kandırıldığı ve bunun etkisi altında gerek fiziksel gerek ruhsal anlamda zarara uğratıldığı ve bundan elem ve üzüntü duyduğunun kabulü gerekeceği-
Somut olayın özelliğine, haberin verildiği tarih üzerinden uzun bir sürenin geçmiş bulunmasına ve Borçlar Kanunu'nun 49/2. maddesindeki ölçüler de esas alındığında ayrıca yayına da karar verilmiş olmasının yerinde olmayacağı-
Ortada şikâyeti gerektirecek derecede yeterli emareler bulunması yeterli olup; bu kanıt ve emarelerin dava açılması veya ceza verilmesi için yeterli sayılmamasının davalının şikayetinin haksız olduğu sonucunu doğurmayacağı-
Somut olayın özelliğine, olayın üzerinden uzun bir sürenin geçmiş bulunmasına ve Borçlar Yasası'nın 49/2. maddesindeki ölçüler esas alındığında ayrıca yayına da karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun düşmeyeceği-
Milli futbolcu olan davacının, kamuya mal olmuş kişilerden olduğu gözetilerek yayın tarihinden önce milli maç sırasında yaşananlar gündeme getirilmiş ve davacının davranışları eleştirilmiş olup, davacının daha sert eleştirilere katlanması konumunun gereği olduğundan eleştiri sınırı içinde kalan yayının kişilik haklarına zarar vermeyeceği-