Dava konusu yayın olay tarihinde beliren görünür duruma uygun olup genel anlamda eleştiri sınırları içerisinde kaldığından davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmayacağı-
Davacı ile davalı arasında olay öncesine dayalı husumetin bulunması, tartışmaların yaşandığı günün akşamı davacının aracının yakılmış olması, davalı hakkında iftira nedeniyle yapılan kovuşturmada yasal şikâyet hakkını kullandığının belirlenmiş olması karşısında, davalının yasal şikâyet hakkının kullanıldığının kabulü gerekeceği-
Dava konusu yayının olay tarihinde beliren görünür gerçekliğe uygun olduğu, genel anlamda eleştiri sınırları içerisinde kaldığı ve bu sebeple hukuka aykırılık unsuru gerçekleşmediğinden, davalı yanın manevi tazminattan sorumlu tutulamayacağı-
"Benim işimi engellemek isteyen bir şahısın istekleri doğrultusunda hareket edenler benim hayatımla oynadılar. Yıllardır bu kendini memur sanan insanlar hala buralarda görev yapıyorlar... bunlara da memur diyorlar lütfen bu çürükleri temizleyin bana yargı yolunu açın, bu kendini memur sanan insanlara sayın hakimlerimiz gerçekleri göstersin." biçimindeki sözlerin, hak aramak amacıyla şikayet hakkının kullanılması kapsamında değerlendirilemeyeceği-
Yayın zamanında görünürde var olan, sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınının sorumluluk doğurmayacağı-
Yayının görünürde ki gerçeğe uygun olduğu, kamu yararının bulunduğu, olayların gelişimi karşısında kişilik haklarına saldırıdan söz edilemeyeceği-
Davalının, mağduriyetini dile getirmek amacıyla davacıyı eleştirdiğinin kabulüyle, dava konusu edilen açıklamalar bir bütün halinde değerlendirildiğinde eleştiri niteliğinde olduğu ve hukuka aykırılık unsurları içermediği-
Davalının yalnızca şüpheye dayalı şikayette bulunmuş olmasının, şikayet hakkının hukuka uygun olarak kullanılmadığını göstereceği-