Davacıların dava konusu ettikleri taşınmaz ile önceden tapu ile malik oldukları yerin aynı yer olmadığı kesinleşen mahkeme kararı ile belirlenmiş olduğundan davacıların önceden tapu ile malik olmadıkları bir yer için tazminat verilmesinin de mümkün olmayacağı-
Şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığı halinde manevi tazminat isteminin reddi gerekeceği-
Davalının düşüncesini söz biçimine dönüştürürken kullandığı üslup, uygun ve nazik olmayıp, dava konusu beyanlar, salt toplumu bilgilendirme, aydınlatma ve davacının başında bulunduğu hükümetin icraatlarını eleştirme olarak kabul edilemeyeceğinden davacının kişilik haklarının zarar gördüğü-
Dava konusu yayında olay anlatılmış ve olayla ilgili tepkilere yer verilmiş olduğundan; yayının bu haliyle habercilik ilkelerine uygun olduğu ve hukuka aykırı bir yönü bulunmadığı-
Davacı şirketin kişilik haklarına doğrudan bir saldırı söz konusu olmayıp, bu haliyle dava konusu yayında, basının kamuoyu oluşturma ve toplumsal eleştiri hakkı kullanılmış olup hukuka uygunluk sınırları içinde kalındığı-
Saldırı olduğu iddia edilen "tetikçi" tabirinin yazı bütünü dikkate alındığında davacının iddia ettiği şekilde "kiralık katil" anlamında kullanılmadığından, bu ifadelerin eleştiri niteliğinde olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davacının yayın sırasında kekelediğinin ve şaşırdığının ileri sürülmesi eleştiri niteliğinde olduğundan; "böğürme" nitelemesinin de davacıya yönelik olmayıp davacı dışında kalan genel bir kitleye yönelik olduğu anlaşıldığından, yapılan yayının tümü gözetildiğinde davacının kişilik haklarına saldırı olgusunun gerçekleşmediği-
Davalı taraf olay tarihinde beliren duruma göre yayın yapmış olup davacılar hakkındaki iddiaların maddi anlamda ve yasal durum itibarıyla usulsüzlük oluşturup oluşturmayacağım araştırıp, onun sonucunu beklemesi istenemeyeceğinden manevi tazminat isteminin reddi gerekeceği-
Yayının yetkili mercilerin dikkati çekilmek amacıyla yapılmış olması, haberin veriliş şekli, resmin gerçek olması ve davacının kimlik bilgilerinin verilmemiş olması dikkate alındığında hukuki sınırlar içinde olan haberden dolayı açılan davanın reddi gerekeceği-
Haberin yayının yapıldığı gündeki görünen gerçekliğe uygun olduğu, yayın gününden sonra sanığın ifadesini değiştirerek olayı başka biçimde anlatmış olmasının yayın günündeki görünen gerçekliğini etkilemeyeceği-