Reddi hakim talebini içeren dilekçelerde: "En ilkel hukuk düzenlerinde bile görülmeyecek bu açık haksızlık davalı yargıcın taraflı tutumunu açıkça ele vermiştir, "ve" Yine tüm meslektaşlarının ifade ettiği gibi SÖ'nün yönlendirmeye ve etki altında kalmaya müsait bir yapısı vardır" biçimindeki sözlerin reddedilen yargıcın kişilik haklarına saldırı oluşturduğu-
Dava konusu ihtar S.beyli Noterliğinde hazırlanmış ise de tebliğ edildiği yer Şişli adresi olup, zararın ortaya çıktığı ve bu suretle haksız fiilin tamam olduğu yerin Şişli olarak kabul edilmesi gerekeceği-
Yayında sözü edilen kararın Yargıtay 8. Ceza Dairesi kararı olduğu açıkça belirtilip, kararın yargı kararı niteliği taşımadığı, bu karar ile milletin kararının gasp edildiği, kararın hukuki ayrıntı niteliğinde olduğunun açıklandığı, davacının Yargıtay 8. Ceza Dairesinin üyesi olup yayına konu kararda imzasının olduğu, bir yüksek yargı mensubu olarak imzasını taşıyan kararın bu şekilde nitelendirilmesi kişilik haklarına saldırı niteliğinde olup, manevi tazminatın koşullarının oluştuğu-
Davacıların kızına ait düğün töreni için hazırlanan davetiyede gelinin anne ve babası olarak davacıların isimlerinin yazılmış olması, davacıların kızım mutlu edeceği, davetlilerce de olumlu karşılanacağı ve davetiyelere ana-baba adının yazılmasının yaygın bir gelenek olduğuna da kuşku olmadığından davetiyedeki ifadelerde de hukuka aykırı bir unsura rastlanmadığına göre kişilik haklarının ihlalinden söz edilemeyeceği-
Yayın görünür gerçeğe uygun olup, başlıktaki ibare okuyucunun dikkatini habere çekmek amacıyla konulduğundan, davacının kişilik haklarının saldırıya uğradığından söz edilemeyeceği-
Gerçekliği kanıtlanmayan bıçak parası istediğine ilişkin iddianın davacının kişilik haklarına haksız saldırı oluşturacağı ve haberin görünürdeki gerçeğe de uygun bulunmadığı-
Reşit olan davacının kendi rızası ile giriştiği ilişkiden dolayı manevi tazminata hükmedilemeyeceği-
Yazıda, özellikle 1970'li yıllarda yetkililerin terör olaylarına karşı tutum ve davranışları eleştirilmiş; bu konuya ilişkin örnekler verilmiş olup, konu güncel ve kamusal yarar söz konusu olduğundan hukuka uygun sınırlar içinde yapılan eleştiri nedeniyle tazminat sorumluluğundan söz edilemeyeceği-