Haksız icra takibi nedeniyle kişilik haklarına saldırıdan dolayı, borçlu tarafından alacaklıya karşı “maddi” ve “manevi” tazminat davası açılabileceği-
Dar anlamda ve para ile ölçülebilen bir zarar yok ise de, baz istasyonunun insanların kalabalık olarak yaşadığı siteye yakınlığı, çevre binalarda ve bu bağlamda davacıların konutlarında bulunanların sağlık yönünden büyük endişeler taşıdığı, aynı bölgede yaşayan insanların yaşamının psikolojik olarak olumsuz biçimde etkilendiği ve bunun da insanların psikolojik yapısında tedirginlik ve ümitsizlik yaratacağı açık olup davacıların zarar gördüğünün kabulü gerekeceği-
Gerçek kişiler adına dava açma ehliyeti bulunmayan davacı derneğin, bu kişiler adına genel hükümlere göre dava açıp manevi tazminat isteminde bulunamayacağı ve dava konusu yazının davacı derneğe yönelik olmadığı gözetilerek istemin reddedilmesi gerekeceği-
Jandarma Haber Bülteni'nden alınarak yayınlanan haberin, yayının yapıldığı gündeki görünen gerçekliğe uygun olması nedeniyle davacıların kişilik haklarına saldırı oluşturmayacağı-
Davayı hangi mahkemede açacağı konusunda seçimlik hakkı bulunan davacının, davasını dilerse davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde, dilerse haksız eylemin gerçekleştiği yer mahkemesinde veya kendi yerleşim yeri mahkemesinde açabileceği-
Davacının kişiliğine yönelik olmayan dava konusu edilen yazılarda davacının, bazı uygulama ve açıklamaları ile siyasi tavırlarının eleştirisi niteliğinde olup davacıyı aşağılama kastı da bulunmadığından, davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmadığı-
Davalının, şikâyet konusu edilen sözleşmede yer alan imzanın kendisine ait olduğunu bildiği halde imzanın kendisine ait olmadığını belirterek, davacı hakkında sahtecilik suçlamasıyla şikayette bulunduğu ve davacı hakkında soruşturma yapılmasına neden olduğu sonucuna varıldığından davacının kişilik haklarının saldırıya uğradığı-
Davalının genel sekreterlik görevine atanması öncesinden geçirdiği soruşturmalar ve hakkında açılan davalar ile genel sekreterlik görevi sırasında yaptığı disiplin cezası gerektiren eylemleri gözetildiğinde genel sekreterlik görevinden alınmasında hukuka aykırılık bulunmayıp, işlemlerin kin ve nefrete dayanmadığı, hukuki kılıf uydurulmasını gerektiren bir durum bulunmadığı, hukuksuz davranış teklif edildiğine ilişkin herhangi bir delil mevcut olmayıp, dava konusu dilekçelerde yer alan ve yukarıda özetlenen sözcüklerin kişilik haklarına saldırı oluşturduğunun kabulü gerekeceği-
Davacının Van'da görev yaptığı gün ile yayının yapıldığı gün arasında geçen süre, soruşturması sonuçlanmış olduğundan güncelliği bulunmayan iddiaların yeniden gündeme getirilmiş olması nedeniyle dava konusu haberin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu-