Dava konusu yayında, basının haber verme ve eleştiri yapma sınırları aşılarak, anlatılmak istenen konu ile ilgili olmayan sözlere yer verilmiş olup; bu sözlerin, davacı derneğin kişilik haklarına saldırı oluşturacağı-
Davalı şirkete ait bulunan sitede dava konusu edilen yayın yer almakta ve yargılama sırasında da bu yayına ulaşılabildiğinden davalı şirketin bu yayından sorumlu olduğunun kabulü gerekeceği-
Devletin kadastro işlemlerinden sorumluluğunun kapsamı Medeni Yasa'nın 1007. maddesi kapsamında düşünüldüğünde, eldeki davaya adli yargıda bakılması gerektiği-
Davalı-karşı davacının da kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu sonucuna varılıp Borçlar Yasasının 47. ve 49. maddeleri uyarınca, davalı-karşı davacı yararına da uygun bir tutarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekeceği-
Dava konusu tutukluğunun devamına ilişkin karar ile davacının yaşam hakkının tehlikeye düşürüldüğü; koruma tedbiri ile öngörülen amaç dışında sonuçlar meydana geldiği; eşitlik ilkesine aykırı davranıldığı ve yeterli gerekçe de gösterilmediği, masumiyet karinesinin göz ardı edildiği; bu durumun, yoruma ihtiyaç göstermeyecek derecede açık ve kesin olan kanun hükmüne aykırı olduğu ve ağır kusur oluşturduğu; HUMK'un 573/2. maddesi uyarınca da, davalıların sorumluluklarını gerektirdiği-
Davalı açıklamalarının davacının adil yargılanma hakkını ve masumiyet karinesini zedelediği, anayasada düzenlenen kuvvetler ayrılığı prensibi ve Anayasa 138/2. fıkrasındaki düzenlemelere aykırı davranıldığı, Adalet Bakanı olan davalının yargı görevlilerini etkilediği izlenimi yaratarak davacının, adil yargılanma yapıldığına olan inancının sarsıldığı, tüm bu hususların hukuka aykırılık oluşturması nedeniyle manevi tazminatın koşullarının oluştuğunun kabulü gerekeceği-
Davalılar tarafından somut bazı olay ve olgulara göre ileri sürülen şikâyet konuları, şikâyeti gerektirecek yeterli emarelere dayandığından, davacı hakkındaki soruşturma izninin iptal edilmiş olmasının, şikâyetin haksız olduğu sonucunu doğurmayacağı-
Şikayetin hak arama özgürlüğü kapsamında kaldığı kabul edilerek manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davacı dava dilekçesinde, kabul edilecek manevi tazminata olay gününden itibaren avans faizi uygulanmasını istediğine göre kabul edilen manevi tazminata yayın gününden itibaren faiz yürütülmesi gerekeceği; ayrıca, uyuşmazlık konusu olay haksız eylem niteliğinde olup taraflar arasındaki ilişkinin niteliği gereği olayda uygulanacak faiz ölçüsünün avans faizi olmayıp yasal faiz olacağı-
Kişinin üstlendiği görev ne kadar önemli ise hakkında yapılan eleştirilerin o kadar yoğun ve gerektiğinde eleştirinin sert, kırıcı, küçük düşürücü olabileceği; bir haber veya eleştirinin; objektif olduğu, gerçek olaylara dayandığı, doğru bir amaca yönelik bulunduğu durumlarda kişilik haklarına saldırıda bulunulsa bile hukuki sorumluluktan söz edilemeyeceği-