Davacı ile davalının uzun süredir ayrı yaşadıkları, aralarında muhtelif sayıda nafaka dosyalarının bulunduğu, ayrı yaşadıkları dönemde davalının müşterek çocuklarının hastalığı nedeniyle ziyarete geldiği dönemde tarafların cinsel birliktelik yaşadıkları ancak bu olay öncesi davacının "yumurtlama döneminde olmadığını hamile kalma ihtimali olmadığı"nı söylemesi de nazara alındığında, ayrı yaşanılan dönemde gerçekleşen hamilelik ve sonrasında doğan küçüğün kendi çocuğu olup olmadığının tespitini istemesi ve şüphelenmesinin hayatın olağan akışına uygun olduğu, davalının beyanının savunma sınırları kapsamında kaldığının kabulü ile manevi tazminata ilişkin davanın tümden reddine karar verilmesi gerekeceği-

İncelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarının ihlali nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı Ş.. tarafından temyiz edilmiştir. Asıl dosyada davacı G.., taraflar arasınd ...