Manevi tazminat için, takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmasının gerekeceği-
Yayının konusunun gösterdiği özellik, taraflar arasındaki görüş ve düşünce farklılığı ile davacı tarafından önceden bir dergide yayınlanmış olan yazılarının içerikleri gözetildiğinde davalının bu sözlerinin eleştiri kapsamında olduğu kabul edilmesinin gerekeceği-
Davacıların bulunduğu ve yaşadıkları yer ve ortam itibariyle olması gereken ve öngörülen dinlenme ve yaşama hak ve özgürlüklerinin ihlal edildiği, sinir sistemlerindeki dengenin sarsıldığının kabulüyle davacıların kişilik değerleri içinde yer alması gereken ruh bütünlüğü de bozulmuş olacağı için kişilik haklarına zarar verildiği-
Davalının yalan tanıklık yaptığı ileri sürülmüşse de, ceza yargılaması sırasındaki anlatımlarının yalancı tanıklık suçu oluşturduğu yönünde bir adli soruşturma veya kamu davası bulunmadığı, tanıklar hakkında yalancı tanıklığı (ceza davası sonucunda mahkumiyet kararı ile) hukuken kesinleşmedikçe anlatımının yalan olduğu gerekçesiyle tazminatla sorumlu tutulamayacağı gözetildiğinde onun yönünden de maddi- manevi tazminat davasının reddedilmesi gerektiği-
Davacının görev süresinin uzatımının iptali, davalı idarenin takdirine dayalı olarak yapıldığından; bu durumun davacının kişilik haklarının ihlali niteliğinde sayılamayacağı-