Haber/yazının, «gerçeklik», «güncellik», «kamu yararı», «toplumsal ilgi» öğelerini taşıması ve anlatımda, özle biçim arasındaki dengenin kurulmuş olması konu ile ifade arasındaki düşünsel bağlılığın korunmuş olması halinde, kişilik haklarına saldırı niteliği taşısa bile, hukuka uygun sayılacağı ve tazminatı gerektirmeyeceği–
Bir yayının kişilik haklarına saldırı oluşturduğunun kabulü için yayının kimin hakkında yapıldığının anlaşılabilir olması, orta düzeydeki okuyucunun yayında kastedilen kişiyi yayındaki bilgilerden tanımlayabilmesi gerekeceği-
Basının yansız ve özgür haber alma fonksiyonunu yerine getirirken kullandığı hakkın özel hukuk alanındaki sınırını, «gerçeklik», «güncellik», «kamu yararı», «toplumsal ilgi», «konu ile ifade arasındaki bulunması gereken düşünsel bağlılık» kurallarının çizdiği, haber verme hakkının bu sınırlar içinde kullanıldığı sürece, hukuka uygun olacağı, ayrıca haber verirken, haber gerçeği yansıtsa bile kullanılan dil ve ifadenin inciltici, küçük düşürücü, yanıltıcı nitelik taşımaması gerekeceği–
Şikayet hakkının Anayasal bir hak olduğu, bu nedenle hakkında yapılan şikayette (ya da bunun sonucunda açılan ceza davasında) haklı çıkan (lehine «takipsizlik» veya «beraat» kararı verilen) tarafın, sırf bu nedenle şikayette bulunan kişiden manevi tazminat isteyemeyeceği, şikayetçinin ancak (kasten) davacıya zarar vermek amacı ile veya hiçbir duyum ve belirti olmadan sırf şüphe üzerine ağır bir suçlamada bulunarak şikayette bulunmuş olması halinde, davacıya manevi tazminat ödemeye mahkum edilebileceği–