Şikayet dilekçesiyle, asıl borçlu ile ipotek veren malik arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunduğundan, malik sıfatıyla sadece ipotek veren aleyhinde yapılan takibin iptali talep edilmiş olup; mahkemece şikayetin esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan ve borçlulara 6 örnek icra emrinin gönderildiği ilamlı takipte, takip talepnamesine kredi sözleşmesi, hesap kat ihtarı, ipotek belgelerinin eklenip anılan belge örneklerinin 'borçluya' tebliğine gerek olmadığı, ilamlı takipte, takip dayanağı belgelerin icra emri ekinde borçluya gönderilmesi gerektiğine ilişkin ve ilamsız takipler için İİK.nun 58 ve 61.maddelerinde zorunlu kılınan hükme benzer bir düzenlemeye yer verilmediği-
İİK. nun 149.maddesine göre aralarında zorunlu takip arkadaşlığı olan borçlu ile rehin veren hakkında birlikte takip yapılması gerektiği; ancak asıl borçlu hakkında takip yapılmadığı ve bu eksiklik sonradan tamamlatılamayacağı gibi, kamu düzeni ile de ilgili bulunduğundan, takibin her aşamasında ve süresiz olarak ileri sürülebilecek nitelikte olup, mahkemece kendiliğinden göz önüne alınması gerekeceği-
Takip dayanağı ipotek akit tablosuna göre üst sınır (limit) ipoteği takip konusu yapılmış ise de anılan takip, İİK'nun 150/ı maddesinin göndermesi ile İİK'nun 149. maddesine göre yapılmış ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip niteliğinde olduğundan söz konusu takipte ilamların icrasına ilişkin hükümler uygulanacağından, alacaklının icra takibini Türkiye dahilindeki herhangi bir icra dairesinde başlatabileceği-
04/05/1978 tarih ve 4/5 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre, ölü şahıs hakkında takip yapılamayacağı; açılan takibin mirasçılarına yöneltilemeyeceği iptal sebebi kamu düzenine ilişkin olup, süreye bağlı olmaksızın ve takibin şekli ne olursa olsun doğrudan icra mahkemesine başvurularak iptal isteminde bulunulabileceği-
İlam niteliğinde olan ipotek akit tablosunda, ipoteğin üçüncü bir kişinin borcuna karşılık verildiğine ilişkin bir kayıt bulunmayıp, aksine ipotek verenlerin kendi borçları nedeniyle tesis edildiği görülmüş olup; alacaklı tarafından fuzuli olarak borçlulara gönderilen ihtarnamenin ilam niteliğindeki ipoteğin bu niteliğini ortadan kaldırmayacağı-
Tarafların kabulünde olan sözleşme ve ipotek akit tablosu birlikte değerlendirildiğinde, söz konusu ipoteğin teminat amaçlı verildiğinin kabulü gerekeceği; söz konusu ipotek kesin borç ipoteği olmadığından borçluya icra emri de gönderilemeyeceği-
İcra takibinin asıl borçlu aleyhine açılması esas olmakla birlikte takip sonunda 3.kişinin taşınmazının paraya çevrilmesi söz konusu olduğundan o kişi hakkında da takip yapılması gerekeceğinden ipotek veren 3.kişi ile asıl borçluya birlikte takip zorunluluğu bulunup, sadece asıl borçlu hakkında takip yapılıp daha sonra da ipotek verenin sonradan takip edilerek bu iki takibin birleştirilmesinin mümkün olduğu-
İcra takibinin dayanağı olan ipotek akit tablosunun incelenmesinde, ipoteğin mevcut bir alacak için konulduğu ve kesin borç (karz) ipoteği niteliğinde bulunduğu ve kayıtsız ve şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva ettiği; o halde, borçluya İİK'nun 149.maddesi gereğince icra emri gönderilmesinin yasaya uygun olduğu-
İpotek veren 3. kişi yönünden borç muaccel hale getirilmediği taktirde, onun hakkında takip başlatılamayacağı-