Asıl borçlu hakkında takip yapılmadığı, bu eksikliğin sonradan tamamlattırılmasının da mümkün bulunmadığı, kamu düzeni ile ilgili bu hususun re'sen nazara alınacağı gözetilerek, şikayetin kabulü gerekirken takibin iptaline karar verilemeyeceği-
Alacağın varlığı ve miktarı 4077 s. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında yargılama yapılmasını zorunlu kılması halinde, mahkemece bu yönde bir ilam alınmadan başlatılan takibin iptaline karar verilmesi gerekeceğini-
İİK.nun 150/h maddesi gereğince, alacağın veya rehin hakkının yada her ikisinin bir ilamda veya ilam mahiyetine haiz belgelerde tesbit edilmiş olması halinde, ilamların icrasına dair hükümler kıyasen uygulanacağını; alacaklı tarafından, borçlu ile ipotek verenler aleyhine acentelik sözleşmesinin teminatını teşkil etmek üzere düzenlenen limit ipoteği ve ticaret mahkemesinin alacaklının, borçludan, acentelik sözleşmesinden dolayı ..... TL. alacağının varlığı ve tahsiline ilişkin ilamına dayalı olarak, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan ilamlı takipte, icra emri tebliği üzerine, süresi içerisinde, ‘acentelik sözleşmesinin teminatı olarak verilen ipotekle, ilamlı takip başlatılarak icra emri gönderilemeyeceğinden’ bahisle ‘takibin iptalinin’ istenmesi üzerine, mahkemece, ‘ilamdan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip yapılabileceği’ ve ‘İİK. mad. 149 gereğince icra emri düzenlenebileceği’ nazara alınarak, ‘şikayetin reddi’ gerektiği-
6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 314. ve bunu izleyen maddelerinde ( Yeni 6102 sayılı TTK nun 362 vd mad.), 3 yıllık süre için seçilen anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin görev süreleri sona erdiğinde, bu sıfatlarının kendiliğinden düşeceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığı ve şirketin organsız kalması da mümkün bulunmadığından, yeni yönetim seçilene kadar önceki yönetim kurulunun görevlerine devam edeceğinin kabulü ile şikayetin esasının, hükmüne uyulan bozma ilamı kapsamında, incelenerek oluşacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece hesap katı ihtarlarındaki borcun derhal ödenmesi talebinin, hesabın kat edilmesini ve alacağın muaccel hale gelmesini engellediği, bu ihtarnameyle İİK.nun 149. maddesi gereğince icra emri gönderilmesi şartının gerçekleşmediği yönündeki kabulünün isabetsiz olduğu, yine ipotek belgelerinin Tapu Sicil Müdürlüğü huzurunda düzenlendiği, Tapu Sicil Müdürlüğü imza ve kaşesinin bulunduğu, noter ihtarlarının onaylı örneklerinin de sunulu olduğu nazara alınarak, diğer itirazları incelenerek oluşacak sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Takip dosyasında borçlu, gerçek şahıs olup yabancı uyruklu olduğundan adres kayıt sisteminde bir kaydı bulunmamaktadır; borçluya daha evvel usulüne uygun bir tebligat yapılmadan, ipotek senedinde yer alan adrese doğrudan TK.m. 35'e göre tebligat yapılamayacağı-
Asıl borçlu hakkında takip yapıldığı için ipotek verenin sonradan takip edilerek bu iki takibin birleştirilmesinin mümkün olduğu, mahkemece alacaklıya TMK.nun 887, Medeni Kanun'un 802. maddesi uyarınca ipotek borçlusuna ihtarname tebliğ ettirmesi ve borç muaccel hale geldikten sonra adı geçen hakkında yeniden takip yapması, daha sonra da bu dosya ile birleştirilmesi konusunda mehil verilmesi, bu işlemlerin yerine getirilmemesi halinde takibin tümüyle iptali yerine yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Borçlunun icra mahkemesine başvurusunda “takip alacaklısı tarafından sunulan belgeler İİK.nun 150/ı.maddesinde sayılan belgelerden değildir. Müvekkile icra emri tebliği yasaya aykırıdır” şeklinde beyanda bulunduğu, belirtilen ilam niteliği kazanmış bir belgeye, bir başka anlatımla ilama dayanılmadan ilamlı takip yapıldığı yönünde şikayet olup bu şikayetin HGK.nun 08.10.1997 tarih 1997/12-517 E., 1997/776 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere İİK.nun 16/2. maddesi uyarınca bir hakkın yerine getirilmemesinden kaynaklandığı, bu nedenle süresiz şikayete konu edilebileceği gözönüne alınarak, şikayetin esasının incelenmesinin gerekeceği-
Alacağın tüketici kredisinden kaynaklanması halinde, borçlunun temerrüde düşüp düşmediğinin, alacağın muaccel olup olmadığının, ne miktarının tahsil edilebilir olduğunun, faiz miktar ve oranlarının tespitinin, tüketici yasası koşullarında yargılama yapılmasını gerektireceği, o halde İİK.nun 68/b ve İİK.nun 150/ı maddesinin tüketici kredilerinde uygulama olanağının olmadığı-
Takipte istenen faizin oranının fahiş olduğuna ilişkin borçlu şikayeti ilama aykırılık nedenine dayalı olduğundan HGK.nun 21.06.2000 tarih ve 2000/12-102 sayılı kararında da belirtildiği üzere süreye tabi olmadığı, bu durumda mahkemece takip dayanağı ipotek belgesinde varsa faiz oranı ve niteliğiyle ilgili düzenlemeler dikkate alınarak borçlunun faize yönelik itirazının esasının incelenmesi gerekir iken şikayetin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-