Şikayete konu edilen ............ sayılı dosyasında verilen ihtiyati haciz kararının gerçekte ihtiyati tedbir niteliğinde bir karar olduğu, ayrıca .............. İcra Müdürlüğü’nün ............... E. sayılı dosyası ile herhangi bir icra takibinin henüz başlatılmadığı, sadece genel mahkeme yargılaması sırasında verilen ihtiyati tedbir mahiyetindeki haciz kararının infaz edildiği görüldüğünden, ihtiyati haciz kararının infazına ilişkin şikayeti inceleme görevinin ihtiyati tedbir kararını veren mahkemeye ait olduğu, o halde; ihtiyati haciz hakkında herhangi bir takibin bulunmadığı, ihtiyati haczin ihtiyati tedbir niteliğinde olduğu değerlendirilerek ihtiyati tedbirin infazına ilişkin şikayetlerin de kararı veren mahkemece incelenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Bölge adliye mahkemesinin , ihtiyatı haczin kaldırılması talebinin reddine ilişkin kararı İİK'nın 265/son maddesine göre kesin olup HMK'nın 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi gereğince temyiz edilemeyeceği-
İhtiyati haciz talep eden tarafından dosyaya sunulan, satış sözleşmesi, kriminal raporu, savcılık şikayet dilekçesine göre aracın karşı taraftan 255.000 TL bedelle satın alındığı ve üzerinde sahtecilik yapılarak kimliğinin değiştirilmiş olduğu, dosyaya sunulan deliller kapsamında yaklaşık ispat koşulunun ve ihtiyati haciz şartlarının sağlandığı-
Somut olayda, taraf vekillerinin itiraz ve itiraza cevap dilekçeleri ve ekindeki belgelerden, ihtiyati haciz kararı verildikten sonra itiraz eden borçlu tarafından aynı mahkemede 2021/251 E. kayıtlı ihtiyati hacze dayanak bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespiti davası açıldığı, (menfi tespit davasında da borçlu İİK 72/3 maddesine göre ihtiyati tedbir kararı almış olup, alacaklının itirazı üzerine söz konusu 2021/251 E. Sayılı dosyada aynı tarihte ihtiyati tedbire itirazın müraafası yapılmıştır); işbu ihtiyati hacze itirazın da esas hakkında dava açılması nedeniyle menfi tespit davasının açıldığı 2021/251 E. Sayılı dava üzerinden incelenmesi gerektiği anlaşılmakla, ihtiyati hacze itirazın incelenmesi için dosyanın esas hakkında açılan menfi tespit davasında görülmesi gerekirken değişik iş dosyası üzerinden görülerek sonuçlandırılmasının yerinde olmadığı-
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda, davacının geçici hukukî koruma isteminin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 389 ve devamı maddelerinde düzenlenen ihtiyatî tedbir mi, yoksa 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun(İİK) 257 ve devamı maddelerinde düzenlenen ihtiyatî haciz niteliğinde mi olduğu, buradan varılacak sonuca göre eldeki davada alacaklı yararına ihtiyatî haciz/ihtiyatî tedbir kararı verilmesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği-
İİK.’nun ihtiyati haciz kararına itiraz ve temyiz başlıklı 265/son fıkrası hükmüne göre; ihtiyati hacze itiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabileceğinin ve Bölge Adliye Mahkemesinin bu başvuruyu öncelikle inceleyeceğinin ve verdiği kararların da kesin olduğunun belirtildiği, temyize konu kararın da; ihtiyati haciz kararına itiraz üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilmiş olup kesin nitelikte olduğu, kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da temyiz dilekçesinin reddine karar verilebileceği-
Davanın tasarrufun iptali davası olduğuna, ipotek takyidatının hukuki yararın varlığına menfi bir etkisinin bulunmadığına, dosya borcunun karşılanarak haczin fek edilme durumunun söz konusu olmadığına, yaklaşık ispatın ortaya konulduğuna, İİK’nın 281/II fıkrası hükmüne göre hâkimin iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebileceğine, somut olayda da iptali istenen tasarruf için açılmış olan işbu tasarrufun iptali davasında, alacaklının davasının kabulü halinde alacağına kavuşmasını tehlikeye düşürmemeye yönelik olarak ihtiyati haciz kararı verildiğine, esasa ilişkin itirazların İİK'nın 265. maddesinde öngörülen itiraz nedenlerinden olmadığına göre davalı vekilinin istinaf başvurusu yerinde olmadığı-
TBK'nun 19 ve İİK'nun 277 vd. maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine dayanan davada, İİK'nun 265. maddesine göre aleyhine ihtiyati haciz verilen taraf mahkemenin yetkisine, teminata ve ihtiyati haczin dayandığı nedenlere dayanarak itiraz ileri sürülebileceği- Davalının istinaf başvuru dilekçesinde ileri sürdüğü istinaf sebepleri, davanın esasına ilişkin olup mahkemece yaklaşık ispat kuralına göre değerlendirme yapılarak, İİK'nun 281/2. maddesi gereğince verilen ihtiyati haciz kararına karşı, davalı vekillerinin itirazı üzerine açıklanan gerekçe ile ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmesinde dosya kapsamı ile usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı-
Kanun yoluna başvuru imkanını düzenleyen HMK'nun 394/5. madde gerekçesinde de belirtildiği gibi ihtiyati tedbir kararı verildikten sonra, mevcut olan durum ve koşulların dava sırasında birden fazla değişmesinin mümkün olabildiği ve her seferinde itiraz edilebildiği, her itiraz üzerine verilen karara karşı kanun yoluna başvurulması, ihtiyati tedbir kararlarına karşı başvurulması öngörülen istinaf yolundan beklenen amacın tam tersine bir sonuç doğuracağı- Durum ve koşulların değişmesi sebebiyle yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı ancak esas hükümle birlikte kanun yoluna başvurulabileceğinden, ihtiyati haciz veya tedbir kararının kesinleşmesinden sonra ihtiyati haczin ve ihtiyati tedbirin kaldırılması talebine ilişkin verilen kararlara yönelik istinaf yoluna başvurulmasının mümkün olmadığı, bu kapsamdaki kararlar ara karar niteliğinde olup esas hükümle birlikte istinafının kabil olduğu-
Davanın tasarrufun iptali davası olduğuna, yaklaşık ispatın ortaya konulduğuna, İİK’nın 281/II fıkrası hükmüne göre hâkimin iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebileceğine, somut olayda da iptali istenen tasarruf için açılmış olan işbu tasarrufun iptali davasında, alacaklının davasının kabulü halinde alacağına kavuşmasını tehlikeye düşürmemeye yönelik olarak ihtiyati haciz kararı verildiğine, aciz hali ve esasa ilişkin itirazların İİK'nın 265. maddesinde öngörülen itiraz nedenlerinden olmadığına göre davalı vekilinin istinaf başvurusu yerinde olmadığı-