Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereği, arsa sahibinin kendisine özgülenen bağımsız bölümleri satması, kiraya vermiş olması vs. hallerinde kira tazminatı isteyemeyeceği- Fiili teslim tarihinin belirlenmesi, fiili teslim tarihinden önce satılmayan arsa sahibine ait bağımsız bölümler için kira tazminatına hükmedilmesi, fiili teslim tarihinden sonra kira tazminatı talep edilemeyeceği gözetilerek hüküm kurulması gerekirken iskan iznin alındığı tarihine kadar kira tazminatına karar verilmesinin hatalı olduğu- Kira tazminatının, talep edilebileceği tarihten itibaren TBK. mad. 147 uyarınca 5 yıl geçmekle zaman aşımına uğrayacağı; fiili teslim tarihinin tespiti sonrası, kira tazminatının talep edilebilir olduğu tarihten itibaren zaman aşımı itirazı hususunun değerlendirilmemesinin hatalı olduğu- Açılan bu dava ile taraflar arasındaki sözleşmenin tasfiyesi gerekeceğinden, zemin katta bulunan ve ortak alan olarak tapuya tescil edildiği anlaşılan 1 ve 2 nolu bağımsız bölümlere ilişkin arsa sahibinin iddiasına yönelik olarak araştırma yapılıp talep edilebilecek durumda olması halinde birlikte ifa kuralı gereği verilecek kararda bu hususun da gözönünde bulundurularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Yüklenici edimlerini yerine getirdiği takdirde arsa sahibinden tapu kaydı talebinde bulunabileceği- Sözleşmede belirlenen tarihlerde eser meydana getirilmiş ise kararlaştırılan kademeli devire göre arsa sahiplerinin de edimini yerine getirmesi gerektiği- İnşaatın gecikmesi halinde yüklenicinin temerrüdü gündeme geleceğinden inşaatın geldiği seviyeye göre sözleşmedeki kademeli devri gerekçe göstererek hakettiği bağımsız bölümleri talep etmesinin de mümkün olmayacağı- Yüklenicinin edimini dava tarihine kadar 33 ay 28 gün geciktirdiği, imalatta halen eksiklerin bulunduğu anlaşıldığından arsa sahiplerinin temürrüdünden bahsedilemeyecei ve bu durumda davacı arsa sahiplerinin nama ifaya izin taleplerinin kabul edilmesi ve davalı yüklenicinin ediminde kusuruyla geciktiği sonucuna varılması halinde de kira tazminatı taleplerinin de kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Tapu iptali ve tescil davası-
Davanın, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olduğu, üzerinde 16 adet daire bulunan bir taşınmazı edinen kimsenin 5-5,5 yıl gibi uzun bir müddet taşınmaza vaziyet etmemesinin ve kiraların eski malik tarafından alınıyor olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bu durumun, son malik davalının taşınmaza emanetçi konumuyla malik olduğu izlenimi uyandırdığı, ayrıca taşınmazın değeri ve ödendiği iddia olunan bedelin miktarı değerlendirildiğinde kayda dayalı bir ödemenin yapılmamasının da hayatın olağan akışına uygun olmadığı, bu açıklamalar ışığında, davalının iyiniyetli olmadığı, bir başka deyişle durumu bilen ya da kendisinden beklenen özeni göstermesi halinde bilebilecek konumda olduğunun açık olduğu, hal böyle olunca, davacının "Taşınmaz Satım Protokolü" başlıklı belge uyarınca borcu olup olmadığının açıklığa kavuşturulması, borcu var ise; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 97. maddesi hükmü gözetilmek suretiyle tespit edilecek bedelin mahkeme veznesine depo ettirilmesi, depo eder ise davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
İ. sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemi ile birleştirilen hacizlerin fekki istemi- Bilirkişi raporunda "dava tarihi itibariyle" davacının ödemesi gereken miktar hesaplanmış, ancak "dava tarihinden sonra da kredi ödemelerinin devam ettiği" anlaşıldığından,TBK. mad. 97 uyarınca, davalının çekmiş olduğu krediden davalı tarafından bankaya ödenen miktarın mahkeme tarafından belirlenmesi, ayrıca dosya içerisinde bulunan protokol ve ibraname başlıklı belgeden davalının dava konusu taşınmazın aidat bedeli olarak ödeme yaptığı anlaşıldığından, davalının dava konusu taşınmaz ile ilgili ispatlayabildiği varsa diğer ödemeler de araştırılarak davacının ödendiği somut delillerle tespit edilen miktar çıkarıldıktan sonra kalan bedelin mahkeme tarafından belirlenerek davalıya ödenmek üzere depo edilmesine karar verilmesi gerektiği- Davalı ile diğer davalı arasındaki ipotek sözleşmesinin muvazaalı olup olmadığı konusunda araştırma yapılmadan eksik inceleme ile karar verilmesinin de hatalı olduğu-
Tapu iptali ve tescil davası-
İ. sözleşmesine ve buna bağlı işlemle alacaklı olan taraf, ödeme günü gelince alacağını elde etmek için dilerse; teminat için temlik edilen şeyi "ifa uğruna edim" olarak kendisinde alıkoyabileceği gibi; o şeyi, açık artırma yoluyla veya serbestçe satıp satış bedelinden alma yoluna da başvurabileceği- Sözleşme ile öngörülen ifa süresi içerisinde, sırf sözleşmeyi imkansız kılmak amacıyla muvazaalı olarak yapılan temliklerin yasal koruma altında tutulamayacağı- İ. sözleşmesi hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde bedel isteğine ilişkin davada; ceza dosyasının sonucunun beklenilmesi, borcun ödenmediği ortaya çıksa da TBK. mad. 97 uyarınca borç miktarını mahkeme veznesine depo etmesi için davacı tarafa süre verilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
“Birlikte ifa” kuralı gereğince, kendi edimini yerine getirmeyen akidin karşı edimin ifasını talep edemeyeceği- Mahkemece, davacı kooperatifin davalı yanca arsa tahsis protokolüne uygun şekilde gönderilen ihtarnamelerde belirtilen bedellerden, 1.357,61 TL'lik cüz'i kısım hariç, sorumlu olduğunun tespit edildiği dikkate alınarak, her ne kadar tespit edilen borç kalemleri davacıya yapılan arsa tahsisinin iptalini gerektirecek nitelikte değil ise de, ödemelerini durdurarak protokol hükümlerinin ifasında muaraza yaratan davacı kooperatifin, tahsis kararının iptaline ve inşaatın durmasına kusuru ile sebebiyet verdiği dikkate alınarak, menfi ve müspet zarar talebinin reddine karar verilmesi gerektiği-
İ.lı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, mümkün olmadığı takdirde bedel isteği-
1. HD. 18.10.2018 T. E: 3202, K: 13671-