Somut olayda asıl davada davacı yüklenicinin, taraflar arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine uygun olarak, davalı arsa sahibine düşen 1 no.lu bağımsız bölümü tüm takyidatlarından ari şekilde devir ve teslim borcu altında olduğu tartışmasızdır. Sözleşme uyarınca kendi edimini yerine getirmemiş olan davacı yüklenici karşı edimin ifasını isteyemeyeceğinden davalı arsa sahibinin 12 no.lu bağımsız bölümü teminat olarak elinde tutmasının haklı nedene dayandığının kabulü gerekmektedir.
Mahkemece HMK’nın 281/3. maddesi hükmünce gerçeğin ortaya çıkması konusunda mahallinde keşif de yapılarak teknik bilirkişilerden oluşacak konusunda uzman yeni heyetten gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak binada sözleşme ve projeye aykırılıkların tek tek belirlenerek taraf itirazları giderilecek ve neden eksik kabul edilip edilmediklerinin Yargıtay denetimine uygun şekilde açıklanıp varsa belirlenen eksiklikler ile çevre düzenleme ve kepenk bedellerinin piyasa rayiçleri içerisinde mütaehhit karı ve KDV olduğundan bu kalemler ayrıca eklenmeksizin hükme en yakın tarih itibariyle mahalli piyasa rayicine göre hesaplatılması, hesaplanan bedelin dava edilen bağımsız bölümlerin yükleniciye kalan son bölümler olması ve arsa sahibinin alacaklarının teminatsız kalmamasını sağlamak amacı ile 818 sayılı BK’nın 81, 6098 sayılı TBK’nın 97. maddesine göre depo ettirilmesi, depo edildikten sonra birlikte ifa kuralığı gereği davanın kabulüne, davacının ifayı tamamlamadan dava açtığı gözetilerek masraf ve vekalet ücretinin buna göre tayin edilmesine karar verilmesi gerekir.
Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin tarafı olmayan davacılar yönünden aktif dava ehliyetleri bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin gerektiği- Dava konusu taşınmazın bedelinin bir kısmının ödenmediğinin görüldüğü, mahkemece, taşınmazın yargılama sırasında ada parsel numarasının değiştiği gözetilerek, birlikte ifa kuralı gereğince taşınmazların dava tarihindeki rayiç değeri keşif yapılıp bilirkişi raporu alınarak saptanmalı, bakiye satış bedeli konusunda davacının sözleşmedeki satış bedeli ile ödemiş olduğu bedel oranlanarak, dava konusu taşınmazların dava tarihindeki rayiç bedeli belirlendikten sonra satış bedelindeki oranlamaya göre saptanacak bakiye satış bedelinin depo ettirilmesine karar verilmesinin gerektiği-
Taraflar arasındaki inançlı işlemi açıklayan ve devredilen hakkın inanılan davalı şirket tarafından inanan davacılara iade şartlarını ve süresini belirleyen sözleşme uyarınca tapuda satış şeklinde yapılan temlikin de hukuken geçerli olduğu, dava konusu inanç sözleşmesinin tapuda yapılan resmi akitten sonra düzenlenmiş olmasının sonuca bir etkisinin bulunmadığı, her iki tarafa karşılık borç yükleyen inanç sözleşmesinde kararlaştırılan edimlerinin bir bölümü ifa eden davacıların, bağlı oldukları bu sözleşme nedeniyle geriye kalan diğer edimlerini de ifa etmekle yükümlü bulundukları dikkate alınarak uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesinin gerektiği-
İnanç sözleşmelerinin tarafların karşılıklı iradelerine uygun bulunduğu için, onlara karşılıklı borç yükleyen ve alacak hakkı veren geçerli sözleşmeler olduğu- Anılan sözleşmelerde, taraflar, sözleşmenin kendilerine yüklediği hak ve borçları belirlerken, inançlı işlemin sona erme sebeplerini; devredilen hakkın inanılan tarafından inanana iade şartlarını, bu arada tabii ki süresini de belirleyebileceği- Bunun dışında, akde aykırı davranışın yaptırımına da sözleşmelerinde yer verebilecekleri- Buna dair akit hükümlerinin de TBK'nin 26 ve 27. maddelerine aykırılık teşkil etmediği sürece geçerli sayılacağı-
Ortaklık sözleşmesinde, karşılıklı borç yükleyen (satış veya kira gibi) sözleşmelerde olduğu gibi TBK 97 uyarınca, bir akidin borcunu yerine getirmemesi halinde diğerinin de borcunu yerine getirmekten kaçınmasının söz konusu olmadığı- Taraflar arasında adi ortaklığın kurulduğu ve ortaklar arasında imzalanan anlaşmanın ise adi ortaklığın tasfiyesine yönelik olduğu dikkate alınarak, davalı/karşı davacının ortaklıktan kaynaklanan bakiye alacak talebine ilişkin karşı davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
İnançlı işleme dayalı olup dinlenilirliği kabul edilen iddiaların ispatının, şekle bağlı olmayan yazılı delil olduğu- Taraflar arasında düzenlenen belge, inançlı işlemin belgesi olduğundan, dava konusu taşınmazlar başında keşif yapılarak dava değerinin belirlenmesi ve eksik harcın tamamlanması için davacıya süre verilmesi, davada ileri sürülen inançlı işlem iddiasının gerçekleşmiş olduğu kabul edilerek, yanlar arasındaki alacak ve borç miktarının saptanması, aynı borçtan kaynaklanan icra takip dosyası gözetilmek suretiyle mükerrer ödemeye sebebiyet verilmeksizin belirlenerek borcun davacı tarafından davalıya ödenmek üzere depo edilmesi konusunda davacıya önel verilmesi gerektiği-
İnançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasında dava konusu taşınmazlar başında keşif yapılarak dava değerinin belirlenmesi ve belirlenen değer üzerinden eksik harcın tamamlanması için davacıya süre verilmesi, davada ileri sürülen inançlı işlem iddiasının gerçekleşmiş olduğu kabul edilerek taraflar arasındaki alacak ve borç miktarının saptanması, aynı borçtan kaynaklanan icra takip dosyası gözetilmek suretiyle mükerrer ödemeye sebebiyet verilmeksizin belirlenerek borcun davacı tarafından davalıya ödenmek amacıyla depo edilmek üzere davacıya önel verilmesi gerektiği-
Somut olayda mahkemece, birleşen davada, davacı arsa sahibinin eksik iş bedeli talebine ilişkin iddia ve delilleri, konusunda uzman bilirkişi vasıtasıyla incelenerek, varsa eksik işlerin bedeli hükme en yakın tarihteki piyasa rayiçlerine göre hesaplattırılıp, birlikte ifa kuralı gereğince, belirlenen tutarın ödenmesi koşuluyla asıl davada tescile karar verilmesi gerektiği-
Taraflar arasında ihtilaf konusu olmayan sözleşmeye göre, çekişmeli taşınmazın devri karşılığında davalı tarafından dava dışı şirkete 400.000 TL’lik hammadde teslim edileceği kararlaştırılmış olup, davacı tarafından, söz konusu hammaddenin teslim edilmediği iddiası ileri sürülmüş, davalı da protokol ve ibranamedir başlıklı belge ile perakende satış fişleriyle edimini ifa ettiği savunmasında bulunmuş olduğundan, edimin ifasının yerine getirilip getirilmediği mahkemece yöntemince belirlenerek sonuca gidilmesi gerektiğinde- Mahkemece, teslim olgusu ile ilgili belge ve diğer deliller üzerinde durulmadan, kendisine teslim yapılacak dava dışı şirketin ticari defterleri ile maliye kayıtlarından yararlanılarak anılan husus açıklığa kavuşturulmadan sonuca gidilmesinin hatalı olduğu- Ticari defterler ile maliye kayıtları üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yapılarak, sunulan ibraname ve fişlerin geçerliliği de araştırılarak hammadde teslim olgusunun kuşkuya yer bırakmayacak biçimde açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-