Tapu iptali ve tescil davası-
Davalı arsa sahipleri gecikme tazminatı alacaklarının bulunduğunu savunmuş olup, davalı arsa sahiplerinin sözleşmeden doğan haklarını, teminat altına alabilmek amacıyla elde tuttuğu bağımsız bölüm veya bölümlerin gecikme tazminatı alacağı ödenmeden; sözleşmeye uygun olarak teslim olgusunun gerçekleştiği kabul edilemeyeceğinden, davalı yüklenici kooperatifin tescile hak kazanamayacağı- Bir davada, taraflardan birinin, davacı ya da davalı sıfatının (aktif ya da pasif husumet ehliyetinin) olmadığı belirlenirse, artık bu davanın esasının çözümüne girilmeden, davanın husumet yokluğundan reddi gerektiği- Bir kişinin belli bir davada davacı ya da davalı sıfatını haiz olup olmadığı şeklinde nitelendirilen husumetin, ileri sürülme zamanının Yasa ile kabul edilen bir ilk itiraz olmadığı gibi, davalı tarafından ileri sürülmesi gerekli bir def'i de olmadığı, davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece vakıf olunduğu takdirde re'sen nazara alınması gerekli hukuki bir durum olduğu- Mahkemece, taraflar arasındaki ticaret mahkemesindeki dosya incelenerek, davalı arsa maliklerinin kaç bağımsız bölümün tapu devrinden kaçındıkları, elde tuttukları bağımsız bölümlerin değerlerinin anılan dosyadaki gecikme tazminatı alacağını karşılayıp karşılamadığı, alacaklarından fazla bağımsız bölüm tapusunu elde tutup tutmadıkları, buna göre davalı yüklenici kooperatifin tapu talep etme hakkının bulunup bulunmadığı, bu arada dava konusu bağımsız bölümün hukuki durumu gerekirse bilirkişi incelemesi ile belirlenerek sonucuna göre arsa malikleri yönünden karar verilmesi gerekirken, taraflar arasındaki uygulama ve davacının taraf ehliyeti bulunduğu hususları gözardı edilerek, muhtemelen aktif davacı sıfatının bulunmadığı kastedilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
Tapu iptali ve tescile yönelik asıl, alacağa yönelik birleşen davanın bozma ilamına uyularak-
Davalı şirket ile aralarında 19.08.2009 tarihli mal alım protokolü imzalandığını, anılan protokol gereği 1000 ton kömür karşılığı teminat olarak 6 adet çek keşide ettiğini ve kayden maliki olduğu 4095 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 1/12 payını satış suretiyle temlik ettiğini ancak 01.02.2010 tarihinde çek çıkış bordrosuna istinaden protokolün iptal edilip mal alımından karşılıklı vazgeçmelerine rağmen çekişme konusu taşınmazın iade edilmediğini ileri sürerek tapu iptali ve tescile-
İ.lı işleme dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davacının sunduğu Almanca belgelerin Türkçeye çevirisinin yapılması, dava dışı kiracının davalıya yaptığı havalelere ilişkin dayanak kayıtların anılan bankadan getirtilmesi, davalının banka kredisi kullanıp kullanmadığı, kullanmış ise geri ödemelerinin kim veya kimler tarafından hangi tarihlerde gerçekleştirildiğinin belirlenmesi, davacının sunduğu belgelerinin delil başlangıcı niteliğinde sayılıp sayılmayacağının irdelenmesi, eğer delil başlangıcı olarak kabul edilir ise davacı tanıklarının dinlenmesi ve davacının ödeme iddiası bakımından tüm delilleri toplanıp, TBK. mad. 97 hükümleri de dikkate alınarak arar verilmesi gerektiği-
Taraflar murisleri arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemi-
Davacı işçinin fazla mesai alacağını ispatlaması durumunda, iş akdini haklı nedenle feshettiğinin kabulü gerektiği-
Mirasbırakanın taşınmazı birlikte yaşadığı kişinin taşınmazlarda hak iddia etmeye başlaması nedeniyle ondan korumak amaçlı olarak temlik ettiği ileri sürüldüğüne göre, davanın inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil isteğine ilişkin olduğu sonucuna varılması gerekeceği- İ.lı işleme dayalı olup dinlenilirliği kabul edilen iddiaların ispatının, şekle bağlı olmayan yazılı delil olduğu- İ. sözleşmesi olarak adlandırılan belgenin sözleşmeye taraf olanların imzasını içermesi gerektiği- 
İşçinin, ücretinin bir kısmını -4857 s. Kanun’un 33. maddesinde öngörülen- ücret garanti fonundan alabilecek olmasının, işçinin fesih hakkını ortadan kaldırmayacağı- Davacı işçi, istifa dilekçesinde somut bir neden belirtmemiş olup, “özel nedenlerden dolayı” işten ayrıldığını bildirmiş, dava dilekçesinde ise, "işçilik alacaklarının ödenmemesi" nedeniyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini ileri sürmüş olup, istifa belgesindeki ifadenin genel bir içerik taşıması durumunda, işçinin dava dilekçesinde somut nedenleri belirtmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmadığı ve bu halde de, istifanın ardındaki gerçek durumun araştırılması gerektiği- Davacının bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediği ve mahkemece, fazla çalışma ve genel tatil ücreti alacaklarının kısmen kabulüne karar verildiği görüldüğünden, 9 yıldan fazla çalışması bulunan bir işçinin haklarını ortadan kaldıracak şekilde istifa ederek işten ayrılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu da değerlendirildiğinde, istifa dilekçesinin işçinin gerçekte istifa iradesini aksettirmediği, işçinin fazla çalışma ve genel tatil ücreti alacaklarının ödenmemesi nedeniyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğinin kabulü ile davacının kıdem tazminatının hesaplanıp, hüküm altına alınması gerektiği-
Yüklenici kendi edimini yerine getirmedikçe, karşı taraftan edimini ifa etmesini talep edemeyeceğinden, İİK. mad. 94/2 uyarınca, alacaklının, borçlu adına tescil isteyebilmesi için, yüklenicinin dava konusu bağımsız bölümleri haketmiş olması gerektiği- Mahkemece, dava konusu bağımsız bölümlerin davalı yüklenici tarafından sözleşmelere göre hakedilip edilmediğinin, bu hususta davalı arsa sahibince dosya kapsamına sunulan tüm delillerin incelenip, gerekirse konusunda uzman bilikişilerden rapor alınmak suretiyle, tespit edilerek sonucuna uygun bir hüküm kurulması gerektiği-