Yetki itirazının incelenmesinde, taraflar gelmese de karar verilmesi gerektiği (İİK. mad. 169/a-1), mahkemece, "yetki itirazı yönünden davanın açılmamış sayılması" yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Borçlunun İcra Mahkemesi'ne başvuru dilekçesindeki iddialarının şikayet niteliğinde olduğu; borçlunun geçerli bir mazeret bildirmemiş ve duruşmaya gelmemiş olması halinde, işin esası hakkında gereken kararın verilmesi yerine, HMK'nun 150/1. maddesine göre dosyanın işlemden kaldırılması ve sonuçta aynı Yasa'nın 150/4 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin yerinde olmadığı-
HMK'nun 120. maddesine göre davacının yargılama harçları ile Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorunda olduğu-  HMK. mad. 448 uyarınca, kanun hükümleri tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı ve HMK'nun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılan davada, (2013 yılına ait) tarifede yer alan (diğer işlemler için ödenmesi gereken) 50-TL' nin ödenmesi davalıdan istenemeyeceği- Anılan tarifede 50-TL olarak belirlenen gider avansının davalıdan hangi gerekçe ve hangi kalemler için 100,00 TL olarak ödenmesinin talep edildiği de açıklanmamış olduğundan, mahkemece yatırılması istenen bu miktar "delil avansı" mahiyetinde ise bu giderin yatırılmamış olması sebebiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin hatalı olduğu, ilgili tarafın talep ettiği delilin ileri sürülmesinden vazgeçilmiş sayılacağı sonucuna varılarak dosyadaki mevcut delil durumu gözetilerek bir karar verilmesi gerektiği- HMK. mad. 120/2 ve 114/1-g uyarınca, dava şartı niteliğindeki gider avansının yatırılmaması halinde, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
İcra mahkemesince, "taraflar gelmese bile" şikayetin esası incelenerek gereken kararın verilmesi gerekirken, HMK'nun 150. maddesi uygulanarak "dosyanın işlemden kaldırılması" ve "davanın açılmamış sayılması" yönünde hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
Mirasın gerçek reddinde, mirasçıların, mirası kayıtsız şartsız reddettiğine ilişkin sözlü veya yazılı beyanı, bozucu yenilik doğurucu hak niteliğinde olup, sulh hakimi tarafından tutanakla tespit edilmekle hukuki sonuç doğuracağı- Böyle bir davada sulh hakiminin görevinin, reddin süresinde olup olmadığı ve reddedenin mirasçılık sıfatı bulunup bulunmadığını incelemek, süre koşulu ile mirasçılık sıfatının gerçekleşmesi halinde ise, Türk Medeni Kanununun 609. maddesi uyarınca red beyanını tespit ve tescil etmekten ibaret olduğu- Mirasın kayıtsız şartsız reddine ilişkin dilekçe sulh hakimine ulaştıktan sonra, davacının ayrıca duruşmaya gelmesine ilişkin yasal bir zorunluluk bulunmadığı halde; Hukuk Mahkemeleri Kanununun 150. maddesi gereğince "davanın açılmamış sayılmasına" karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davalı bankadan konut kredisi kullandığını, faizlerin düşmesi üzerine kredinin yeniden yapılandırıldığını, davalı banka tarafından komisyon, dosya masrafı ve yapılandırma ücreti adı altında haksız kesintiler yapıldığını ileri sürerek kesinti yapılan 1.300,00 TL'nin davalıdan tahsiline-
İcra mahkemesince, davacı borçluya usulüne uygun duruşma günü tebliğ edilmeden, bir başka ifade ile duruşma gününden haberdar olmadığı halde duruşmaya gelmediğinden bahisle ve ayrıca davalı vekilinin de mazereti kabul edildiği halde dosyanın işlemden kaldırılmasına, akabinde de davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin HMK.'nun 150. maddesine aykırı olacağı-
Hukuki yarara esas Sulh Hukuk mahkemesinde açılan ortaklığın giderilmesi davasında, eldeki dava bekletici mesele yapılmamış ve sonrasında ortaklığın giderilmesine ilişkin dava takipsiz bırakılarak işlemden kaldırılmış ve HMK. mad. 150 uyarınca da davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olduğundan,  muhdesatın aidiyetinin tespiti isteğine ilişkin tespit davasının da hukuki yararın kalmaması nedeniyle HMK. mad. 114/1-h ve 115/2 gereğince usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Tebligat Kanunu hükümlerine göre, borçlu vekiline usulünce duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilmeksizin, "yokluğu"nda yargılamaya devam edilerek, "davanın takip edilmediği"nden bahisle dosyanın işlemden kaldırılmasına, daha sonra da süresinde yenilenmediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin isabetsiz olacağı-
Davanın açılmamış sayılması kararı usule ilişkin temyizi mümkün nihai bir karar olup, derdestlik yönünden kararın temyiz edilmeden veya temyiz edilmesi sonucu kesinleşmesi gerekmeyeceğinden davanın açıldığı tarihte derdest bir dava bulunmadığından, işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-