6183 s. Kanun uyarınca açılan tasarrufun iptali davalarının, iptali istenen tasarruftan itibaren 5 yıllık hak düşürücü sürede açılması gerektiği-
Tasarrufun iptali davalarının, iptali istenen tasarruftan itibaren 5 yıllık hak düşürücü sürede açılması gerektiği, davanın TBK. mad. 19 uyarınca açılmadığı görüldüğünden reddinin isabetli olduğu-
6183 s. Kanun uyarınca açılan tasarrufun iptali davalarının, iptali istenen tasarruftan itibaren 5 yıllık hak düşürücü sürede açılması gerektiği- 6111 sayılı Yasa'ya göre yapılandırmanın borcu sona erdirmediğinden, davanın konusuz kalmasının söz konusu olamayacağı-
İİK. mad. 284 uyarınca tasarrufun iptali davalarının tasarruf tarihinden itibaren 5 yıl içinde açılması gerektiği- Tasarrufun iptali davasında beş yıllık hak düşürücü süre dava şartı olduğundan, bu şartın gerçekleşmemiş olması nedeni ile davanın reddi halinde, dava şartı yokluğu nedeniyle reddi ile kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına "maktu" vekalet ücreti takdiri edileceği-
Nam-ı müstearın, adını herhangi bir nedenle gizli tutmak isteyen bir kişinin, sözleşmeyi kendi hesabına, başka bir kişiye yaptırması olduğu- Taşınmazın bir başkası (borçlunun eşi) adına, borçlu tarafından satın alındığı yönünde bir araştırma ve değerlendirme yapılmadan (ekonomik durumları vs.) taşınmazın borçlu tarafından satılmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu- 5 yıllık hakdüşürücü süre geçtikten sonra tekrar borçlunun eşi tarafından satın alınarak diğer davalıya devredilen taşınmaz yönünden öncelikle satışın nam-ı müstear niteliğinde olup olmadığı değerlendirilerek sonra da davalının borçlu ile yakınlık ve akrabalık ispatlanmadığından, satışın 6183 s. Yasanın 28/2 maddesine göre ivazlar arasında fark olup olmadığı yönünde bir araştırma yapılması gerekirken anılan davalının kredi ile taşınmaz satın almasının aleyhe yorumlanmak sureti ile davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu-
Hukuki sebepler kısmında BK.'nun 18. (TBK.'nun 19.) maddesini gösterilmesi davanın muvazaaya dayalı iptal davası olduğu şeklinde yorumlanması için yeterli midir? Davanın, dava dilekçesinde yazılı hukuki nitelendirmeye bakılmaksızın İİK 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davası olduğu mu kabul edilmelidir?
İİK. mad. 284 gereğince tasarrufun iptali davasının batıl tasarrufun yapıldığı tarihten itibaren beş yıllık hak düşürücü süre içinde açılması gerektiği-
TBK. mad. 19 uyarınca muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak açılan iptal davasında, davanın tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilmesi ve İİK. mad. 284'de öngörülen 5 yıllık hakdüşürücü sürenin geçirildiğinin kabul edilmesinin hatalı olduğu-
Bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayan hakimin hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumlu olduğu (HMK. mad. 33)- Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre, davanın niteliği itibarıyla TBK'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali davası olması halinde, davanın alacağın tahsiline yönelik bulunduğu gözetilerek iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekeceği- Muvazaa nedeniyle (TBK. mad. 19) açılan iptal davalarında zamanaşımının söz konusu olmayacağı ve İİK. mad. 277 vd. uyarınca açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesinin muvazaaya dayanan iptal davalarında aranmayacağı- Davacı vekili dava dilekçesinde açıkça "muvazaa hukuksal nedenine" dayandığından ve hak düşürücü süre eldeki davada uygulanmayacağından, davanın TBK. mad. 19 gereğince değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Borcun kaynağı davalı borçlunun 2000 yılı ve öncesine ait haksız işgali nedeni ile davacının talep ettiği ecrimisil istemine ilişkin olup, davacı bu talebini 5 yıllık için isteyebileceğinden 04.12.2008 tarihinde açtığı ecrimisil davasında geçmişe dönük 5 yıllık süreyi istediği, yani 2003 den itibaren istediği, ancak davalı borçlunun haksız eyleminin bu tarihten önce 2000 yılı ve öncesinde var olduğu dosya içeriği ile sabit olup yasal nedenlerle talebin daraltılması gerektiği- Mahkemece bir önceki bozma ilamına uymakla davacı lehine usulü hak oluştuğundan, bu ilkeyi bertaraf edecek şekilde yorum yapılarak karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-