Dava konusu taşınmazların satıldığı tarihe göre 5 yıllık hakdüşürücü süre geçtikten sonra açılan davanın reddine karar verimesi gerektiği-
İİK'nun 278/2 maddesinde öngörülen 2 yıllık, 284. maddesinde öngörülen 5 yılllık zamanaşımı sürelerinden sonra açılan davanın reddi gerektiği-
İntifa hakkının devir tarihi ile dava tarihi arasında 5 yıllık hak düşürücü süre geçmediğinden mahkemece intifa hakkının devrine ilişkin olarak işin esasına girilerek tarafların delillerinin toplanması, ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İİK'nin 278.maddesinde düzenlenen iptal nedenleri için açıklanan haciz veya aciz yahut iflastan evvelki 2 senelik sürenin, bu maddede öngörülen akrabalık ve bedel farkından dolayı iptal ile borçlunun kendisine yahut 3.bir şahıs menfaatine kaydı hayat şartıyla irat ve intifa hakkı tesis ettiği akitler ve ölünceye kadar bakma akitleri için belirlenen bir süre oduğu, İİK'nin 280.maddesinde sayılan iptal nedenleri için uygulanmayacağı- İİK. mad. 280'de sayılan iptal nedenleri için ise 5 yıllık hak düşürücü süre (İİK md 284) içerisinde dava açılmasının mümkün olduğu- İİK'nin 278.maddesinde öngörülen sürenin ise, ivazsız tasarufların butlanına ilişkin ve iptale tabi tasarrufun sınırını gösteren süre olduğu- Tasarrufun, İİK'nin 278.maddesinde öngörülen 2 yıllık süre dışında yapılması halinde, davacı tarafından İİK'nin 278, 279 ve 280.maddelerinden birine dayanılmış olsa da, mahkemenin diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebileceği- Borçludan taşınmazı satın alan davalı üçüncü kişi ile davalı şirketten satın alan davalının adresleri aynı ve taşınmazın tapudaki satış bedeli gerçek değeri arasında fahiş fark bulunduğu-  Taşınmazın gerçek değeri yerine tapudaki satış değerinin esas alınarak borçlu şirketin aktif malvarlığına oranının "%15.60" yerine" %2,6" olarak değerlendirme yapılmasının hatalı olduğu, %15,60 oranının önemli bir kısmını oluşturduğu- Taşınmazı satın alan üçüncü kişiler arasındaki yakın irtibat nedeni ile davalının borçlu şirketin amacını ve durumunu bilebilecek kişilerden olduğu gibi taşınmazın şirketin malvarlığının önemli bir kısmını oluşturduğundan dava konusu tasarrufun İİK 280/1.maddeler gereğince 5 yıllık süreye tabi olduğu, dava tarihi itibari ile 5 yıllık sürenin henüz dolmadığından, İİK. mad. 280 uyarınca davanın bu taşınmaz yönünden de kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davasının 5 yıllık hak düşürücü sürede açılması gerektiği- İİK. mad. 277 vd. uyarınca açılan davalar ile BK'nun 18. maddesine gereğince açılmış muvazaa nedenine dayalı davalarda, iptali istenilen tasarrufun borcun doğumundan sonra gerçekleşmiş olması gerektiği-
6183 sayılı yasanın 26. maddesine göre tasarrufun iptali davalarının tasarruf tarihinden itibaren 5 yıllık süre içinde açılması gerektiği, ayrıca söz konusu süre hak düşürücü süre olup resen nazara alınması gerektiği- Davalı 3. kişi ile borçlu davalının aynı işyerinde çalışmış olmaları, komşuluk ilişkilerinin bulunduğu ve ivazlar arasında bir mislini aşan fahiş fark olduğu anlaşıldığından aralarında yapılan tasarrufun iptali gerektiği-
TBK'nun 19.maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında zamanaşımı söz konusu olmayacağı ve İİK'nın 277 vd.maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesinin muvazaaya dayanan iptal davalarında aranmayacağı, bu durumda mahkemece işin esasına girilerek tarafların delilleri toplandıktan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
İİK. mad. 277 vd. gereğince açılan tasarrufun iptali davasının, batıl tasarrufun yapıldığı tarihten itibaren beş yıl içinde açılması gerekeceği (İİK. mad. 284), anılan süre hakdüşürücü süre olduğundan mahkemece davanın süresinde açılıp açılmadığının re'sen araştırılması gerekeceği- "Dava koşulu" yokluğu nedeniyle davanın reddi halinde davalılar yararın maktu vekalet ücreti takdir edilmesi gerekeceği-
İptal davasının tasarruf tarihinden itibaren 5 yıllık hak düşü­rücü süre içinde açılması gerektiği- İlk tasarruf tarihinden (borçlunun hissesini üçüncü kişiye devir tarihinden) itibaren 5 yıllık hak düşürücü süre geçtiğinden davanın reddi gerektiği-
Davacı vekilinin ön inceleme duruşmasında davayı "tasarrufun iptali" davası (İİK. mad. 277 vd.) olarak belirtmesi ve davanın İİK. mad. 284 gereğince beş yıllık hakdüşürücü süre içinde açılmamış olması karşısında, "dava koşulu" yokluğu nedeniyle davanın reddi ve davalılar yararın maktu vekalet ücreti takdir edilmesi gerekeceği-