Tasarrufun iptali davasında istemin bedele dönüşmesi halinde bedel üzerinden faiz yürütülmesinin mümkün olmadığı- Davalı borçlunun alacaklıdan mal kaçırma kastı ile davalı üçüncü kişiye menkulleri düşük bedelle devrettiği, borçlu ile aynı işkolunda (tekstil) faaliyet gösteren ve aralarında önceye dayalı ticaret bulunan davalı üçüncü kişinin borçlunun borca batık olduğunu ve mal kaçırma kastını bilen kişilerden olduğu, İİK 280'deki iptal şartlarının oluştuğundan tasarrufun iptaline karar verilmesi gerektiği- Davaya ve alacağa dayanak teşkil eden fatura yönünden istemin 5 yıllık süre hak düşürücü süreden reddi gerektiği- İptal davalarında üçüncü kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması ve satın alan dördüncü kişinin davaya dahil edilmemesi ya da davaya dahil edilmekle birlikte iyi niyetli olduğunun anlaşılması halinde İİK. 283/2 uyarınca bedele dönüşen davada üçüncü kişinin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerektiği- Aynı menkul mallara ilişkin önceki iptal davasında rayiç piyasa değeri konusunda verilen karar kesinleştiğinden, menkul malların belirlenen bu gerçek değeri üzerinden karar verilmesinin isabetli olduğu- Davalı lehine hesaplanan vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile bu davalıya  verilmesine karar verilmesi gerekirken sehven, davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Uyuşmazlık, İİK'nın 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir...
Davanın Türk Borçlar Kanununun 19.maddesi gereğince muvazaa hukuksal sebebine dayalı temlik işleminin iptali istemine ilişkin olduğu, mahkemece 'davanın İİK.'nin 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali davası' olarak nitelendirmesine katılma olanağı bulunmadığı, bu halde hak düşürücü süreden söz edilemeyeceği-
Davanın 5 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesi ile "davanın reddine" mahkemece dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı-
Takip konusu kamu alacağının idari para cezasının ferileri niteliğinde ise bu miktar üzerinden (toplam 289.254,41 TL), geriye kalan kısım ayrı bir vergi borcundan kaynaklanıyor ise uzman bilirkişi incelemesi yaptırarak, davalı borçlunun tasarruf tarihine kadar olan vergi borçlarının ferileriyle birlikte belirlenerek bu miktar üzerinden davacının alacak ve ferileriyle sınırlı olarak dava konusu şirket hisselerinin devrine ilişkin tasarrufun iptali ile davacı alacaklıya bu miktar üzerinden şirket hisseleri üzerinde haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilmesi" gerekeceği-
Terkin edilen şirket hakkında paylı malik olduğu taşınmaza ilişkin ortaklığın giderilmesi davasında taraf teşkilinin sağlanması için bu davanın açılmasına ve şirketin terkininden itibaren 10 yıllık süre dolmamasına göre, yasal sürede dava açmış olan davacının şirket malvarlığının tasfiyesine yönelik ortaklığın giderilmesi davasıyla sınırlı olarak ihya istemekte hukuki yararının bulunduğu gözetilmeksizin yazılı gerekçeyle davanın reddi yerinde görülmediğinden kararın bu nedenle bozulması gerektiği-
Davanın İİK 277 vd. uyarınca açılan "iptal davası" mı yoksa TBK 19'a dayalı "muvazaalı işlemin iptali davası" mı olduğunu, hakimin, dava dilekçesindeki ileri sürüşe, yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre re'sen nitelendirmesi gerektiği- Anlaşmalı boşanma protokolü uyarınca tazminat karşılığı taşınmazın devredildiği ve boşanma işleminin üzerinden yaklaşık 17 gün sonra davalıların yeniden evlendikleri gözetildiğinde, anlaşmalı boşanma işleminin mal kaçırmak amacıyla yapıldığının kabulü gerektiği- TBK. 19'a dayalı muvazaalı işlemin iptaline ilişkin davalarda; İİK. m. 283'ün, sadece "haciz ve satış isteme yetkisine" yönelik kısmın kıyasen uygulanabileceği, üçüncü kişinin tazminatla sorumlu tutulamayacağı- Davacının, taşınmazın devir silsilesi içindeki tüm satışların muvazaalı olduğunu ispatlanması gerektiği ve taşınmazı devir alan dava dışı kişilerin de davaya dahil edilmesi gerektiği- İİK. 284 uyarınca tasarrufun iptali davasının, tasarruf tarihinden itibaren 5 yıllık hak düşürücü sürede açılması gerektiği-
Sentlere dayalı takip yapan davacının rehnin paraya çevrilmesi yolu ile yaptığı takipte rehinli malların paraya çevrilip çevrilmediği, taşınmazların kıymet takdirlerinin yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise davacının bu mallardan alacağını tahsil etme imkanı bulunup bulunmadığı yani borçlunun aciz halinin varlığının tesbiti gerektiği- Bir başka icra dosyasındaki alacak yönünden de aynı tasarrufların iptalini istenmesinin davanın genişletilmesi niteliğinde olduğu ve bu konuda ıslah yapılabileceği, ancak, İİK 284 ve 280/1 son cümlesine göre 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğundan, bu icra dosyası ile ilgili davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği-
Eldeki tasarrufun iptali davası, dava konusu tasarrufun yapıldığı tarihten 5 yıllık süreden sonra açıldığından, mahkemece davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmesi gerekeceği- Dava ön koşul yokluğundan reddedildiğine göre, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2. maddesine göre maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Tasarrufun iptali istemine ilişkin davanın muhabere yolu ile iptali istenen tasarruftan itibaren 5 yıllık hak düşürücü süre dolmadan açıldığının görüldüğü, bu durumda mahkemece, 6183 sayılı Yasa uyarınca usulüne uygun biçimde icra takibi yapılıp yapılmadığının irdelenmesi, usulüne uygun takip var ise yukarda açıklandığı gibi 6183 sayılı Yasanın 27 ile 30. maddelerinde yazılı iptal koşullarının oluşup oluşmadığının araştırılması ve buna ilişkin olarak tarafların delillerinin toplanması ondan sonra toplanan ve toplanacak tüm delillerin birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-