Borçlunun eşi adına yaptığı tasarrufun, borcun doğum tarihinden önce olduğu, açılan tasarrufun iptali davasının da 5 yıllık hak düşürücü süre gözetilerek açılması gerekeceği- Dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddi halinde, davalı yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği-
6183 s. AATUHK'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin davaların dinlenebilmesi için kamu veya kurum alacağının iptal konusu tasarruftan önce doğmuş bulunması, alacağı kesinleşmiş olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, borçlunun malı bulunmaması veya bulunan malın borcu karşılamaması, davanın, iptali istenen tasarruftan itibaren 5 yıl içinde açılması gerekeceği, bu şartların varlığı halinde de dava konusu tasarrufun aynı Kanunun 27, 28, 29, 30. maddeler gereğince iptale tabi olup olmadığının değerlendirilmesi gerekeceği- 6183 s. K.'un uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olarak belirleneceği-
Tasarrufun iptali davasının önkoşulu, borçlu hakkında yapılıp kesinleşen icra takibinin olması ve takip sonucunda alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunması olduğu- Tasarrufun iptali davalarının tasarruf tarihinden itibaren 5 yıllık süre içinde açılması gerektiği bu sürenin hak düşürücü süre olduğu, mahkemece resen nazara alınması gerektiği-
Uygulamada bedeli borçlu tarafından ödendiği halde satın alınan taşınmazın alacaklılardan mal kaçırma amacıyla tapuda üçüncü kişi adına tescilinin borçlunun üçüncü kişi yararına yaptığı tasarruf niteliğinde olup iptale tabi olduğu- Mahkemece Organize Sanayi bölgesinden dava konusu taşınmazla ilgili olarak davalı borçluya ilk tahsisisin yapıldığı tarihten tapudaki satış tarihine kadar olan tüm belgeler istenerek, davalıların dava konusu taşınmaz için Organize Sanayi Bölgesine yaptığı ödemeler konusunda mali müşavir bilirkişiden rapor alınması, borçlu şirketin dava konusu taşınmaz bedelini ödediğinin tespiti halinde tasarrufu tarihi olarak borçlu ile organik bağı olan şirkete tapudaki devrin yapıldığı tarihinin esas alınması gerektiği-
Tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için borcun, iptali istenen tasarruftan önce doğması dava önkoşulu olup mahkemece res'en araştırılması gerektiği- Satış vaadi sözleşmelerinin tapuya şerh edilmesi halinde tasarrufun iptali davasına konu olabileceği- İİK.nun 284. maddesine göre, 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde iptal davası açılabileceği-
İptali istenen tasarruf tarihinden itibaren beş yıllık hak düşürücü süre içinde tasarrufun iptali davasının açılması gerektiği- Borçlu adına kayıtlı ve hacizli taşınmazların kıymet takdiri yaptırılarak aciz halinde olup olmadığının belirlenmesi gerekirken, haciz tutanağı İİK. mad. 105 kapsamında "geçici aciz belgesi" olarak kabul edilmesinin hatalı olduğu- İİK. mad. 278/2 uyarınca, iki yıllık süre geçmiş olduğundan, dava konusu tasarrufların İİK. mad. 278/3-2 madde gereğince iptaline karar verilmiş olmasının hatalı olduğu- Karar ilam harcının daha düşük olan tasarruf değerine göre hesaplanması gerektiği halde dava dilekçesindeki değer üzerinden hesaplanmasının isabetsiz olduğu-
Tasarrufun iptali davalarının tasarruf tarihinden itibaren 5 yıllık süre içinde açılması gerekeceği-
Dava konusu taşınmazın satış (tasarruf) tarihi ile kat'i aciz belgesi arasında İİK. mad. 278/2 'de öngörülen iki yıllık süre geçmiş olduğundan, tasarrufun bu madde gereğince iptal edilemeyeceği- Davanın İİK. mad. 284 gereğince beş yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı anlaşıldığından, davalı borçlu ve üçüncü kişi arasındaki (taşınmaz hissesinin satışına ilişkin) tasarrufun İİK. mad. 280/1 gereğince iptale tabi olup olmadığının tesbiti amacıyla, davalıların aile nüfus kayıtları istenerek akrabalık durumunun belirlenmesi, vergi ve ticari sicil kayıtları istenerek iş ortaklığı olup olmadığının tespiti, davalı üçüncü kişinin taşınmazda hissedar olması nedeniyle borçlunun durumunu ve amacının bilebilecek kişilerden olup olmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davacının davasını özellikle BK.nun 18.maddesine dayalı olarak açtığı ve dava açma hakkını muvazaa yönünde tercih etmiş olması karşısında, mahkemece davanın BK.nun 18. maddesindeki genel muvazaaya dayalı tapu iptal ve tescil istemi doğrultusunda değerlendirilmesi, tarafların iddia, savunma ve delillerinin bu yönde incelenip sonuçlandırılması gerekirken 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
İİK. mad. 277 vd. uyarınca tasarrufun iptali davalarının tasarruf tarihinden itibaren 5 yıllık süre içinde açılması gerekeceği- Alacaklının, TBK. mad. 19 uyarınca, her zaman dava açabileceği-