Kural olarak dere yatakları da koşullar gerçekleşmişse zilyetlikle kazanılabilir. Dosya kapsamından ihtilaf konusu taşınmazın kültür arazisi niteliğinde olduğu ve zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğunun anlaşıldığı-
Uyuşmazlığın çözümünde; davaya konu parsellere komşu taşınmazların tutanak ve dayanağını oluşturan belgelerin getirtilip mahallinde yeniden keşif yapılması, yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazların geçmişte ne durumda bulunduğunun, kime ait olduğunun, kim tarafından ne zamandan beri, ne suretle kullanıldığının, kullanmanın ekonomik amaca uygun bulunup, bulunmadığının, taşınmaz üzerindeki tasarruf kadastro tesbitinden önce sona erdirildiğine göre, bunun terk iradesine dayalı olup olmadığı etraflıca sorulup saptanması, bilirkişi ve tanık sözlerinin eylemli duruma uygunluğu varsa komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmesi; beraberce götürülecek uzman ziraat mühendisi veya mühendisler kurulundan taşınmazların niteliğini belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması, bozmadan önceki bilirkişi raporu ile çelişmesi halinde bu çelişkinin giderilmesine çalışılması ve tüm bu delillerin birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerekeceği-
Bir yerin kazanılabilmesi için diğer koşulların yanında, taşınmazın niteliği itibariyle kazınılmaya elverişli yerlerden olmasının gerekeceği-
1062 sayılı Hudutları Dahilinde Tebaamızın Emlakine Karşı Mukabele-i Bilmisil Tedabiri İttihazı Hakkında Kanun uyarınca Suriye uyruklu kişilerin Türkiye'de taşınmaz iktisabı mümkün olmadığı gibi, bu kişilerin tüm taşınır malları ile tapulu ve tapusuz taşınmazlarına Hazine tarafından el konulmuş olup, zilyetlik yoluyla kazanma iddiasına dayanan tapu iptali ve tescil davasında, Suriye uyruklu kayıt malikinin taşınmazlarının zilyetlikle iktisabı mümkün olmadığından, mahkemece davanın reddine dair verilen kararın yerinde olduğu-
08.05.1987gün ve 1986/3-1987/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Hukuk Genel Kurulunun 24.06.1988 gün 1988/8-303-647 sayılı Kararında benimsenen ilkeye göre, mera niteliğiyle sınırlandırılan taşınmazlar hakkında açılacak davaların 766 sayılı Yasanın 31/2 ve 3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süreye tabi olacağından zamanaşımıyla kazanmanın şartlarının oluşmadığı-
Gerek Hazine ve gerekse başka gerçek veya tüzel kişiler adına tapuda kayıtlı bir yerin zilyetlik veya imar ve ihya yoluyla kazanılmasının mümkün olamayacağı; böyle bir yer üzerinde geçen zilyetliğin kazanma bakımından herhangi bir değeri olmayacağı-
Mera tahsis kararı ve kaydı olan veya bilinmeyen bir süreden beri eylemli şekilde mera olarak kullanılan yerin mera olarak kabul edilebileceği-
Taşınmaz içinde kendiliğinden yetişen ağaç ve otlardan yararlanmanın kazanmayı sağlayan zilyetlik olarak kabul edilemeyeceği-