Taşlık bir yer, kural olarak Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden sayıldığından böyle bir yerin ancak, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. Maddesinde belirtilen koşulların mevcudiyeti halinde imar ve ihya yoluyla kazanılabileceği-
Karayolları Genel Müdürlüğü ve vakfa ait bir taşınmazın ve payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesinin mümkün bulunmadığı- 2762 s. Vakıflar Kanunu mad. 26 vd. uyarınca tasarruf sahibinin hakkı mülkiyet hakkına dönüşmüş olup, taşınmazın vakıfla ilgisi kesilmiş olduğundan, vakıfla bağlantısı kesilen bir taşınmazın TMK. mad. 713/2. maddesindeki yollama nedeniyle aynı maddenin 1. fıkrasında belirtilen koşullar altında tasarruf edilmesi halinde, tapu kaydının TMK. mad. 713/2 uyarınca hukuki değerini yitirebileceği- Mahkemece bu payların hukuki değerini yitirip yitirmediğinin tartışılıp değerlendirilmesi sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken paylara ilişkin davanın reddine karar verilmesinde isabet bulunmadığı-
Bir yerin TMK’nun 713/1. maddesi uyarınca tapuya tesciline karar verilebilmesi için taşınmazın niteliği itibariyle kazanılmaya elverişli yerlerden olması gerekeceği, ziraatçı bilirkişi raporlarına göre, imar ve ihyaya muhtaç olan bir yerin tapuya tescilinin mümkün olmayacağı– Bir taşınmazın içinden geçen karayolunu kapsayacak şekilde tek parça halinde tapuya tesciline karar verilemeyeceği–
Mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davalarında; davanın kayıt malikine, kayıt maliki ölü ise usulen belirlenecek mirasçılarına yöneltilmesi gerekeceği, mirasçıların yerleşim yeri ve kimliklerinin açıklığa kavuşturulmamış olmasının, onların «tapu kütüğünde kim olduğu bilinmeyen kişiler» olduğu anlamına gelmeyeceği–
Taşınmazın niteliğinin kesin olarak belirlenmesi bakımından orman sınırlama haritası ve tutanaklarının eksiksiz olarak getirtilip dosyaya konulması ve yöntemince yerinde uygulanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği- Uygulamada güçlük ve duraksamaya yol açmamak için tescili istenilen taşınmazın bölümünün niteliğinin, yerinin, sınırlarının ve yüzölçümünün belirtilmesi ve uzman bilirkişilerce düzenlenen teknik bilgileri içeren krokinin karara eklenmesi gerekeceği–
Dava konusu yerler, önceki tescil davası sırasında kullanılmadığından, görülmekte olan davada, davacı yararına imar, ihya ve zilyetlikle edinme koşullarının oluştuğunu söyleyebilme olanağının bulunmadığı-
İmar ve ihyanın tamamlandığı tarihten, taşınmazın imar alânları kapsamına alındığı tarihe kadar, kazanmayı sağlayan yirmi yıllık sürenin geçmiş olması halinde -MK 713/V ve 3402 s. Kadastro K’nun 14 ve 17. maddeleri uyarınca- tescile karar verilmesi gereceği–
Dava konusu 107 ada 13, 113 ada 14 ve 16 parseller 1992 yılında yapılan kadastroda Hazine adına tapuya tescil edilmişlerdir. Davanın açıldığı tarihte dava konusu yerler Hazine adına tapuda kayıtlı bulunduğu, davacı, Hazine adına yazılı bulunan tapu kayıtlarının iptal ve tescilini istemiş olup, dava dilekçesindeki açıklamalar ve iddianın ileri sürülüş şekline göre dava mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil isteği olduğu, bu tür davalarda davanın kayıt malikine karşı açılması yeterli olup ayrıca Orman Genel Müdürlüğüne davanın yöneltilmesine gerek bulunmadığı, Orman Genel Müdürlüğü hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği- 5226 sayılı kanun ve 2863 sayılı kanun ile sit alanlarının da zilyetlik yolu ile kazanılmasının yasaklandığı-
Davacı, Hazine adına yazılı bulunan tapu kayıtlarının iptal ve tescilini istemiş olup, dava dilekçesindeki açıklamalar ve iddianın ileri sürülüş şekline göre dava mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil isteğidir. Bu tür davalarda davanın kayıt malikine karşı açılması yeterli olup ayrıca Orman Genel Müdürlüğüne davanın yöneltilmesine gerek bulunmamaktadır. Orman Genel Müdürlüğü hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği- 5226 sayılı kanun ve 2863 sayılı kanun ile sit alanlarınında zilyetlik yolu ile kazanılmasının yasaklandığı-
Kural olarak sit alanında kalan bir taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün bulunmakta idi. 27.07.2004 tarihinde yayınlanmak suretiyle aynı tarihte yürürlüğe giren 5226 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ile Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 5. maddesiyle 2863 sayılı Kanunun 11. maddesinin 1.fıkrasının 2.cümlesine “sit alanları” ibaresi eklenmek suretiyle bu tür yerlerin de kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilemeyeceği hüküm altına alındığı; kamu düzeniyle ilgili bulunan bu hükmün kesinleşmemiş, görülmekte olan davalarda da gözönünde tutulması gerektiği-