Kadastro tutanağı düzenlenmeyen ve paftasında yol olarak gösterilen yerle ilgili olarak kadastroya tabi olması yolunda herhangi bir iddia vaki olmamış ve dava tarihine kadar geçen süre içerisinde hak arama yoluna başvurulmamış olduğundan, davanın, makul sürede açılmadığı ve dava konusu taşınmazın paftasında yol boşluğu olarak gösterildiği tarihten dava tarihine kadar 20 yıl geçmediği dikkate alınarak, davanın reddine karar verilmesi gerekeceği- Mülkiyetin tesbiti davasında, uyuşmazlık konusu taşınmaz bölümü yol niteliği ile kamu emlakına dönüşerek kamu malı niteliğini kazandığından, bu yerin özel mülkiyet şeklinde tapuya tescilinin mümkün olmadığı, tescil kararı verilemediği durumlarda mülkiyetin tesbitine karar verilmesi gerekeceği, Hazine ve ilgili kamu tüzel kişileri TMK. mad. 713/3 uyarınca kanuni hasım durumunda olduğundan, eksik harcın davacı taraftan alınmasına, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına karar verilmesi gerekeceği-
Keşfe ilişkin gider avansının tamamının zamanında yatırılıp, yatırılmaması sonuca etkili olmayıp, verilen keşfin yöntemine uygun olarak verildiğinin kabulüne olanak bulunmadığı, buna bağlı olarak verilen kesin sürenin de HUMK.nun 163.maddesi anlamında kesin süre niteliğini taşımadığı-
Bir arazinin kullanım süresi, niteliği ve zilyetlik süresini en iyi belirleme yönteminin hava fotoğrafları olduğu, hava fotoğraflarının dava konusu taşınmazın tespit gördüğü 2006 yılından önceki yıllara ait en az iki ayrı zamana ilişkin olmasının gerekeceği, bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için 2006 olan tespit tarihine göre, 20-30 yıl öncesine ait (1976-1986 yılları arası) stereoskopik hava fotoğraflarının istenilmesinin ve bu fotoğrafların stereoskopla incelenmesinin gerekeceği, stereoskopik çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelendiğinde arazinin üç boyutlu görülebilmesi, taşınmazın sınırlarının açıkça belirlenebilmesi ve bu amaçla ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde tespitinin yapılabilmesinin mümkün olduğu-
Hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklamasının, defi yahut dava yoluyla kullanılabileceği-
TMK.nun 713/1. maddesine dayalı olarak açılan tescil ya da tapu iptali ve tescil davalarının kamusal yönü ağırlıklı davalar olduğu, bir başka anlatımla, hakim tarafların bildirdikleri delillerle bağlı kalmaksızın resen araştırma ve inceleme yapmak ve delil toplamak durumunda olduğu, bu nedenle, davalı tarafından yargılama aşamasında dosyaya sunulan takas senedi ile tapu kayıtlarının nizalı parsele uygun olup olmadığının denetlenmesinin zorunlu olduğu, bunun belirlenmesi için taşınmazın başında keşif yapılmasının gerekeceği-
HUMK. mad. 414 (HMK. mad. 324) gereğince, taraflara istedikleri delillerin toplanması için gerekli olan giderleri yatırmak üzere sonuçları da hatırlatılarak kesin süre verilmesi gerektiği- Mahkemece oturumunda verilen ara kararları gereğince gider avansı yatırılmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, HMK.nun 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenme hakkının, taraf teşkilini de içerdiği ve yargılamayla ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını sağlama amacında olduğu- Kadastrodan önceki kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 s. Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan tescil isteğine ilişkin davanın, "dava şartı yokluğu" usulden davanın reddine karar verilmişse de, yöntemine uygun bir biçimde çekilme dilekçesi davacı asile tebliğ ettirilmeden ve yöntemine uygun bir şekilde kesin süre verildiği konusunda uyarıda bulunulmadan usulüne uygun keşif ara kararı alınmadan, dava koşulu nedeniyle usulden davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Bir arazinin kullanım süresi ve niteliğini en iyi belirleme yönteminin hava fotoğrafları olduğu, hava fotoğraflarının en az iki ayrı zamana ilişkin olmasının gerekeceği, bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için; kadastro tespit tarihinden 20-30 yıl öncesine ait (1954-1964 arası) stereoskopik hava fotoğraflarının dosyada yer almış olmasının ve bu fotoğrafların stereoskopla incelenmesinin gerekeceği-
Keşfe ilişkin gider avansının tamamı zamanında yatırılıp yatırılmaması sonuca etkili olmayıp, verilen keşfin yöntemine uygun olarak verildiğinin kabulüne olanak bulunmadığı, buna bağlı olarak verilen kesin sürenin de HUMK.nun 163. maddesi anlamında kesin süre niteliğini taşımadığı, keşifle ilgili ara kararların vazgeçilme konusunda bir karar verilmeden yazılı şekilde hükmün kurulamayacağı-
Bozma sonrası keşifte vergi kaydının uygulanmadığının, bir kısım tapu kayıtlarının getirtilmediğinin, kadim mera araştırmasının yapılmadığının anlaşıldığı, taşınmazın niteliği konusunda hala duraksamanın söz konusu olduğu, TMK.nun 713. maddesine dayalı olarak açılan davaların kamu düzeni ağırlıklı davalar olup bir bakıma kendiliğinden araştırma ve inceleme yöntemine tabi olduğu-