Kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri istenemeyeceği, iki yıllık sürenin başlangıcının, sonradan kesinleşmesi koşulu ile kıymet takdirinin fiilen yapıldığı (keşif) tarihi olduğu- Satış tarihi itibariyle 2 yıllı sürenin geçip geçmediğinin re'sen nazar alınacağı- Satış isteme sürelerinin haciz tarihi itibariyle yürürlükte olan kanuna göre hesaplanacağı- Az da olsa satış avansının yatırılmış olması halinde, usule uygun satış talebi yapılmış sayılacağı- Satış talebi yapıldığında, icra müdürünün, alacaklıdan, satış avansını 15 gün içinde depo etmesini talep etmesi gerektiği, icra müdürünce verilen süre içinde belirtilen satış avansı depo edilmez ise, haczin kalkacağı (İİK.mad 110)-  Satış talebinin hak düşürücü süreler içinde yapılıp yapılmadığının re'sen gözetmesi gerektiği- Satış isteme sürelerinin geçmesine karşın şeklen varlığını sürdüren haczin İcra İflas Kanunu'nun emredici nitelikteki anılan maddelerine aykırı bir durum yaratacağı ve ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olan bu husunun gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görev olduğu- İhale konusu menkullerin, 09/04/2012 günü haczedildiği, alacaklının 18/09/2012 tarihinde satış talebinde bulunduğu, satış avansının ise 16/09/2013 tarihinde yatırıldığı yani, haciz tarihinden itibaren bir yıl olan satış isteme süresi içinde satış avansının yatırılarak satış talebinde bulunulmadığı, satış avansının bir yıllık sürenin geçmesinden sonra 16/09/2013 tarihinde yatırıldığı anlaşıldığından, ihale konusu menkuller üzerindeki haczin düşmüş olduğu ve bu nedenle mahkemece, İİK mad. 110 gereğince, anılan taşınırlar üzerindeki haczin kalktığı hususu dikkate alınarak, geçerli bir haciz olmaksızın ve kıymet takdirinin yapıldığı tarih üzerinden iki yıldan fazla süre geçtikten sonra yapılan ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği-
Haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmadığı- Şikayete konu taşınmaz üzerine konulan hacizden itibaren alacaklının bir yıllık satış isteme süresi içerisinde satış talebinde bulunmadığı anlaşıldığından, alacaklının sonraki talebinin yeni bir haciz talebi mahiyetinde olduğu- Mahkemece, şikayetin kabulü ile ilk haczin kaldırılması talebinin reddine yönelik icra müdürlüğü işleminin iptaline ve haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-
Satış isteme süresinin geçmesi nedeniyle haczin kalkmış olmasına rağmen yapılan ihalenin feshi gerekeceği- Alacaklı tarafından 1 yıllık süre dolmadan satış talep edilerek, bir miktar satış avansının da dosyaya yatırıldığı anlaşılması halinde, İİK'nun 106-110. maddelerinde öngörülen sürenin dolmadığının kabul edileceği- Satış bedelinin, taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olması ve borçlunun, kıymet takdirinin esasına yönelik itirazının bulunmaması halinde, şikayetçinin, ihalenin feshini istemekte hukuki yararının olmayacağı-
Haciz tarihi itibariyle 1 yıl içerisinde haczine konu mahcuz hakkında satış talebinde bulunmadığı ve gerekli avansı yatırmadığından mahcuzun satışı tarihinde haczinin ayakta olmadığı anlaşılan davacının sıra cetveline itiraz davasını açmakta hukuki yararının bulunmadığı-  Sıra cetveline itiraz davaları sonunda verilen hükmün, sadece davanın tarafları bakımından sonuç doğuracağı ve verilen kabul kararı ile birlikte durumun tespiti ile yetinilmeyerek, eda hükmü kurulması gerektiği-
Alacaklının usulüne uygun olarak yapmış olduğu satış talebinin, satış isteme süresini, icra müdürlüğünün bu konuda bir karar vermesi gerekmeksizin keseceği-
İcra müdürlüğünce, hacizlerin sehven kaldırıldığından bahisle daha önce konulan hacizlerin eski tarih ve sıralarıyla tekrar ihyasına karar verilmişse de, üçüncü kişi nezdindeki hacizlerin ihyası mümkün olmayıp icra müdürlüğünün bu kararının, yeni haciz konulması niteliğinde olduğu ve bu durumda, İİK mad. 106/2 uyarınca, borçlunun üçüncü kişi nezdindeki alacağı taşınır hükmünde olup, haczedilen paranın dosyaya celbinin istenmesi, satış talebi yerine geçeceği ve  paranın dosyaya celbi için, borçluya ait istenilebilir bir alacağın bulunması gerektiği-
Kalkmış (düşmüş) hacze dayalı kıymet takdiri esas alınarak yapılan ihalenin usulsüz olduğu, bu hususun mahkemece re'sen gözetilmesi gerektiği-
İcra ve İflas Kanununda haczin yenilenmesi diye bir müessesenin mevcut olmadığı; aynı takip dosyasından olsa da konulan her haczin yeni bir haciz olduğu- Taşınmazın üzerinde haciz varken, alacaklının talebi üzerine yeniden haciz konulması, önceki hacizden vazgeçildiği anlamına gelmediği ve daha önce konulmuş haczi ve sonuçlarını da ortadan kaldırmayacağı, bu talebin daha önceki haciz ve işlemlerden feragat anlamına gelmeyeceği-
Şikayet tarihi itibariyle haczin düşmüş olması halinde, borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunmasında korunmaya değer bir hukuki yararının bulunmayacağı-
Borçlu taşınmaz kaydına konulan haciz için meskeniyet şikayetinde bulunmuş ise de İcra Müdürlüğü kararı ile İİK. mad. 106 'da öngörülen yasal sürede satış istenmemesi nedeniyle aynı Kanun'un 110. maddesi uyarınca haczin düştüğüne karar verildiği; karar tarihi itibarıyla dava konusu kalmadığı ve karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği-