İİK.'nun 106. ve 110. maddeleri hükmüne uygun olarak hacizden itibaren yasal bir yıllık süre içerisinde taşınmazın satış istemediğinden taşınmaz üzerindeki haczin düşeceği ve bu durumda taşınmazın satışının gerçekleştirilmesinin usulsüz olduğu gözetilerek şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği-
Haciz tarihi itibari ile yürürlükte bulunan İİK'nun 106. maddesine göre taşınırlarda satış isteme süresi altı ay olup, kıymet takdirine itiraz ile 3. kişinin açtığı istihkak davası satış isteme süresini durdurmayacağından, haciz tarihi ile alacaklı tarafından satış  talep tarihi olan 11.04.2014 tarihi arasında yasal altı aylık sürenin geçtiği bu itibarla İİK'nun 110. maddesi gereği haciz kalkmış olduğundan yapılan iş bu ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği-
Haciz, satılarak paraya çevrilmesi zorunlu mala değil, borçlunun üçüncü kişi bankada bulunan hesabındaki paraya konulduğunda, bu paranın satılarak paraya çevrilmesinin söz konusu olmadığı, ancak İİK'nun 106. maddesinin son fıkrasına göre borçlunun üçüncü kişilerdeki alacağının taşınır hükmünde olduğu, para alacağı haczinde satış talebi söz konusu olmadığından haczedilen paranın icra dosyasına gönderilmesi talebinin satış talebi yerine geçeceği-
İcra müdürlüğünün haczin kaldırılması talebinin reddine ilişkin ilk kararına karşı borçluların şikayeti, öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede olduğu gibi, bu talep İİK'nun 16/2 maddesi uyarınca süreye tabi de olmadığı- Aynı kanunun 17. maddesine göre; icra mahkemesince şikayetin kabulü halinde, şikayet olunan işlem ya bozulacağı veya  düzeltileceği ya da memurun sebepsiz yapmadığı veya geciktirdiği işlerin icrasının emrolunacağı- Haciz, satılarak paraya çevrilmesi zorunlu mala değil bankalardaki hak ve alacaklar üzerine konulmuş olup İİK'nun 106. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre borçlunun üçüncü kişi bankadaki alacağı menkul hükmünde ise de mahcuz para alacağı için satış söz konusu olmadığından, paranın icra dosyasına celbi talebi satış talebi gibi değerlendirilip buna göre inceleme yapılarak hüküm kurulması gerektiği-
6352 s. Kanunun ilgili hükümlerinin yürürlüğe girdiği tarihten önce başlatılan takip işlemleri hakkında, değişiklikten önceki hükümlerin uygulanmasına devam edileceği; 6352 sayılı Yasa değişikliğinin, takip tarihinden itibaren değil, haciz, satış gibi başlatılan her bir takip işlemi tarihi esas alınarak uygulanacağı- Süresinde satış istenmemesi ile yalnız haczin kalkacağı, icra takibinin düşmüş olmayacağı, icra takibinin derdest kalmaya devam edeceği- İİK. mad. 78/son gereğince; yenileme ve yeniden harç yatırılmasının, takibin düşmesi hali için zorunlu olduğu-  Şikayet olunanın alacaklı olduğu dosyada süresinde haciz istenmiş olduğundan, icra müdürünün İİK. mad. 78 uyarınca, takibin muameleden kaldırılması işlemi usul ve yasaya aykırı olup, şikayet olunanın bu memur işlemine karşı şikayet yoluna gitmemiş olmasının sonuca etkisi bulunmadığı; salt dosyanın takipsiz bırakılması nedeniyle haczin düştüğü sonucuna varılamayacağı- Bir yıllık satış isteme süreci içinde taşınmaz başka bir dosyadan satılmış ise, o tarihe kadar satış talebinde bulunmayanın, satış talebinde ya da o satıştan kendi dosyası için yararlanma talebinde bulunmasına gerek kalmaksızın haczinin ayakta olacağı- Mahcuzun başka bir dosyadan satışının yapılması halinde; satış tarihinde satış isteme süresinin geçmemiş olması kaydıyla haczin düşmesinden söz edilemeyeceği- Haciz tarihinden itibaren yasal satış isteme süresi geçirilmiş olmasına rağmen, yapılan istem üzerine her nasılsa hacizli mal satılmış ise, bu satışın diğer alacaklılar yönünden düşen haczi geçerli hale getirmeyeceği- 11.03.2014 tarihinde satılan taşınmaz ile ilgili şikayet olunanın 20.03.2008 tarihli haczi süresinde satış istenmediğinden düşmüş ise de, 26.03.2013 tarihli haczinin ayakta olduğu; İİK. mad. geçici 10 kapsamında, başlatılan takip işlemi, 26.03.2013 tarihli haciz işlemi olup, bu işlemin tarihi 6352 sayılı Yasa'nın 21. maddesinin yürürlüğe girdiği 05.01.2013 tarihinden sonra olduğundan, bu takip işlemi hakkında değişiklikten sonraki sürenin uygulanması ve haciz tarihinden itibaren satış isteme süresinin 1 yıl olduğunun kabul edilmesi gerektiği; 1 yıla inen satış isteme süresinin 26.03.2014 tarihinde dolmasından önce şikayetçinin süresindeki satış talebi üzerine yapılan 11.03.2014 tarihli satıştan sıra cetvelindeki tek şikayet olunanın yararlanacağı, şikayetçinin 03.07.2013 tarihli haczinin şikayetçi olunanın haczinden sonra olduğu, buna göre sıra cetvelinin bu taşınmaz yönünden doğru olduğu- Diğer taşınmaz ile ilgili şikayet olunanın 26.03.2013 tarihli haczinden itibaren  -6352 sayılı Yasa'nın 21. maddesi ile değişik- İİK. mad. 106 uyarınca, 1 yıllık satış isteme süresi içinde satış talebinde bulunulmadığı ve bu sürenin dolduğu 26.03.2014 tarihinden sonra şikayetçinin alacaklı olduğu dosyada 08.04.2014 tarihinde taşınmazın satıldığı anlaşıldığından, ve o satıştan yararlanma olanağı da kalmadığından bu taşınmaz üzerindeki şikayet olunanın haczi düşmüş olduğu-
Mahkemece her nekadar İİK'nun 106 ve 110. maddeleri gereğince değerlendirme yapılarak sonuca gidilmiş ise de; takip, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla olup, takip tarihi itibariyle uygulanması gereken İİK'nun 150/e maddesi gereğince borçluya ödeme emrinin tebliğinden itibaren iki yıl içinde satışın istenmemesi ve satış avansının yatırılmaması halinde İİK.'nun 150/e maddesine göre takibin düşürülmesine karar verileceği-Mahkemece, iki yıllık sürede usule uygun satış istenmemesi nedeniyle takip düştüğünden ve takibin düştüğü tarihten sonra yapılan işlemler yok hükmünde olacağından ihalenin feshi isteminin kabulü gerekeceği-
Düşen hacze dayalı olarak belirlenen kıymet takdiri herhangi bir hüküm ve sonuç doğurmayacağından, satışa esas alınması da mümkün olmadığı, bu hususun mahkemece re'sen gözetilmesi gerektiği ve ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği-
Satış isteme süreleri hak düşürücü nitelikte olup; icra müdürünün satış talebinin öngörülen süreler içinde yapılıp yapılmadığını re'sen gözetmesi gerektiği- Satış isteme sürelerinin geçmesine rağmen, icra müdürünün satış talebini kabul etmesinin, İİK.'nun emredici nitelikteki anılan maddelerine aykırı bir durum yaratacağı, ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görev olduğu-
Borçlunun üçüncü kişilerdeki alacaklarının menkul hükmünde olduğu- Borçlunun üçüncü kişideki hak ve alacaklarının haczi halinde, alacaklının, icra müdüründen takip yetkisi alarak haczedilen hak ve alacağın tahsilini sağlaması gerektiği, borçlunun üçüncü kişilerdeki hak ve alacağının haczinde, satış talebinden anlaşılması gerekenin, İİK. mad. 120/2 yetki talebinde bulunmak olduğu ve buna göre, alacaklının, hak ve alacağın haczinden itibaren İİK. mad. 106 uyarınca, 6 aylık sürede icra müdürlüğüne başvurarak, İİK mad. 120/2 gereğince, kendisine yetki verilmesini talep etmesi gerektiği, aksi halde İİK. mad. 110 uyarınca haczin düşeceği-
 Taşınmazın satışı bir yıl içinde istenmez veya talep geri alınıp da, bu müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haciz kalkacağı ve bu durumda yapılan ihale usulsüz olup ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği- Artırma bedelinin malın tahmin edilen bedelinin  yüzde ellisini bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması  ve bunlardan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesinin zorunlu olduğu-