Şikayete konu 19/02/2013 tarihli haczin incelenmesinde; haczin konulduğu tarih itibariyle İİK'nun 106. maddesinin yürürlükte olan hükmü uyarınca satış isteme süresinin 1 yıl olduğu, ancak bu hacze ilişkin olarak alacaklının, 1 yıllık sürede satış talep etmediği, böylece İİK'nun 110/1. maddesi gereği, taşınmaz üzerindeki işbu haczin şikayet tarihi olan 17/10/2014 tarihinden önce düştüğü anlaşıldığından, borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunmasında korunmaya değer bir hukuki yararının bulunmadığı-
Haczin konulduğu tarih itibariyle satış isteme süresinin 1 yıl olduğu, ancak bu hacze ilişkin olarak alacaklının, 1 yıllık sürede satış talep etmediği, böylece taşınmaz üzerindeki işbu haczin şikayet tarihinden önce düştüğü anlaşıldığıdan bu durumda, borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunmasında korunmaya değer bir hukuki yararı bulunmadığından mahkemece, belirtilen nedenlerle şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, İİK’nun 106-110 maddeleri gereğince süresinde satış istenmemesi nedeni ile haczin kaldırılmasına ve satış kararının iptaline ilişkin olup, borçlunun şikayeti hakkında İlk derece mahkemesince verilen karar konu itibariyle kesin nitelikte olduğundan, İİK’nun 365/3. maddesi gereğince istinaf isteminin reddi kararının doğru olduğu-
Yapılan araştırmalara rağmen dava konusu haciz şerhlerinin lehtarları tespit edilemediğinden, şerhlerin terkinine ilişkin davada husumetin tapu kayıtlarının düzenli tutulmasından sorumlu olan tapu müdürlüğüne yöneltilmesi gerektiği-
3. kişinin taşınmazı satın almasından sonra, taşınmazın maliki borçlu olmayıp 3. kişi olduğundan ve haczin yenilenmesi diye bir müessese bulunmadığından 3. kişinin malik olmasından sonra konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Ortaklığın giderilmesi davası süresince satış isteme süresi işlemeyeceği- Haciz tarihi ile ortaklığın giderilmesi davasını açma tarihi arasında ve karar kesinleştikten sonra satış isteme tarihine kadar geçen süre toplandığında, iki (şimdi; bir) yıllık (İİK. mad. 106) satış isteme süresi dolmadığından, şikayetçinin haczinin ayakta olduğu-
Dosya incelendiğinde, şikayetçinin haczinin 12.04.2002 tarihi olduğu, ortaklığın giderilmesi davasını 27.10.2003 tarihinde açtığı, bu davanın kararının kesinleşmesinden sonra 06.04.2007 tarihinde satış istediğinin görüldüğü- Ortaklığın giderilmesi davası süresince satış isteme süresi işlemeyeceği nazara alındığında haciz tarihi ile dava tarihi arası ve karar kesinleştikten sonra satış isteme tarihine kadar geçen süre toplandığında haciz tarihinde yürürlükte bulunan İİK’nun ilgili maddesinde belirtilen satış isteme süresinin dolmadığı, bu nedenle şikayetçinin 12.04.2002 tarihli haczinin ayakta olduğu anlaşıldığından mahkemece, şikayetçinin haciz tarihinin 12.04.2002 tarihi olduğu, şikayet olunanın 11.10.2007 tarihi olduğu dikkate alınarak, haciz önceliği şikayetçide olduğundan şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
İcra müdürü satış talebini reddetmiş olsa bile, İİK. mad. 106 uyarınca iki yıl içinde (17.11.2011 tarihinde) satış talebinde bulunan, ve satış masrafını yatıran alacaklının haczinin ayakta ve satış talebinin geçerli olduğu- Satış talebinin kıymet takdirinin kesinleşmemesi nedeniyle reddine ilişkin icra müdürü kararının satış talebine etkisinin bulunmadığı- Anılan taşınmaz üzerindeki haczin kalktığı düşünülerek geçerli haciz olmadığından ihalenin feshine karar verilmesinin hatalı olacağı-
Satış vaadi şerhi tarihinden sonra, tescil tarihi itibariyle 5 yıldan fazla zaman geçtiğine ve satış vaadi lehtarı olan 3. kişinin, şerh tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemede tescil davası açtığına ve lehine tescil kararı verildiğine yönelik bir belge ve delil de olmadığına göre, artık bu hakkın, 3. kişilere karşı ileri sürülmesi imkanının yasal olarak ortadan kalktığı- Şahsi bir hak olan satış vaadi sözleşmesine dayalı bu hakkın, tapuda malik gözüken kişinin borcu sebebiyle haciz koyan alacaklıya karşı hüküm ifade etmeyeceği- Taşınmazın borçlunun borcu nedeniyle haczedilebilmesi için haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı olmasının zorunlu olduğu- Haciz tarihinde taşınmazın bir kısım hissesi borçlu adına kayıtlı ise haciz işleminde usulsüzlük olmadığı-
Dairemizin değişen içtihatlarına göre, İİK. mad.150/e'de düzenlenen bir ve iki yıllık sürelerin hesabında ödeme-icra emrinin tebliğinden itibaren ilk satış talep tarihinin esas alınacağı- İlk satış talebinin yasal süresinde yapıldığı ve satış süresi içinde de satış talebinin geri alınmadığı birlikte değerlendirildiğinde, sonraki satış taleplerinin iki yıllık süre içinde olmamasının sonuca etkili olmadığı, yasada belirtilen sürenin satış talebi için öngörülmüş olması karşısında; satışın aynı süre içerisinde yapılmamış olması, usulüne uygun satış talebini ortadan kaldırmadığı gibi takibin İİK mad. 150/e gereğince düşmesi sonucunu doğurmayacağı-