İstinaf yoluna başvuru süresinin tefhim veya tebliğden itibaren on gün olduğu (İİK. mad. 363/1)- İstinaf dilekçesinin kaydedildiği tarihte istinaf yoluna başvurulmuş sayılacağı- Yasal süre geçtikten sonra istinaf yoluna başvurulursa, istemin reddine kesin olarak karar verilmesi gerektiği-
Tefhim edilen icra mahkemesi kararına karşı karşı süresinde süre tutum dilekçesi vererek istinaf isteminde bulunulması ancak; gerekçeli kararın tebliğ tarihine göre yasal 10 günlük süre geçtikten sonra gerekçeli istinaf dilekçesi sunulduğu görüldüğünden, Bölge Adliye Mahkemesince kamu düzeni ile sınırlı olmak üzere istinaf isteminin incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Şikayetçinin icra mahkemesine başvurusu; müflis şirket hakkında 2. alacaklılar toplantısında alınan kararların iptali talebine ilişkin olup, bu kararın 02/03/2005 tarih ve 5311 sayılı Kanun'un 24. maddesi ile değişik 2004 sayılı İİK'nun 363. maddesi uyarınca kesin olduğu-
İstinaf yoluna başvuran davalı tarafın dilekçesinde sebep ve gerekçe gösterilmediğinden; Bölge Adliye Mahkemesi, istinaf dilekçesini reddetmeden, kamu düzeni ile sınırlı inceleme yapması gerektiği; incelenen sonucu mahkeme kararında kamu düzenine aykırılık tespit edilmez ise, işin esasına dair inceleme yapılmış olacağından, istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerektiği-
İcra mahkemesinin nihai kararlarının tefhim veya tebliğinden itibaren 10 gün içinde temyiz edilebileceği, İİK..'nun 363. maddesindeki “tefhim” kavramının "hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklandığı hal" olarak anlaşılmasının zorunlu olduğu, bu nedenle, bir tefhim varsa temyiz süresinin tefhim tarihinden itibaren, aksi halde gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlayacağı-
"Malvarlığının terki suretiyle konkordato talebine ilişkin davada görevlendirilen konkordato komiserinin görevden alınmasına" dair talebin reddine ilişkin icra mahkemesinin ara kararı, ihtiyati tedbir kararı niteliğinde olmadığından, bu ara karar aleyhine istinaf yoluna başvurulamayacağı-
İcra mahkemesince verilen kararın alacaklı vekiline tefhim edildiği, alacaklı vekilinin İİK’nın 363. maddesi uyarınca süresi içinde istinaf dilekçesini (süre tutum) verdiği halde, istinaf gerekçelerini içeren dilekçesinin, icra mahkemesi kararının tebliğ edildiği tarihe göre süresinde olmadığı görüldüğünden, Bölge Adliye Mahkemesinin, istinaf dilekçesini reddetmeden, kamu düzeni ile sınırlı inceleme yapması gerektiği-
Süresinde istinaf (süre tutum) dilekçesi, istinaf gerekçelerinin ise süresinden sonra verilmesi ve ilk derece mahkemesi kararında "kamu düzenine aykırılık" bulunmadığının tespit edilmesi durumunda, Bölge Adliye Mahkemesi'nin, HMK. mad. 353/1-b1 gereğince, istinaf isteminin esastan reddine karar vermesi gerektiği, usulden reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İcra mahkemesinin nihai kararlarının tefhim veya tebliğinden itibaren 10 gün içinde temyiz edilebileceği, İİK.nun 363. maddesinde geçen “tefhim” kavramının "hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklandığı hal" olarak anlaşılmasının zorunlu olduğu, bu nedenle, bir tefhim varsa temyiz süresinin tefhim tarihinden itibaren, aksi halde gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlayacağı-
İİK. mad. 89/4 uyarınca açılan tazminat davalarında haklı çıkan taraf lehine nispi vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği-