Haczin, borçluya ödeme emri tebliğ edilen adreste yapılmadığı, haciz sırasında borçluya ait evrakların bulunduğu, haciz tutanağının arkasında borçluya ait ustalık belgesi, usta öğrenci belgesi, kaşe fotokopisi yer almakta olup, davacının borçluya ait bazı belgelerin duvarda asılı olduğunu kabul ettiği, borçlu, davacı üçüncü kişi şirkette ortak iken ortaklıktan ayrılmasına rağmen ustalık belgesi vb. nitelikteki belgelerin duvarda asılı bulunuyor olduğu, borçlu ile üçüncü kişinin faaliyet alanlarının aynı olduğu ve aynı ticaret unvanlarını kullandıkları, İİK mad. 97/a'da öngörülen mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğunun kabulü gerektiği-
Dava konusu haciz, borçluya ödeme emri tebliğ edilen adreste yapılmamış ise de, haciz mahallinde borçluya ait evraklar bulunmuştur. Mahkemece, haciz sırasında bulunan belgelerin niteliklerinin haciz tutanağına yazılmadığı belirtilmiş ise de, haciz tutanağının arkasında borçluya ait ustalık belgesi, usta öğrenci belgesi, kaşe fotokopisi yer almakta olup, davacının da borçluya ait bazı belgelerin duvarda asılı olduğunu kabul ettiği, öte yandan; borçlunun, davacı üçüncü kişi şirkette ortak iken 4.9.2014 tarihinde ortaklıktan ayrıldığı, bu durumda borçlunun üçüncü kişi şirketteki ortaklığı sona ermesine rağmen ustalık belgesi vb. nitelikteki belgelerin duvarda asılı bulunuyor olması, davaya konu hacizle aynı yerde yapılan 20.8.2015 tarihli hacizde de borçlunun hazır bulunması, borçlu ile üçüncü kişinin faaliyet alanları aynı olduğu gibi aynı ticaret unvanını kullanmaları karşısında İİK'nin 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğunun kabulünün gerekeceği-
İstinafı kabil olan icra mahkemesi kararlarına karşı, ait olduğu alacak, hak veya malın değer veya miktarının 1.000 TL’yi geçmesinin şart olduğu- Kesinlik sınırının, 20.07.2016 tarihinden itibaren 2.190 TL, 02.12.2016 tarihinden itibaren 7.000 TL, 01.01.2017 tarihinden itibaren 7.260 TL, 01.01.2018 tarihinden itibaren 8.310 TL olarak uygulanması gerektiği- Somut olayda temyiz eden alacaklılar vekilinin istinaf dilekçesinin incelenmesinde temyizin yalnızca kötüniyet tazminatı ile sınırlı tutulmayıp kararın bütününe yönelik olduğu gibi hükmedilen kötüniyet tazminatı miktarı 7.750,62 TL olmakla ilk derece mahkemesi kararının istinaf kabiliyeti bulunduğu kesin olmadığı açık olduğundan Bölge Adliye Mahkemesi'nin işin esasının incelenmesi gerektiği-
Ödeme emrinde belirtilen cezai şart bedeli ve tüketim bedeline ilişkin miktarlar dikkate alındığında, usulsüz tebligata ilişkin şikayet hakkındaki istinaf talebinin kesinlik sınırının üzerinde bulunduğu-
Borçluların süresi içinde istinaf dilekçesini (süre tutum) verdiği halde, istinaf sebeplerinin süre tutum dilekçesinde belirtilmediği, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 10 günlük süre içerisinde istinaf sebeplerini belirtir dilekçe verilmediği anlaşıldığından, Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf dilekçesini reddetmeden, kamu düzeni ile sınırlı inceleme yapması gerektiği-
İcra mahkemesince verilen kararın borçlu vekiline 18.04.2017 tarihli celsede tefhim edildiği, borçlu vekilinin süresi içinde, yani 19.04.2017 günü, usulüne uygun şekilde istinaf dilekçesini (süre tutum) verdiği, gerekçeli kararın 31.05.2017 tarihinde tebliğine rağmen gerekçeli istinaf dilekçesinin 13.06.2017 tarihinde süresinden sonra verildiği somut olayda bölge adliye mahkemesince yapılacak işin, istinaf dilekçesini reddetmeden, kamu düzeni ile sınırlı olmak üzere istinaf isteminin incelenip sonucuna göre karar vermesi gerektiği-İstinaf yoluyla incelenen mahkeme kararında kamu düzenine aykırılık denetimi yönünden; işin esasına dair inceleme yapılmış olacağından, istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerektiği- Bölge Adliye Mahkemesi'nce, süresinde istinaf (süre tutum) dilekçesi verildiği halde, incelenen ilk derece mahkemesi kararında kamu düzenine aykırılık bulunmadığı da tespit edildiğinde istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerekirken, usulden reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu-
İcra mahkemesince verilen kararın her iki taraf vekiline 18/04/2017 tarihli duruşmada tefhim edildiği, borçlu vekilinin süresi içinde (yani 20/04/2017 günü), usulüne uygun istinaf başvurusuna ilişkin dilekçesini verdiği olayda Bölge Adliye Mahkemesinin yapılacağı işin istinaf dilekçesini reddetmeden, kamu düzeni ile sınırlı olmak üzere istinaf isteminin incelenip sonucuna göre karar verilmesi olduğu- İstinaf yoluyla incelenen mahkeme kararında kamu düzenine aykırılık denetimi yönünden; işin esasına dair inceleme yapılmış olacağından, istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerektiği- Bölge Adliye Mahkemesi'nce, süresinde istinaf (süre tutum) dilekçesi verildiği halde, incelenen ilk derece mahkemesi kararında kamu düzenine aykırılık bulunmadığı da tespit edildiğinde istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerekirken, usulden reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu-
İcra mahkemesince verilen kararın alacaklı vekiline 23.02.2017 tarihli celsede tefhim edildiği, alacaklı vekilinin süresi içinde, yani 02.03.2017 günü, usulüne uygun olacak şekilde istinaf dilekçesini (süre tutum) verdiği, gerekçeli kararın tebliğine rağmen gerekçeli istinaf dilekçesinin verilmediği somut olayda Bölge Adliye Mahkemesinin yapılacağı işin, istinaf dilekçesini reddetmeden, kamu düzeni ile sınırlı olmak üzere istinaf isteminin incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği, olayda istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerektiği- İstinaf yoluyla incelenen mahkeme kararında kamu düzenine aykırılık denetimi yönünden; işin esasına dair inceleme yapılmış olacağından, istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Direnme kararına karşı temyiz yasa yolunun açık olabilmesi için direnme karar tarihi olan 23.07.2015 tarihi itibariyle temyize konu miktarın 5.980TL üzerinde olmasının gerekli olduğu, direnme kararını temyiz eden borçlu vekilinin temyiz dilekçesi, icra takibine dayanak bonoda kendisine atfen atılı bulunan imzaya itiraz üzerine verilen karara yönelik olup, icra takibine konu asıl alacak miktarı olan 5.000TL temyiz kesinlik sınırının altında olduğundan direnme kararının temyizinin mümkün olmadığı-
Bölge Adliye Mahkemesince, süresinde istinaf (süre tutum) dilekçesi verildiği halde, incelenen ilk derece mahkemesi kararında kamu düzenine aykırılık da bulunmadığı tespit edildiğine göre, HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince, istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerekeceği-