Alacaklı anne tarafından kabul edilmeyen ve lehine nafaka takdir edilen küşçük tarafından imzalanan belgenin İİK. mad. 33 kapsamında "ödeme belgesi" olarak kabul edilemeyeceği-
Geçici rehin açığı belgesi verilmesi işleminin ardından konulan hacizlerin kaldırılması işleminin iptaline ilişkin icra mahkemesi kararının temyizi kabil olduğu- Taşınmaza takdir edilen kıymet takdirine göre, alacaklının, ipotekli taşınmazın satışı sonucunda alacağının karşılanmayacağı anlaşıldığından, icra müdürünün rehin açığı belgesi düzenlemesine rağmen yanılgılı değerlendirme ile hacizleri kaldırması işleminin usulsüz olduğu- 1. derecede ipotek alacaklısı olan bankanın, taşınmazın, ipotek bedeli altında satışına muvafakat vermesi halinde de, satış bedeli birinci derecedeki ipotek alacaklısının alacağını dahi karşılamayacağından, şikayetçi ikinci derece ipotek alacaklısının alacağının satış bedelinden karşılanmayacağının kuvvetle muhtemel olduğu ve bu durumda, mahkemece alacaklının "geçici rehin açığı belgesi verilmesi ile birlikte konulan hacizlerin kaldırılması" işlemine yönelik şikayetinin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, temyizi kabil olmayan kararın temyiz yolu açık olarak verilmiş olmasının sonucu değiştirmeyeceği ve temyiz edilmiş olmasının satışı durdurmayacağı-
Borçlunun, daha önce bir başka takip dosyasından konulan hacze yönelik olarak şikâyette bulunmasının, daha sonra farklı bir dosyadan konulan haciz yönünden meskeniyet şikâyetinde bulunmasına engel olmayacağı- Her dosya için ayrı ayrı meskeniyet şikayetinde bulunabileceği, takip dosyalarındaki tarafların aynı olmasının da bu sonucu değiştirmeyeceği-
Satışın durdurulmasına ilişkin İcra mahkemesi kararlarının kesin nitelikte olduğu- Taşınmazlarda İİK'nun 96-97. maddelerinin uygulanamayacağı-
Davalılardan Ş. D., kiracı ...... Tic. Ltd. Şirketini temsilen sözleşmeyi imzaladığından, kiracı şirketin ödemediği kira borçlarından dolayı sorumlu tutulamayacağı, davalı Şirket temsilcisinin takip borçlusu olarak gösterilip aleyhine dava açılması doğru olmadığından, bu davalı yönünden, husumet nedeniyle açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kira borçlarından sorumlu tutulmasının doğru olmadığı- Takibe konu kira alacağı talebinden, Ocak, Şubat ve Mart 2014 ayları kira paralarından dolayı ödemelerin mahsubu ile bakiye 705,00 TL davalı kiracının yasal otuz günlük sürede ödemediği anlaşıldığından, mahkemece bu bedel üzerinden itirazın kaldırılmasına ve takibin devamına, fazlaya ilişkin itirazın kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, İcra Müdürlüğü’nce yapılan 31.10.2014 tarihli hesaba göre, asıl borca, harç, masraflar ve vekalet ücreti gibi alacağın ferileri de ilave edilerek, bulunan toplam alacaktan, ödemelerin mahsubu ile fazla miktarda alacak yönünden itirazın kaldırılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Satış ilanının iptal konusunda verilen icra mahkemesi kararlarının kesin nitelikte olduğu-
Haczin uygulanma biçimine yönelik icra mahkemesi kararlarının kesin nitelikte olduğu-
Alacaklı vekilince "satış talebinin reddi kararının iptaline ve satış avansının yatırıldığı tarih itibariyle satış talebinin kabulüne karar verilmesi" istemi ile icra mahkemesine yapılan başvuru üzerine verilen icra mahkemesi kararının temyizi kabil olduğu- Alacaklı vekilinin talebi ile icra müdürlüğüne başvurarak "borçlu adına kayıtlı taşınmazın satışının yapılmasını, satış masraflarının depo edilmesini ve satış talebinin kabulünü" talep ettiği, icra müdürlüğünün aynı günlü kararı ile "kıymet takdirinin ilgililere tebliğ edilmediği, dosyadaki avansın yeterli olmadığı, ek satış avansının yatırılması ve eksikliklerin tamamlanması halinde satış talebinin değerlendirilmesine" karar verildiği, alacaklı tarafından da aynı tarihte avansın yatırıldığı görüldüğünden, satış talebinin reddi kararının yasaya aykırı olduğu- K. takdiri işlemi satışa hazırlık işlemi olup, kıymet takdir raporunun tebliğ edilmemiş olması, kıymet takdirine itiraz edilmesi, satış talebinde bulunulmasına ve dolayısıyla satış kararı verilmesine engel teşkil etmediği-