Somut olayda davacının kredi sözleşmesine dayalı alacağının tahsili için icra takibi başlattığı, davalılar arasında iptali istenen taşınmaz devrinin yapıldığı, iptale konu taşınmazın davalı adına kayıtlı olduğu, alacağın tahsil edilememesi üzerine davacının taraflar arasındaki temlikin TBK'nin 19. maddesi hükmü uyarınca muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki tasarrufun iptali davasını açtığı, davacının dava açmakta haklı olup olmadığının yargılamayı gerektirdiği, ihtiyati haciz için davaya ilişkin tüm koşulların gerçekleşmesinin beklenemeyeceği açık olup somut olayda ihtiyati haciz kararı verilmesi için yasal koşulların gerçekleştiği görüldüğünden, mahkemece 'tasarrufun iptali davasında taşınmazın aynının çekişme konusu olmadığı, ihtiyati tedbir kararı verilmesi için yasal koşulların bulunmadığı' dikkate alınarak 'ihtiyati tedbir isteğinin reddine' karar verilmiş olmasının doğru olduğu; davacının ihtiyati haciz istemine ilişkin istinaf sebeplerine gelince, yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere mahkemece ihtiyati haciz koşullarının mevcut olduğu dikkate alınarak 'isteğin kabulüne' karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde isteğin reddine karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-

Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 29/09/2020 tarih, 2020/537 Esas sayılı ara kararına karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuş olmakla dosya incelendi. KARAR Davacı, borçlu davalı D. ile H. Bank AŞ arasında imzalanan kredi sözleşm ...