Tasarrufun iptali davalarının görülebilmesi için diğer dava koşullarının yanında geçerli ve kesinleşmiş bir takibin varlığı da ön koşul olup, dava geçerli bir takibin olmadığından bahisle red edildiğine göre Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2. maddesi gereğince maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Sosyal Güvenlik Kurumu'nun prim alacağından kaynaklanan tasarrufun iptali davasının "iş mahkemesi"nde görülmesi gerektiği- İş mahkemesinde açılan ve bu mahkemece görevsizlik kararı verilmesiyle temyiz aşamasından geçmeden kesinleşerek asliye hukuk mahkemesine gönderilen davada verilen bu görevsizlik kararının mahkeme yönünden bir bağlayıcılığı bulunmadığı; görevin re'sen yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gerektiği-
HMK. mad. 31 uyarınca, mahkemece, davacı tarafın İİK. mad. 277 vd.'na mı yoksa TBK. mad. 19'a mı dayandığının ve davalının hangi tasarruflarının iptalinin istediklerinin açıklattırılması gerektiği-
Dava İİK.nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkin olup bu tür davalarda karar harcı ve vekalet ücretinin tasarrufa konu malın tasarruf tarihindeki gerçek değeri ile davacı alacaklının alacak miktarından hangisi daha az ise o değer üzerinden hesaplanması gerekeceği-
Tasarrufun iptali davalarının amacı, borçlunun alacağın tahsilini engellemek için menkul ve gayrimenkullerini devretmesi nedeni ile bu tasarrufların iptali suretiyle alacaklının alacağının bu yolla tahsil imkanı sağladığı, bu nedenle öncelikle tasarrufa konu malın borçluya ait bir mal olması bir başka anlatımla tasarrufun borçlu tarafından yapılması gerekeceği-
Davalılar, "dava konusu taşınmazın ön sözleşme ile 300.000 TL'ye alındığını, satış bedelinin 140.000 TL'sinin kaparo olarak borçlunun vekili ve aynı zamanda amcası olan kişiye; kalan 160.000 TL'nin de banka havalesi ile borçluya ödendiğini" beyan ederek banka havale makbuzunu da sunmuş olduğundan, mahkemece adi satış sözleşmesinde isim ve imzaları bulunan borçlunun amcası ile davalı 3.kişinin babasının banka hesap hareketleri istenerek gerektiğinde banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi de yaptırılarak "140.000 TL" kaparonun ödenip ödenmediğinin tespiti ile tasarrufun iptali davası sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davalı üçüncü kişinin taşınmazları elinden çıkardığı tarihteki gerçek değerleri üzerinden alacak miktarı kadar tazminattan sorumlu tutulması gerekeceği (6183 s. K. mad. 31)- Dördüncü kişi olarak kötü niyetli oldukları ispatlanamayanlar yönünden tasarrufun iptali davasının reddi gerektiği- 6183 sayılı Yasa'nın uygulanmasından doğan her türlü davalarda vekalet ücreti tutarının maktu olarak belirleneceği-
Taraflar arasındaki boşanma davası devam ederken, davalı kocanın evlilik birliği içerisinde edinilen mallarını boşanma davası ve edinilmiş mallara katkı payı alacağı davası sonucunda meydana gelecek borçlardan kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak diğer davalılara devrettiği ileri sürülerek muvazaa (TBK. mad. 19) nedeniyle açılan davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Borcun doğumuna ilişkin vakıaların kanıtlanması bakımından tanık dinlenebileceği- Mahkemenin "HMK. mad. 200/2 uyarınca, açık bir muvafakat bulunmaması ve senede karşı ancak yazılı delille ispat kuralı nedeniyle de tanık dinlenemediği"nden kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu- Aciz vesikası, tasarrufun iptali davası dava şartı olup, davacı tarafından aciz vesikası veya geçici aciz vesikası niteliğinde haciz tutanağı ibraz edilmediğinden mahkemece davanın bu nedenle reddi gerektiği-
Mecburi hasım durumunda olan borçlunun en yakın mirasçılarının mirası red davası açtıklarından bu davanın sonucunun beklenilmesi gerekeceği, bu durumda mirasın reddi davasının sonucunun beklenilmesi, mirasın reddine karar verilmesi halinde konunun miras hukuku hükümleri çerçevesinde çözülmesi için mahkemece mahallin sulh hakimine durum bildirilerek mirasın iflas kurallarına göre tasfiyesinin sağlanması, anılan mahkemece borçlu için atanacak veya yetkilendirilecek bir temsilci huzuru ile davaya devam olunması gerekeceği-