Taraflar arasında görülen ve kesinleşen boşanma davasında davacı lehine mali haklara hükmedilmediği ve davacı tarafından açılmış bir katkı payı alacağı davasının da bulunmadığı anlaşıldığından, mahkemece, BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvaazalı işlemin iptaline ilişkin davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Asliye hukuk mahkemesince taşınmazın tapu kaydı üzerine ihtiyati tedbir ve İİK. mad. 281/2 gereğince ihtiyati haciz konulmasına karar verildiği, ihtiyati haciz şerhinin sehven işlenmediğinin anlaşıldığından, taşınmazın tapu kaydındaki şerhin, sadece ihtiyati tedbir şerhi değil, aynı zamanda ihtiyati haciz şerhi olduğu- İİK. mad. 281/2 uyarınca uygulanan ihtiyati haczin, tasarrufun iptali davasının kabulü ile kesin hacze dönüşeceği- Mahkemenin tasarrufun iptali davasının ilk kabul kararının tarihinin, şikayet olunanın ihtiyati haczinin, kesin hacze dönüştüğü mahkemenin tasarrufun iptali davasını kabul kararı tarihinden önce olduğu ancak sonra kabul edilen davanın kesinleşmiş olduğu,  İİK. mad. 268 ve 100. maddeleri uyarınca, ihtiyati haczin tatbikinden sonra kesin hacze dönüşmeden önce aynı malları diğer alacaklı tarafından haczedilirse, ihtiyati haciz alacaklısının sonraki hacze aynı derecede iştirak edeceği, taşınmaz üzerine ilk ihtiyati haczin şikayetçinin alacaklı olduğu davadan konulduğu, şikayet olunan lehine sonra konulan ihtiyati haczin önceki ihtiyati haciz kesinleşmeden konulmuş olması nedeniyle aynı derecede iştirak edeceği-
Kıdem tazminatı (ve bir kısım işçi alacaklarının) hesabında, işçilerin işe giriş tarihlerinin borcum doğum tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği- Ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi halinde, maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Uyuşmazlığa konu davanın HUMK zamanında açılmış bulunması ve olayda dilekçelerin teati aşamasının geçip, tahkikat aşamasına geçilmiş bulunduğu gözetilerek, bu aşamada, sadece HMK’nun 324. maddesi uyarınca delil avansı istenebileceği gözden kaçırılarak, gider avansı istenmesinin yerinde olmadığı; bu ara kararı yerine getirilmediğnde sadece bu delile dayanmaktan vazgeçilmiş olup mevcut duruma göre karar verilmesi gerektiği- Davalı borçlunun adresi için davacıdan bilgi vermesi İçin ihtar çıkarıldığında, davacı vekili dilekçe ile ABD adresinin tesbit edilemediğini ancak Tapu Müdürlüğü'nde yer alan adresine tebligatın yapılması istenilmişse de bu adrese bir tebligat yapılmamış olup, davalının Mernis adresinin tesbit edilememesi halinde, Tebligat Yasası'nın 35/2 maddesine göre "Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır. "belirtildiğinden, Tapu Müdürlüğü'nde olan adresine tebligat yapılmaması halinde mernis adres de tesbit edilmediğinden bu yasaya göre tebligat yapılması gerektiği-
Hata, irade fesadı hallerinden biri olup, mahkemece, davacının ileri sürdüğü maddi hatanın varlığı halinde, bu dava yönünden feragatin iptali ile yargılamaya devam edilmesi gerektiği-
Taşınmazların gerçek değerleri ile tapudaki satış bedelleri arasında fahiş fark bulunduğunda, yapılan satışın, İİK'nun 278/III-2 maddesine göre bağış niteliğinde olduğu ve iptali gerektiği- Her zaman düzenlenmesi mümkün adi nitelikte belgenin üçüncü kişi, yani tasarrufun iptali davasındaki davacı alacaklı, yönünden bağlayıcılığı olmadığı ve karine aksini ispata elverişli nitelikte de bulunmadığı- Tasarrufun iptali davalarında dava değeri takip konusu alacak miktarı ile tasarruf konusu şeyden hangisi daha düşük ise o değerin oluşturacağı ve yargılama giderlerinin de buna göre belirleneceği; takip konusu alacak için aciz belgesine bağlanmış ise bu belgedeki miktar; değil ise takip talebindeki miktar esas alınması gerekirken mahkemece kapak hesabının alınmasının hatalı olduğu-
Üçüncü kişinin mal veya hakkı dava sırasında elinden çıkarması veya elinden çıkardığının dava sırasında öğrenilmesi halinde, davanın ıslahına gerek olmadan davacı alacaklının davaya bedel davası olarak devam edilmesini isteyebileceği veya devralan 4. kişiyi davaya dahil ederek davaya devam edebileceği- Davalı borçlunun ödeme emrinin iptali için idari yargıda açtığı dava sonunda ödeme emrinin iptaline karar verilmesi halinde, davacının davasına dayanak teşkil eden alacak ortadan kalkacak ve dolayısıyla da dava önşartı gerçekleşmemiş olacağından; idari yargıdaki dava sonucunun beklenmesinin zorunluluk arz ettiği-
Sıra cetveli henüz düzenlenmeden açılan davanın, hatalı değerlendirme ile "sıra cetveline itiraz" davası olarak görülmesinin isabetsiz olduğu- Davacı alacaklının haciz koydurduğu taşınmazların, bir başka alacaklı tarafından yapılan muvazaalı icra takibiyle önceden haczedilmesi üzerine, yapılan bu icra takibin iptali istemiyle açılan davanın "tasarrufun iptali" niteliğinde olduğu- Tasarrufun iptali davasının görülebilmesi için geçici veya kati aciz belgesinin bulunması gerektiği-
İcra dosyası kapsamından kati aciz belgesi bulunmadığı anlaşılmakla birlikte, borçlunun mernis adresinde yapılan haciz tutanağından borçlunun adresinden 3 yıl önce ayrıldığı nerede olduğunun bilinmediği, borçlu ve borçluya ait mal bulunamadığının anlaşıldığı, borçlunun haciz adresi dışında bilinen başka bir adresinin olmaması nedeniyle, haciz tutanağının İİK'nun 105 maddesi gereğince geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu kabul edilerek dava konusu tasarrufun İİK'nun 278, 279, 280.maddeler kapsamında iptale tabi olup olmadığının değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun aciz halinin sabit olduğu, alacaklı ile borçlu arasında yapılan borç ödeme planının bu durumu değiştirmeyeceği, 5 yıllık hak düşürücü sürede borçlu baba ile davalı kızı arasındaki tasarrufun iptali gerektiği, diğer davalı şirket ortakları ile borçlu arasında organik bağ olduğundan, bunların da, borçlunun mali durumu ve alacaklılarını ızrar kastını bildiğinin kabulü gerektiği- Taşınmazın üçüncü kişinin borcu nedeni ile satılması halinde, üçüncü kişinin malın satış tarihindeki gerçek değeri ile tazminatla sorumlu olacağı- Dava konusu taşınmazlardan biri ihalede dava dışı takip dosyası alacaklısı banka tarafından alacağa mahsuben satın alınmış olduğundan, bu taşınmazın, borçlunun borcundan dolayı mı yoksa üçüncü kişinin borcundan dolayı mı satıldığı tesbit edilerek, borçlunun borcu nedeni ile satılmış ise anılan icra dosyasında takip dosyası alacaklısının ihale bedelinden alacağını aldıktan sonra bir bedel kalmış ise bu bedelin tahsiline, aksi durumda konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, üçüncü kişinin borcu nedeni ile satılmış ise, üçüncü kişinin, malın satış tarihindeki gerçek değeri ile tazminatla sorumlu tutulması gerektiği-