Boşanma davası ve edinilmiş mallara katkı payı davası devam ederken, davalı kocanın kendisine ait taşınmazları meydana gelecek borçlardan kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak diğer davalıya devrettiğini ileri sürerek TBK. mad. 19 uyarınca davacı eş tarafından açılan tasarrufun iptali davasında, icra takibi ve aciz vesikası ibrazı zorunlu olmadığından mahkemece davacının dayandığı dava dosyasının sonucunun beklenilmesi ve sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra dava dosyasının işlemden kaldırıldığı ve 3 aylık yasal sürenin geçmesinden sonra davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşıldığından mahkemece Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde belirlenen vekalet ücretinin tamamına hükmedilmesi gerekeceği-
Davacı 3. kişi tarafından bildirilen fabrikanın kiralanması, demirbaşların devralınması ve vergi levhası kapsamında faaliyete başlanması tarihinden sonra borçluya bu adreste tebligatlar yapılması, borçlu şirket çalışanlarının fabrikaya ilişkin işlemlere katılması karşısında devrin muvazaalı olduğu sonucuna ulaşılarak 3. kişinin açtığı davanın reddine karar verilmesi gerektiği- Danışıklı ve geçersiz bir devir söz konusu olduğundan, davalı alacaklı tarafından karşı dava olarak açılan tasarrufun iptali davasının "hukuki yarar yokluğundan reddine" karar verilmesi gerektiği-
Tapu akit tablosuna göre davalılardan üçüncü kişi ile borçlunun komşu olduğu, davalı üçüncü kişinin taşınmazı borçludan satın aldıktan kısa süre sonra borçlunun kardeşine satış yapmasının iyiniyetli olmadığı dolayısı ile borçlunun mali durumunu bildiği kabul edileceğinden, taşınmazın gerçek değeri ile satış bedeli arasındaki bedeli farkının tesbitine gerek bulunmadığı halde bu yönde davacıya keşif masrafı yatırılması için süre verilmesinin isabetsiz olduğu- Davanın konusuz kalması halinde, "konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına", yargılama giderinin ise, tarafların haklılık durumları tesbit edildikten sonra oluşacak sonuca göre hükmedilmesi gerektiği-
Dava konusu taşınmazın davalı üçüncü kişi tarafından ihaleden alınması ve davalı dördüncü kişinin kötüniyetli olduğunun ispatlanamaması karşısında, tasarrufun iptali istemiyle açılan davanın reddi gerektiği- Dava önşart yokluğu nedeniyle reddedildiğinden kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerektiği-
Davanın önşart yokluğundan reddedilmesi nedeniyle kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına maktu vekalet ücreti tayin edilmesi gerektiği- 6183 s. K. uyarınca açılan tasarrufun iptali davasında maktu vekalet ücreti takdiri gerektiği-
Davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulh nedenleriyle; delillerin toplanmasına ilişkin ara kararı gereğinin yerine getirilmesinden önce giderilirse, Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, karar gereğinin yerine getirilmesinden sonra giderilirse tamamına hükmolunacağı- Dahili davalılara dahili dava dilekçesi tebliğ edilmiş ise de duruşma gününden önce haklarındaki davadan feragat edilmiş olduğundan, dahili davalılar yararına belirlenecek vekalet ücretinin yarısına hükmedilmesi gerekeceği-
Davacı, borçlu davalı şirketin ticari işletmesini diğer davalıya devretmesi nedeniyle aralarındaki tasarrufun iptalini talep etmiş olduğundan, her iki davalının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi vasıtası ile inceleme yapılarak borçlu davalı tarafından diğer davalıya devredilen her hangi bir mal veya hakkın olup olmadığının araştırılması, istihkak davasına konu olan malların tasarrufun iptali davasının konusunu oluşturan mallar olup olmadığının araştırılıp irdelenmesi gerekeceği-
Tasarrufun iptaline konu malın elden çıkarılması nedeni ile bedelinin nakden tazminine ilişkin dava sırasında verilen ihtiyati haczin infazı ile ilgili şikayette, İİK. mad. 261/son uyarınca, infazı yapan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesinin görevli ve yetkili olduğu-
Yayımlanmakla yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının, yasama, yürütme ve yargı organları ile idari makamları , gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağı; bu kararların derdest dosyalar yönünden uygulanması gerekeceği, Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının ,usuli kazanılmış hakların istisnasını teşkil ettiği- Anayasa Mahkemesinin iptal kararları, usulü kazanılmış hakların istisnasını teşkil ettiğinden, direnme kararının temyizi aşamasında, "tüzel kişilerin mal varlığından tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacaklarının kanuni temsilcilerinin mal varlığından tahsil edileceği"ne ilişkin 6183 sayılı Kanun’un mükerrer 35. maddesinin, Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilen hükümlerinin tasarrufun iptali davasına etkisi değerlendirilerek inceleme yapılması gerektiği-